Altın

Gelismisligin ölçüsü nedir diye sorulsa hiç tereddüt etmeden detayla ugrasmaktir' derim. Uluslararasi para sistemlerinin temelini teskil eden altin/banknot iliskisi 70´li yillarin ilk çeyreginden itibaren kopmus gibi görünse de, tüm dünyada yeryüzüne çikartilmis bulunan yaklasik 100 bin ton altinin %70´lik bölümünün Hazine ve Merkez Bankasi gibi resmi kuruluslarin rezervlerinde ve diger mali kurumlarin portföylerinde tutuldugu dikkate alindiginda, altinin dünya para sistemi içinde hâlâ önemli bir yere sahip oldugu anlasilmaktadir. Altin; soy metallerle kolayca alasima girebilmekte, gerektiginde tekrardan ayristirilabilmekte ve tüm bu islemler sirasinda degerinden hiçbir sey kaybetmemektedir. Türk halki tarafindan yüzyillardan beri talep ve muhafaza edilen altin varliginin 4-5 bin tona ulastigi tahmin edilmektedir. Bu miktar tüm dünyadaki altin mevcudunun %5´ine tekabül eder. Bu zenginligin mali portresi bugünkü degerlerle 55 milyar dolardir. Genellikle duragan olup ekonomik hayata dogrudan etkisi olmayan bu rezervin ekonomiye nasil kazandirilacagi da artik düsünülmege baslanilmistir. 1993 yili içinde çok sik telaffuz edilmeye baslayan "Altin Borsasi", "Fiziki Altin Borsasi", "Vadeli Altin Islemleri" gibi kavramlarin tam olarak anlasilmasi ve kendi ulusal piyasamizin uluslararasi dünya piyasalariyla bütünlesmesi açisindan bu kitabin önemli bir kaynak olacagina inaniyor, yazarini cani gönülden kutluyorum." - Salih Yardimci / Darphane Genel Müdürü