Alternatif Uyuşmazlık Çözümü

Stok Kodu:
9789754647136
Boyut:
165-235
Sayfa Sayısı:
1275
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
3
Basım Tarihi:
2013-02
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
37.50
30.00
9789754647136
582810
Alternatif Uyuşmazlık Çözümü
Alternatif Uyuşmazlık Çözümü
30
Günümüzün çok yönlü ve karmaşık hukukî ilişkilerinde, sayısı giderek artan anlaşmazlık ve uyuşmazlıkların dava dışında dostane yöntemlerle çözümünü yaygınlaştırmak, adalet sisteminin işleyişinde etkinliği artırmak, adalete erişimi kolaylaştırmak, uyuşmazlık çözüm süreci sonunda kişilerin daha tatminkâr sonuçlar elde etmesini sağlamak ve hepsinden önemlisi içtimaî sulhü (sosyal barışı) tesis etmek amacıyla geliştirilen alternatif uyuşmazlık çözümü, dünyanın pek çok ülkesinde farklı şekillerde ve kapsamda uygulanmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Avustralya gibi Anglo-Amerikan hukuk sistemini uy­gulayan ülkelerden doğan ve yayılan alternatif uyuşmazlık çözümü, Kıta Avrupası hukuk sisteminde de önemli bir gelişme kaydetmiş ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin çok sayıda tavsiye kararına konu olarak özel bir çalışma alanı haline gelmiştir.

Alternatif uyuşmazlık çözümü, Türk hukuk sisteminde yeterince uygulanmamaktadır. Ancak alternatif uyuşmazlık çözümü, özel hukukun bütün alanları başta olmak üzere aile hukuku, ceza hukuku ve idare hukukunda daha geniş bir uygulamaya sahip kılınmalı ve desteklenmelidir. Alternatif uyuşmazlık çözümünün gelişmesi sadece gerekli yasal değişikliklerin yapılmasına değil; fakat aynı zamanda, toplumda ve hukukçularda bir kültür değişimine bağlıdır. Uzlaşma kültürü geliştikçe, müzakere ve arabuluculuk hünerleri öğrenildikçe alternatif uyuşmazlık çözümünün uygulaması yaygınlaşacaktır. Ülkemizde alternatif uyuşmazlık çözüm usûllerinin, kişiler arasında gelişmesi yanında, alternatif uyuşmazlık çözüm hizmeti sunan merkez ve kuruluşların kurulması ve mahkeme bağlantılı alternatif uyuşmazlık çözüm usûllerinin uygulanması yönünde büyük bir beklenti vardır. Bu çalışma, alternatif uyuşmazlık çözümünü Türk hukukçularına tanıtmak ve bu alandaki diğer çalışmaları teşvik etmek amacıyla yapılmıştır.

Kitabın birinci baskısının yapıldığı 2004 yılından bu yana geçen sürede, gerek mukayeseli hukukta gerek ülkemizde, alternatif uyuşmazlık çözümü konusunda önemli gelişmeler olmuştur. 24 Mayıs 2008 tarihli Avrupa Birliği Resmî Gazetesinde yayımlanarak yürürlüğe giren Arabuluculuk Yönergesi (2008/52/EC) ile, arabuluculuk Avrupa Birliği müktesebatına girmiştir. Arabuluculuk Yönergesiyle Üye Devletlerin, üç yıl içinde iç hukuklarını Yönergeyle uyumlaştırmaları öngörülmüştür. ADR Kuzey Amerika ve Avrupadaki hızlı gelişimini sürdürürken, ülkemizde de hem doktrin hem uygulamacıların konuya olan ilgisi artmış, bu alandaki yayınlar çoğalmış, mevzuatta konuyla ilgili yeni düzenlemeler kabul edilmiş ve kanun taslakları hazırlanmıştır. Bu çerçevede Ceza Muhakemesi Kanununda ceza arabuluculuğu konusunda kapsamlı değişiklikler yapılmış, Genel İdarî Usûl Kanunu Taslağında alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına yer verilmiş, Hukuk Muhakemeleri Kanununda sulh ve arabuluculuk birlikte düzenlenmiş, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Yönetmeliği yürürlüğe koyulmuş ve Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan Yargı Reformu Stratejisinde, yargı alanında yapılması düşünülen reform çalışmaları arasında, Uyuşmazlıkları Önleyici Nitelikteki Tedbirlerin Etkin Hale Getirilmesi ve Alternatif Çözüm Yolları Geliştirilmesi özel olarak öngörülmüştür. Nihayet, Türk adalet sisteminde adalet hizmetlerinde etkinliğin sağlanmasında önemli bir referans kaynağı olan, T.C. Kalkınma Bakanlığı tarafından hazırlanan 10. Kalkınma Plânı (2014-2018), Adalet Hizmetlerinde Etkinlik Özel İhtisas Komisyonu Raporunda, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin adalet sistemine ilişkin 100. yıl (2023) vizyonu ortaya koyulmuş ve bu vizyonda, hukuk, ceza ve idarî yargılama usûlünde mahkeme bağlantılı alternatif uyuşmazlık çözüm yollarının geliştirilmesi yönünde ufuk açıcı görüşlere yer verilmiştir.

Bu gelişmeler ya­nında uygulamada, hukukçuların müzakere ve arabuluculuk hünerlerinin geliştirilmesi amacıyla yapılan meslek içi eğitimlerin yaygınlaşması ve arabuluculuğun, gerek lisans gerek yüksek lisans eğitiminde seçimlik ders olarak bazı hukuk fakültelerinin müfredatlarına girmesi, hukukumuzda konuya olan ilginin arttığının sevindirici bir göstergesidir. (Giriş'ten)

***

Toplumsal yaşamı oluşturan kişiler arasında uyuşmazlık çıkmaması, bugün için bir hayaldir. İleriye dönük yakın zamanda da bunun tersine bir sonuca varılabileceğini ümit etmek aşırı iyimserlik olur. Çünkü uyuşmazlık çıkarma ve kendisinin haklı olduğuna inanması olgusu, insanın doğasında vardır ve bu doğayı değiştirmek en azından şimdilik olanaksız gibi görünmektedir.

Buna karşılık, çıkmış olan uyuşmazlıkların tarafları ve toplumu tatmin eder şekilde maddi gerçekliğe uygun, doğru, adaletli bir biçimde sonuçlandırılması ve sonuca olabildiğince çabuk, basit yöntemler uygulanarak ve ucuz şekilde varılabilmesi insanoğlunun elindedir. Aslında bu söylenenler, hukukun ve onun bir parçası olan yargılama hukukunun amaçlarındadır.

Bugün bilebildiğimiz bütün ülkelerde, adaletin geç işlediğinden yakınılmakta ve bunun nasıl çözülebileceği üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. Çünkü, mahkemelerin önündeki dava sayıları arzu edilmeyecek kadar çoktur ve uyuşmazlık çözümü ile görevlendirilen yargıçların sayısı yeterli değildir.

Diğer taraftan hukuki ilişkilerin her geçen gün gelişmesi ve yeni yeni hukuk konularının ortaya çıkması, uyuşmazlıkların daha da karmaşıklaşmasına ve yeni uzmanlık mahkemelerinin kurulmasına neden olmaktadır. Keza, milli mahkemeler yanında, örneğin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi uluslarüstü yargı mercilerinin ortaya çıkışı ve milli mahkemelerin kararlarını etkilemeye başlaması da düne kadar düşünülemeyecek olan başka gelişmelerdendir. İnsanoğlu var olduğu sürece değişimler durmayacak ve insanoğlu kendisine lâyık olduğuna inandığı en iyinin peşinde koşup duracaktır.

Uyuşmazlık çözümü ve bu arada mahkemelerin iş yükünün azaltılması bakımından çeşitli ülkelerde uzun zamandır yapılan arayışlar ve çalışmalar, bugün için somut bazı sonuçlara ulaşmıştır. Bunlar, genellikle "alternatif uyuşmazlık çözümü (alternative dispute resolution)" (ADR) başlığı altında toplanmaktadır.
Günümüzün çok yönlü ve karmaşık hukukî ilişkilerinde, sayısı giderek artan anlaşmazlık ve uyuşmazlıkların dava dışında dostane yöntemlerle çözümünü yaygınlaştırmak, adalet sisteminin işleyişinde etkinliği artırmak, adalete erişimi kolaylaştırmak, uyuşmazlık çözüm süreci sonunda kişilerin daha tatminkâr sonuçlar elde etmesini sağlamak ve hepsinden önemlisi içtimaî sulhü (sosyal barışı) tesis etmek amacıyla geliştirilen alternatif uyuşmazlık çözümü, dünyanın pek çok ülkesinde farklı şekillerde ve kapsamda uygulanmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Avustralya gibi Anglo-Amerikan hukuk sistemini uy­gulayan ülkelerden doğan ve yayılan alternatif uyuşmazlık çözümü, Kıta Avrupası hukuk sisteminde de önemli bir gelişme kaydetmiş ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin çok sayıda tavsiye kararına konu olarak özel bir çalışma alanı haline gelmiştir.

Alternatif uyuşmazlık çözümü, Türk hukuk sisteminde yeterince uygulanmamaktadır. Ancak alternatif uyuşmazlık çözümü, özel hukukun bütün alanları başta olmak üzere aile hukuku, ceza hukuku ve idare hukukunda daha geniş bir uygulamaya sahip kılınmalı ve desteklenmelidir. Alternatif uyuşmazlık çözümünün gelişmesi sadece gerekli yasal değişikliklerin yapılmasına değil; fakat aynı zamanda, toplumda ve hukukçularda bir kültür değişimine bağlıdır. Uzlaşma kültürü geliştikçe, müzakere ve arabuluculuk hünerleri öğrenildikçe alternatif uyuşmazlık çözümünün uygulaması yaygınlaşacaktır. Ülkemizde alternatif uyuşmazlık çözüm usûllerinin, kişiler arasında gelişmesi yanında, alternatif uyuşmazlık çözüm hizmeti sunan merkez ve kuruluşların kurulması ve mahkeme bağlantılı alternatif uyuşmazlık çözüm usûllerinin uygulanması yönünde büyük bir beklenti vardır. Bu çalışma, alternatif uyuşmazlık çözümünü Türk hukukçularına tanıtmak ve bu alandaki diğer çalışmaları teşvik etmek amacıyla yapılmıştır.

Kitabın birinci baskısının yapıldığı 2004 yılından bu yana geçen sürede, gerek mukayeseli hukukta gerek ülkemizde, alternatif uyuşmazlık çözümü konusunda önemli gelişmeler olmuştur. 24 Mayıs 2008 tarihli Avrupa Birliği Resmî Gazetesinde yayımlanarak yürürlüğe giren Arabuluculuk Yönergesi (2008/52/EC) ile, arabuluculuk Avrupa Birliği müktesebatına girmiştir. Arabuluculuk Yönergesiyle Üye Devletlerin, üç yıl içinde iç hukuklarını Yönergeyle uyumlaştırmaları öngörülmüştür. ADR Kuzey Amerika ve Avrupadaki hızlı gelişimini sürdürürken, ülkemizde de hem doktrin hem uygulamacıların konuya olan ilgisi artmış, bu alandaki yayınlar çoğalmış, mevzuatta konuyla ilgili yeni düzenlemeler kabul edilmiş ve kanun taslakları hazırlanmıştır. Bu çerçevede Ceza Muhakemesi Kanununda ceza arabuluculuğu konusunda kapsamlı değişiklikler yapılmış, Genel İdarî Usûl Kanunu Taslağında alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına yer verilmiş, Hukuk Muhakemeleri Kanununda sulh ve arabuluculuk birlikte düzenlenmiş, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Yönetmeliği yürürlüğe koyulmuş ve Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan Yargı Reformu Stratejisinde, yargı alanında yapılması düşünülen reform çalışmaları arasında, Uyuşmazlıkları Önleyici Nitelikteki Tedbirlerin Etkin Hale Getirilmesi ve Alternatif Çözüm Yolları Geliştirilmesi özel olarak öngörülmüştür. Nihayet, Türk adalet sisteminde adalet hizmetlerinde etkinliğin sağlanmasında önemli bir referans kaynağı olan, T.C. Kalkınma Bakanlığı tarafından hazırlanan 10. Kalkınma Plânı (2014-2018), Adalet Hizmetlerinde Etkinlik Özel İhtisas Komisyonu Raporunda, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin adalet sistemine ilişkin 100. yıl (2023) vizyonu ortaya koyulmuş ve bu vizyonda, hukuk, ceza ve idarî yargılama usûlünde mahkeme bağlantılı alternatif uyuşmazlık çözüm yollarının geliştirilmesi yönünde ufuk açıcı görüşlere yer verilmiştir.

Bu gelişmeler ya­nında uygulamada, hukukçuların müzakere ve arabuluculuk hünerlerinin geliştirilmesi amacıyla yapılan meslek içi eğitimlerin yaygınlaşması ve arabuluculuğun, gerek lisans gerek yüksek lisans eğitiminde seçimlik ders olarak bazı hukuk fakültelerinin müfredatlarına girmesi, hukukumuzda konuya olan ilginin arttığının sevindirici bir göstergesidir. (Giriş'ten)

***

Toplumsal yaşamı oluşturan kişiler arasında uyuşmazlık çıkmaması, bugün için bir hayaldir. İleriye dönük yakın zamanda da bunun tersine bir sonuca varılabileceğini ümit etmek aşırı iyimserlik olur. Çünkü uyuşmazlık çıkarma ve kendisinin haklı olduğuna inanması olgusu, insanın doğasında vardır ve bu doğayı değiştirmek en azından şimdilik olanaksız gibi görünmektedir.

Buna karşılık, çıkmış olan uyuşmazlıkların tarafları ve toplumu tatmin eder şekilde maddi gerçekliğe uygun, doğru, adaletli bir biçimde sonuçlandırılması ve sonuca olabildiğince çabuk, basit yöntemler uygulanarak ve ucuz şekilde varılabilmesi insanoğlunun elindedir. Aslında bu söylenenler, hukukun ve onun bir parçası olan yargılama hukukunun amaçlarındadır.

Bugün bilebildiğimiz bütün ülkelerde, adaletin geç işlediğinden yakınılmakta ve bunun nasıl çözülebileceği üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. Çünkü, mahkemelerin önündeki dava sayıları arzu edilmeyecek kadar çoktur ve uyuşmazlık çözümü ile görevlendirilen yargıçların sayısı yeterli değildir.

Diğer taraftan hukuki ilişkilerin her geçen gün gelişmesi ve yeni yeni hukuk konularının ortaya çıkması, uyuşmazlıkların daha da karmaşıklaşmasına ve yeni uzmanlık mahkemelerinin kurulmasına neden olmaktadır. Keza, milli mahkemeler yanında, örneğin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi uluslarüstü yargı mercilerinin ortaya çıkışı ve milli mahkemelerin kararlarını etkilemeye başlaması da düne kadar düşünülemeyecek olan başka gelişmelerdendir. İnsanoğlu var olduğu sürece değişimler durmayacak ve insanoğlu kendisine lâyık olduğuna inandığı en iyinin peşinde koşup duracaktır.

Uyuşmazlık çözümü ve bu arada mahkemelerin iş yükünün azaltılması bakımından çeşitli ülkelerde uzun zamandır yapılan arayışlar ve çalışmalar, bugün için somut bazı sonuçlara ulaşmıştır. Bunlar, genellikle "alternatif uyuşmazlık çözümü (alternative dispute resolution)" (ADR) başlığı altında toplanmaktadır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat