9789753970005
132402
https://www.turkishbooks.com/books/alman-idealizmi-p132402.html
Alman İdealizmi
3.555
Fichte ve Schelling Alman İdealizmi olarak bilinen bir felsefi süreçte Kant ve Hegel arasında, Arı Usun Eleştirisini üreten kuşkucu ile Arı Usun Bilimini üreten felsefeci arasında dururlar. Bu düzeye dek, çabaları Hegelin çalışmasında noktalanan Alman idealistleri Kantın inanca yer açabilmek için bilgiyi bir yana atan sözde felsefesini bir yana atarlar. Çünkü bilmeyen bir felsefe felsefe değildir. Kantın konumunun hiçbir tanıtlaması yoktur. Ve hiçbir tanıtlamanın olmadığı yerde hiçbir felsefe yoktur. Yalnızca bulanık bir çocuksu söylem vardır. Ya da, bir bilinç bozulması vardır ki, orada bundan böyle usun yerini usdışı kapar. Kantın usdışına açtığı kapıdan ilkin Schopenhauer ve Nietzsche ve Kierkegaard geçerek insan kavramının bu bütünsel bozuluşuna, kuramsal, törel ve estetik çürüyüşüne anlatım verdiler, ve bu modern kötümserlik ve nihilizm adına Fichte, Schelling ve Hegelin idealizmlerine saldırdılar. Tanıtlama felsefe demektir, felsefenin parolasıdır, ve felsefe tarihinde ilk kez Fichte kategorileri ussal olarak çıkarsama girişimini başlatır. Tüm kötümser senaryonun tersine, insanın Kendisi ile ve Evreni ile barışçıl bir birleşmeye ve eksiksiz bir uyuma yetenekli olduğunu, evrende küçücük bir nokta, bir hiç olmadığını, belirleniminin sonsuz değerde olduğunu anlatır. Öte yandan, Doğanın Kantın sandığı gibi öznel bir öcü olmadığı, kendinde-şeyin yüzeysel bir görüngüsü olmadığı, tersine baştan sona nesnel bir ussallık, Biçimle kuşatılı ve örülü Özdek olduğu kavrayışı modern felsefeciliğe Schellingin bir anımsatmasıdır. Bu iki harika insan Henüz Platon ve Aristotelese bakmasalar da, onlarda bulabilecekleri pekçok şeyi kendi çabalarıyla kavradılar. Daha da önemlisi, yürekleri Spinozanın Bilgiyi ve Sevgiyi, Anlamayı ve Erdemi bir gören sözleri ile atıyordu. Onu romantikleştiren toy boyutu sildiler, Goethenin hastalıklı olduğunu söylediği romantizmi bırakıp sağlıklı olduğunu söylediği klasisizmi kavradılar. Ama en önemlisini, gerçeklik bilinci olarak felsefenin insanın tüm düşünen çağlarının bir birikimi olduğunu, bu çabadan bilinçli olarak yararlanmanın doğal ve zorunlu olduğunu Hegele dek, en sonunda modern felsefi girişimi Eytişim ile tam olarak buluşturan bu en özgür bilince dek kavrayamadılar. Gene de, Usun doğasının kuşku değil ama güven olduğunu görerek, insana değer vererek, onu gerçekliğe ve özgürlüğe değer görerek felsefenin modern dünyada olgunlaşmasına doğru paha biçilmez katkılarda bulundular.
Fichte ve Schelling Alman İdealizmi olarak bilinen bir felsefi süreçte Kant ve Hegel arasında, Arı Usun Eleştirisini üreten kuşkucu ile Arı Usun Bilimini üreten felsefeci arasında dururlar. Bu düzeye dek, çabaları Hegelin çalışmasında noktalanan Alman idealistleri Kantın inanca yer açabilmek için bilgiyi bir yana atan sözde felsefesini bir yana atarlar. Çünkü bilmeyen bir felsefe felsefe değildir. Kantın konumunun hiçbir tanıtlaması yoktur. Ve hiçbir tanıtlamanın olmadığı yerde hiçbir felsefe yoktur. Yalnızca bulanık bir çocuksu söylem vardır. Ya da, bir bilinç bozulması vardır ki, orada bundan böyle usun yerini usdışı kapar. Kantın usdışına açtığı kapıdan ilkin Schopenhauer ve Nietzsche ve Kierkegaard geçerek insan kavramının bu bütünsel bozuluşuna, kuramsal, törel ve estetik çürüyüşüne anlatım verdiler, ve bu modern kötümserlik ve nihilizm adına Fichte, Schelling ve Hegelin idealizmlerine saldırdılar. Tanıtlama felsefe demektir, felsefenin parolasıdır, ve felsefe tarihinde ilk kez Fichte kategorileri ussal olarak çıkarsama girişimini başlatır. Tüm kötümser senaryonun tersine, insanın Kendisi ile ve Evreni ile barışçıl bir birleşmeye ve eksiksiz bir uyuma yetenekli olduğunu, evrende küçücük bir nokta, bir hiç olmadığını, belirleniminin sonsuz değerde olduğunu anlatır. Öte yandan, Doğanın Kantın sandığı gibi öznel bir öcü olmadığı, kendinde-şeyin yüzeysel bir görüngüsü olmadığı, tersine baştan sona nesnel bir ussallık, Biçimle kuşatılı ve örülü Özdek olduğu kavrayışı modern felsefeciliğe Schellingin bir anımsatmasıdır. Bu iki harika insan Henüz Platon ve Aristotelese bakmasalar da, onlarda bulabilecekleri pekçok şeyi kendi çabalarıyla kavradılar. Daha da önemlisi, yürekleri Spinozanın Bilgiyi ve Sevgiyi, Anlamayı ve Erdemi bir gören sözleri ile atıyordu. Onu romantikleştiren toy boyutu sildiler, Goethenin hastalıklı olduğunu söylediği romantizmi bırakıp sağlıklı olduğunu söylediği klasisizmi kavradılar. Ama en önemlisini, gerçeklik bilinci olarak felsefenin insanın tüm düşünen çağlarının bir birikimi olduğunu, bu çabadan bilinçli olarak yararlanmanın doğal ve zorunlu olduğunu Hegele dek, en sonunda modern felsefi girişimi Eytişim ile tam olarak buluşturan bu en özgür bilince dek kavrayamadılar. Gene de, Usun doğasının kuşku değil ama güven olduğunu görerek, insana değer vererek, onu gerçekliğe ve özgürlüğe değer görerek felsefenin modern dünyada olgunlaşmasına doğru paha biçilmez katkılarda bulundular.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.