9786257716185
513754
https://www.turkishbooks.com/books/allaha-meydan-okumanin-yeni-adi-deizm-p513754.html
Allah'a Meydan Okumanın Yeni Adı Deizm
7.056
Deizm, terim anlamı olarak Latince Tanrı anlamına gelen "deus" kökünden gelir. Türkçeye
"Yaradancılık" olarak çevrilmiştir. Kutsal olarak kabul edilen bir metni ya da kutsal ile ilişkisi
olduğuna inanılan bir peygamberi kesin olarak reddeden bir düşünce sistemidir.
Deizm, evreni yaratan bir Tanrı'yı kabul eder. Deizm, Allah'ın yaratma eylemi bittiği için şu an
evrende var olan tabiat olayları (yağmur, deprem v.b.) kendi kendine gerçekleşmektedir diyerek
Allah'ın her an yaratmasını kabul etmemektedir. Bu bağlamda Deizm, emekliye ayrılmış bir
Tanrı anlayışıdır. Ayrıca Allah ile insan arasındaki ilişkiyi de kabul etmez. Bu sebeple insanın
ibadet etmesi, rızık ve şifa için Allah'a dua etmesini de absürt kabul eder.
Deizm, 17 yüzyılda Fransız Devrimi ile ortaya çıkan felsefi bir görüştür. Zira bu anlayışın
inançsal temelleri ilk olarak İblis'te görülmektedir. Buna ek olarak tarihsel ve sosyolojik temelleri
de Firavun, Medyen Halkı ve Mekkeli Müşrikler de dâhil edilebilir. Allah'ın peygamberle
gönderdiği din ile insanların hayatlarının rotasını çizmesine bu kişiler hep karşı çıkmış, kendi
görüşlerine ve nefsin arzu ve ihtiraslarına uyarak inkâr etmişler ve Allaha şirk koşmuşlardır.
Deist modern dünya anlayışı, kibirli bir şekilde hem Allah'a meydan okuyarak (Şirk-İnkâr-Kibir-
Nankörlük) hem de insanı ve tabiatı sömürerek (Kapitalizm- Pozitivizm- Diyalektik Materyalist
Komünizm- Masonik Siyonizm- Anarşist Nihilizm v.b.) en büyük suçu işlemiştir. Modernizm,
hem Tanrı'ya hem de insana-doğaya açılan bir savaştır.
Deist yaklaşım, "Tanrı, insanın hayatına da karışmaz" diyerek Peygamberi ve Kitabı (vahiy dini) kabul etmediği için Allah'ın "İlim" "Rab", "Rahman" "Müheymin" gibi sıfatlarına sınır
koymuştur. Vahyin yerine insanı ve arzularını yücelterek mutlak aklı, pozitivist-materyalist bilim
anlayışı ve bilim insanını merkeze koymuştur. Bu bağlamda Allah'ı merkeze koymadığı gibi, her
şeyi insanın egosuna, akıl ve bilime havale etmiştir. Hakikati orada aramıştır. Böylece Allah'ı bu
konuda dışarıda tuttuğu, Allah'a eksik, aciz sıfatlar verdiği ve sınırladığı, aklı ve bilimi Tanrı
seviyesine çıkardığı için deistler küfür ve şirk inancı içindedir.
Modernizm, insanı ve tabiatı mahvetmiştir. Allah ile insan, Allah ile doğa, insan ile insan, insan
ile tabiatın barışı, maddi/manevi huzuru için kelime anlamı barış ve esenlik olan, son hak din
İslam'ın (Kitap ve Sünnet) rehberliğine çağımız insanının acil ihtiyacı vardır.
"Yaradancılık" olarak çevrilmiştir. Kutsal olarak kabul edilen bir metni ya da kutsal ile ilişkisi
olduğuna inanılan bir peygamberi kesin olarak reddeden bir düşünce sistemidir.
Deizm, evreni yaratan bir Tanrı'yı kabul eder. Deizm, Allah'ın yaratma eylemi bittiği için şu an
evrende var olan tabiat olayları (yağmur, deprem v.b.) kendi kendine gerçekleşmektedir diyerek
Allah'ın her an yaratmasını kabul etmemektedir. Bu bağlamda Deizm, emekliye ayrılmış bir
Tanrı anlayışıdır. Ayrıca Allah ile insan arasındaki ilişkiyi de kabul etmez. Bu sebeple insanın
ibadet etmesi, rızık ve şifa için Allah'a dua etmesini de absürt kabul eder.
Deizm, 17 yüzyılda Fransız Devrimi ile ortaya çıkan felsefi bir görüştür. Zira bu anlayışın
inançsal temelleri ilk olarak İblis'te görülmektedir. Buna ek olarak tarihsel ve sosyolojik temelleri
de Firavun, Medyen Halkı ve Mekkeli Müşrikler de dâhil edilebilir. Allah'ın peygamberle
gönderdiği din ile insanların hayatlarının rotasını çizmesine bu kişiler hep karşı çıkmış, kendi
görüşlerine ve nefsin arzu ve ihtiraslarına uyarak inkâr etmişler ve Allaha şirk koşmuşlardır.
Deist modern dünya anlayışı, kibirli bir şekilde hem Allah'a meydan okuyarak (Şirk-İnkâr-Kibir-
Nankörlük) hem de insanı ve tabiatı sömürerek (Kapitalizm- Pozitivizm- Diyalektik Materyalist
Komünizm- Masonik Siyonizm- Anarşist Nihilizm v.b.) en büyük suçu işlemiştir. Modernizm,
hem Tanrı'ya hem de insana-doğaya açılan bir savaştır.
Deist yaklaşım, "Tanrı, insanın hayatına da karışmaz" diyerek Peygamberi ve Kitabı (vahiy dini) kabul etmediği için Allah'ın "İlim" "Rab", "Rahman" "Müheymin" gibi sıfatlarına sınır
koymuştur. Vahyin yerine insanı ve arzularını yücelterek mutlak aklı, pozitivist-materyalist bilim
anlayışı ve bilim insanını merkeze koymuştur. Bu bağlamda Allah'ı merkeze koymadığı gibi, her
şeyi insanın egosuna, akıl ve bilime havale etmiştir. Hakikati orada aramıştır. Böylece Allah'ı bu
konuda dışarıda tuttuğu, Allah'a eksik, aciz sıfatlar verdiği ve sınırladığı, aklı ve bilimi Tanrı
seviyesine çıkardığı için deistler küfür ve şirk inancı içindedir.
Modernizm, insanı ve tabiatı mahvetmiştir. Allah ile insan, Allah ile doğa, insan ile insan, insan
ile tabiatın barışı, maddi/manevi huzuru için kelime anlamı barış ve esenlik olan, son hak din
İslam'ın (Kitap ve Sünnet) rehberliğine çağımız insanının acil ihtiyacı vardır.
Deizm, terim anlamı olarak Latince Tanrı anlamına gelen "deus" kökünden gelir. Türkçeye
"Yaradancılık" olarak çevrilmiştir. Kutsal olarak kabul edilen bir metni ya da kutsal ile ilişkisi
olduğuna inanılan bir peygamberi kesin olarak reddeden bir düşünce sistemidir.
Deizm, evreni yaratan bir Tanrı'yı kabul eder. Deizm, Allah'ın yaratma eylemi bittiği için şu an
evrende var olan tabiat olayları (yağmur, deprem v.b.) kendi kendine gerçekleşmektedir diyerek
Allah'ın her an yaratmasını kabul etmemektedir. Bu bağlamda Deizm, emekliye ayrılmış bir
Tanrı anlayışıdır. Ayrıca Allah ile insan arasındaki ilişkiyi de kabul etmez. Bu sebeple insanın
ibadet etmesi, rızık ve şifa için Allah'a dua etmesini de absürt kabul eder.
Deizm, 17 yüzyılda Fransız Devrimi ile ortaya çıkan felsefi bir görüştür. Zira bu anlayışın
inançsal temelleri ilk olarak İblis'te görülmektedir. Buna ek olarak tarihsel ve sosyolojik temelleri
de Firavun, Medyen Halkı ve Mekkeli Müşrikler de dâhil edilebilir. Allah'ın peygamberle
gönderdiği din ile insanların hayatlarının rotasını çizmesine bu kişiler hep karşı çıkmış, kendi
görüşlerine ve nefsin arzu ve ihtiraslarına uyarak inkâr etmişler ve Allaha şirk koşmuşlardır.
Deist modern dünya anlayışı, kibirli bir şekilde hem Allah'a meydan okuyarak (Şirk-İnkâr-Kibir-
Nankörlük) hem de insanı ve tabiatı sömürerek (Kapitalizm- Pozitivizm- Diyalektik Materyalist
Komünizm- Masonik Siyonizm- Anarşist Nihilizm v.b.) en büyük suçu işlemiştir. Modernizm,
hem Tanrı'ya hem de insana-doğaya açılan bir savaştır.
Deist yaklaşım, "Tanrı, insanın hayatına da karışmaz" diyerek Peygamberi ve Kitabı (vahiy dini) kabul etmediği için Allah'ın "İlim" "Rab", "Rahman" "Müheymin" gibi sıfatlarına sınır
koymuştur. Vahyin yerine insanı ve arzularını yücelterek mutlak aklı, pozitivist-materyalist bilim
anlayışı ve bilim insanını merkeze koymuştur. Bu bağlamda Allah'ı merkeze koymadığı gibi, her
şeyi insanın egosuna, akıl ve bilime havale etmiştir. Hakikati orada aramıştır. Böylece Allah'ı bu
konuda dışarıda tuttuğu, Allah'a eksik, aciz sıfatlar verdiği ve sınırladığı, aklı ve bilimi Tanrı
seviyesine çıkardığı için deistler küfür ve şirk inancı içindedir.
Modernizm, insanı ve tabiatı mahvetmiştir. Allah ile insan, Allah ile doğa, insan ile insan, insan
ile tabiatın barışı, maddi/manevi huzuru için kelime anlamı barış ve esenlik olan, son hak din
İslam'ın (Kitap ve Sünnet) rehberliğine çağımız insanının acil ihtiyacı vardır.
"Yaradancılık" olarak çevrilmiştir. Kutsal olarak kabul edilen bir metni ya da kutsal ile ilişkisi
olduğuna inanılan bir peygamberi kesin olarak reddeden bir düşünce sistemidir.
Deizm, evreni yaratan bir Tanrı'yı kabul eder. Deizm, Allah'ın yaratma eylemi bittiği için şu an
evrende var olan tabiat olayları (yağmur, deprem v.b.) kendi kendine gerçekleşmektedir diyerek
Allah'ın her an yaratmasını kabul etmemektedir. Bu bağlamda Deizm, emekliye ayrılmış bir
Tanrı anlayışıdır. Ayrıca Allah ile insan arasındaki ilişkiyi de kabul etmez. Bu sebeple insanın
ibadet etmesi, rızık ve şifa için Allah'a dua etmesini de absürt kabul eder.
Deizm, 17 yüzyılda Fransız Devrimi ile ortaya çıkan felsefi bir görüştür. Zira bu anlayışın
inançsal temelleri ilk olarak İblis'te görülmektedir. Buna ek olarak tarihsel ve sosyolojik temelleri
de Firavun, Medyen Halkı ve Mekkeli Müşrikler de dâhil edilebilir. Allah'ın peygamberle
gönderdiği din ile insanların hayatlarının rotasını çizmesine bu kişiler hep karşı çıkmış, kendi
görüşlerine ve nefsin arzu ve ihtiraslarına uyarak inkâr etmişler ve Allaha şirk koşmuşlardır.
Deist modern dünya anlayışı, kibirli bir şekilde hem Allah'a meydan okuyarak (Şirk-İnkâr-Kibir-
Nankörlük) hem de insanı ve tabiatı sömürerek (Kapitalizm- Pozitivizm- Diyalektik Materyalist
Komünizm- Masonik Siyonizm- Anarşist Nihilizm v.b.) en büyük suçu işlemiştir. Modernizm,
hem Tanrı'ya hem de insana-doğaya açılan bir savaştır.
Deist yaklaşım, "Tanrı, insanın hayatına da karışmaz" diyerek Peygamberi ve Kitabı (vahiy dini) kabul etmediği için Allah'ın "İlim" "Rab", "Rahman" "Müheymin" gibi sıfatlarına sınır
koymuştur. Vahyin yerine insanı ve arzularını yücelterek mutlak aklı, pozitivist-materyalist bilim
anlayışı ve bilim insanını merkeze koymuştur. Bu bağlamda Allah'ı merkeze koymadığı gibi, her
şeyi insanın egosuna, akıl ve bilime havale etmiştir. Hakikati orada aramıştır. Böylece Allah'ı bu
konuda dışarıda tuttuğu, Allah'a eksik, aciz sıfatlar verdiği ve sınırladığı, aklı ve bilimi Tanrı
seviyesine çıkardığı için deistler küfür ve şirk inancı içindedir.
Modernizm, insanı ve tabiatı mahvetmiştir. Allah ile insan, Allah ile doğa, insan ile insan, insan
ile tabiatın barışı, maddi/manevi huzuru için kelime anlamı barış ve esenlik olan, son hak din
İslam'ın (Kitap ve Sünnet) rehberliğine çağımız insanının acil ihtiyacı vardır.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.