9786055229030
482227
https://www.turkishbooks.com/books/alba-p482227.html
Alba
4.8
"2580 yılı.
Uzay gemisi Hawking, solucandeliğindeki uzun, mide bulandırıcı, göz karartıcı ve klasik fizik
kurallarıyla açıklanması olanaksız kestirme yolculuğundan sonra uzay boşluğunda madde-
antimadde tepkimeli iticiler yardımıyla ışık hızına yakın hızlarda olmasına rağmen oldukça
sakin bir şekilde ilerliyordu."
*
Ses, bunların güneş enerjisini toplayan bir tür güneş pili olduğunu tahmin etti. Duvarın
çevrelediği alan çoğunlukla bu panellerle kaplıydı fakat az ötede panellerin arasında bir
kubbe gördü. Panellerin üstünden bir kedi gibi sessizce yürüyerek o kubbeye ulaştı ve
aşağıya baktı. Kubbe saydamdı. Dikkatlice içeri bakınca aşağıda hareket eden insanlar
gördüğünü düşündü. Gözlerini kırpıştırıp yeniden baktı. Gerçekten de aşağıda birkaç kafa
bir oraya bir buraya hareket ediyordu. Birden hepsi durdu. Aralarından birisi tavanda bir
noktaya işaret etti. Kafalar yukarı kalktı ve Ses hepsinin kendine baktığını gördü.
Heyecandan önce kıpkırmızı oldu sonra soğuk soğuk terlemeye başladı. Hemen oradan
kaçıp kurtulması gerektiğine karar vermesi saniyenin onda biri kadar bile sürmemişti.
Geldiği yöne doğru koşmaya çalışırken aceleden dizini panellerden birine çarptı; dizi sıyrıldı
ve kanamaya başladı. "Dikkatli olmazsam sonum kötü olabilir" diye düşündü ve panellerin
üzerinde bazen iki, bazen dört ayak üstünde koşarak duvarın kenarına ulaştı. Neyse ki
duvara bağlı çengelin ucunu hemen buldu ve ona tutunarak hızla aşağıya kaydı...
**
Murat Bengisu'nun ilk bilimkurgu romanı yakın geleceğe dair bir distopyaydı.
Yeni romanı "Alba" ise daha barışçıl ve çevreci bir uygarlık kurması düşüncesi ile başlıyor.
Alba, savaşarak yok olma noktasına yaklaştıktan sonra akıllanan ve yeni teknolojilerle
donatılmış uzay gemileri ve bilimsel gelişmeler sayesinde artık başka gezegenlere ulaşıp
oralarda koloniler oluşturmayı başaran insanoğlunun yeni gezegenlerden birisi.
Okyanuslar, mavi çöller ve beyaz ormanlarla kaplı bu gezegeni keşfeden öncülerin kurduğu
koloni yıllar içinde büyüyor.
Alba, içinde heyecan verici sırlar barındıran bir gezegen. Alba'yı ve orada yaşayan öncüleri
ziyarete gelen bir keşif grubunun gözünden bu esrarengiz, tehlikeli, sıradışı dünyada yaşanan
olayların tanığı oluyoruz...
***
1963 Almanya doğumlu yazar, mühendislik yüksek öğrenimini ABD'de tamamladıktan sonra
akademik hayata atıldı. Çeşitli mühendislik derslerinin yanında yenilik yönetimi, tasarım
mühendisliği, araştırma yöntemleri, ileri malzemeler gibi konularda akademik dersler veriyor.
Çocukluğundan beri bilimkurguyu çok seviyor.
Uzay gemisi Hawking, solucandeliğindeki uzun, mide bulandırıcı, göz karartıcı ve klasik fizik
kurallarıyla açıklanması olanaksız kestirme yolculuğundan sonra uzay boşluğunda madde-
antimadde tepkimeli iticiler yardımıyla ışık hızına yakın hızlarda olmasına rağmen oldukça
sakin bir şekilde ilerliyordu."
*
Ses, bunların güneş enerjisini toplayan bir tür güneş pili olduğunu tahmin etti. Duvarın
çevrelediği alan çoğunlukla bu panellerle kaplıydı fakat az ötede panellerin arasında bir
kubbe gördü. Panellerin üstünden bir kedi gibi sessizce yürüyerek o kubbeye ulaştı ve
aşağıya baktı. Kubbe saydamdı. Dikkatlice içeri bakınca aşağıda hareket eden insanlar
gördüğünü düşündü. Gözlerini kırpıştırıp yeniden baktı. Gerçekten de aşağıda birkaç kafa
bir oraya bir buraya hareket ediyordu. Birden hepsi durdu. Aralarından birisi tavanda bir
noktaya işaret etti. Kafalar yukarı kalktı ve Ses hepsinin kendine baktığını gördü.
Heyecandan önce kıpkırmızı oldu sonra soğuk soğuk terlemeye başladı. Hemen oradan
kaçıp kurtulması gerektiğine karar vermesi saniyenin onda biri kadar bile sürmemişti.
Geldiği yöne doğru koşmaya çalışırken aceleden dizini panellerden birine çarptı; dizi sıyrıldı
ve kanamaya başladı. "Dikkatli olmazsam sonum kötü olabilir" diye düşündü ve panellerin
üzerinde bazen iki, bazen dört ayak üstünde koşarak duvarın kenarına ulaştı. Neyse ki
duvara bağlı çengelin ucunu hemen buldu ve ona tutunarak hızla aşağıya kaydı...
**
Murat Bengisu'nun ilk bilimkurgu romanı yakın geleceğe dair bir distopyaydı.
Yeni romanı "Alba" ise daha barışçıl ve çevreci bir uygarlık kurması düşüncesi ile başlıyor.
Alba, savaşarak yok olma noktasına yaklaştıktan sonra akıllanan ve yeni teknolojilerle
donatılmış uzay gemileri ve bilimsel gelişmeler sayesinde artık başka gezegenlere ulaşıp
oralarda koloniler oluşturmayı başaran insanoğlunun yeni gezegenlerden birisi.
Okyanuslar, mavi çöller ve beyaz ormanlarla kaplı bu gezegeni keşfeden öncülerin kurduğu
koloni yıllar içinde büyüyor.
Alba, içinde heyecan verici sırlar barındıran bir gezegen. Alba'yı ve orada yaşayan öncüleri
ziyarete gelen bir keşif grubunun gözünden bu esrarengiz, tehlikeli, sıradışı dünyada yaşanan
olayların tanığı oluyoruz...
***
1963 Almanya doğumlu yazar, mühendislik yüksek öğrenimini ABD'de tamamladıktan sonra
akademik hayata atıldı. Çeşitli mühendislik derslerinin yanında yenilik yönetimi, tasarım
mühendisliği, araştırma yöntemleri, ileri malzemeler gibi konularda akademik dersler veriyor.
Çocukluğundan beri bilimkurguyu çok seviyor.
"2580 yılı.
Uzay gemisi Hawking, solucandeliğindeki uzun, mide bulandırıcı, göz karartıcı ve klasik fizik
kurallarıyla açıklanması olanaksız kestirme yolculuğundan sonra uzay boşluğunda madde-
antimadde tepkimeli iticiler yardımıyla ışık hızına yakın hızlarda olmasına rağmen oldukça
sakin bir şekilde ilerliyordu."
*
Ses, bunların güneş enerjisini toplayan bir tür güneş pili olduğunu tahmin etti. Duvarın
çevrelediği alan çoğunlukla bu panellerle kaplıydı fakat az ötede panellerin arasında bir
kubbe gördü. Panellerin üstünden bir kedi gibi sessizce yürüyerek o kubbeye ulaştı ve
aşağıya baktı. Kubbe saydamdı. Dikkatlice içeri bakınca aşağıda hareket eden insanlar
gördüğünü düşündü. Gözlerini kırpıştırıp yeniden baktı. Gerçekten de aşağıda birkaç kafa
bir oraya bir buraya hareket ediyordu. Birden hepsi durdu. Aralarından birisi tavanda bir
noktaya işaret etti. Kafalar yukarı kalktı ve Ses hepsinin kendine baktığını gördü.
Heyecandan önce kıpkırmızı oldu sonra soğuk soğuk terlemeye başladı. Hemen oradan
kaçıp kurtulması gerektiğine karar vermesi saniyenin onda biri kadar bile sürmemişti.
Geldiği yöne doğru koşmaya çalışırken aceleden dizini panellerden birine çarptı; dizi sıyrıldı
ve kanamaya başladı. "Dikkatli olmazsam sonum kötü olabilir" diye düşündü ve panellerin
üzerinde bazen iki, bazen dört ayak üstünde koşarak duvarın kenarına ulaştı. Neyse ki
duvara bağlı çengelin ucunu hemen buldu ve ona tutunarak hızla aşağıya kaydı...
**
Murat Bengisu'nun ilk bilimkurgu romanı yakın geleceğe dair bir distopyaydı.
Yeni romanı "Alba" ise daha barışçıl ve çevreci bir uygarlık kurması düşüncesi ile başlıyor.
Alba, savaşarak yok olma noktasına yaklaştıktan sonra akıllanan ve yeni teknolojilerle
donatılmış uzay gemileri ve bilimsel gelişmeler sayesinde artık başka gezegenlere ulaşıp
oralarda koloniler oluşturmayı başaran insanoğlunun yeni gezegenlerden birisi.
Okyanuslar, mavi çöller ve beyaz ormanlarla kaplı bu gezegeni keşfeden öncülerin kurduğu
koloni yıllar içinde büyüyor.
Alba, içinde heyecan verici sırlar barındıran bir gezegen. Alba'yı ve orada yaşayan öncüleri
ziyarete gelen bir keşif grubunun gözünden bu esrarengiz, tehlikeli, sıradışı dünyada yaşanan
olayların tanığı oluyoruz...
***
1963 Almanya doğumlu yazar, mühendislik yüksek öğrenimini ABD'de tamamladıktan sonra
akademik hayata atıldı. Çeşitli mühendislik derslerinin yanında yenilik yönetimi, tasarım
mühendisliği, araştırma yöntemleri, ileri malzemeler gibi konularda akademik dersler veriyor.
Çocukluğundan beri bilimkurguyu çok seviyor.
Uzay gemisi Hawking, solucandeliğindeki uzun, mide bulandırıcı, göz karartıcı ve klasik fizik
kurallarıyla açıklanması olanaksız kestirme yolculuğundan sonra uzay boşluğunda madde-
antimadde tepkimeli iticiler yardımıyla ışık hızına yakın hızlarda olmasına rağmen oldukça
sakin bir şekilde ilerliyordu."
*
Ses, bunların güneş enerjisini toplayan bir tür güneş pili olduğunu tahmin etti. Duvarın
çevrelediği alan çoğunlukla bu panellerle kaplıydı fakat az ötede panellerin arasında bir
kubbe gördü. Panellerin üstünden bir kedi gibi sessizce yürüyerek o kubbeye ulaştı ve
aşağıya baktı. Kubbe saydamdı. Dikkatlice içeri bakınca aşağıda hareket eden insanlar
gördüğünü düşündü. Gözlerini kırpıştırıp yeniden baktı. Gerçekten de aşağıda birkaç kafa
bir oraya bir buraya hareket ediyordu. Birden hepsi durdu. Aralarından birisi tavanda bir
noktaya işaret etti. Kafalar yukarı kalktı ve Ses hepsinin kendine baktığını gördü.
Heyecandan önce kıpkırmızı oldu sonra soğuk soğuk terlemeye başladı. Hemen oradan
kaçıp kurtulması gerektiğine karar vermesi saniyenin onda biri kadar bile sürmemişti.
Geldiği yöne doğru koşmaya çalışırken aceleden dizini panellerden birine çarptı; dizi sıyrıldı
ve kanamaya başladı. "Dikkatli olmazsam sonum kötü olabilir" diye düşündü ve panellerin
üzerinde bazen iki, bazen dört ayak üstünde koşarak duvarın kenarına ulaştı. Neyse ki
duvara bağlı çengelin ucunu hemen buldu ve ona tutunarak hızla aşağıya kaydı...
**
Murat Bengisu'nun ilk bilimkurgu romanı yakın geleceğe dair bir distopyaydı.
Yeni romanı "Alba" ise daha barışçıl ve çevreci bir uygarlık kurması düşüncesi ile başlıyor.
Alba, savaşarak yok olma noktasına yaklaştıktan sonra akıllanan ve yeni teknolojilerle
donatılmış uzay gemileri ve bilimsel gelişmeler sayesinde artık başka gezegenlere ulaşıp
oralarda koloniler oluşturmayı başaran insanoğlunun yeni gezegenlerden birisi.
Okyanuslar, mavi çöller ve beyaz ormanlarla kaplı bu gezegeni keşfeden öncülerin kurduğu
koloni yıllar içinde büyüyor.
Alba, içinde heyecan verici sırlar barındıran bir gezegen. Alba'yı ve orada yaşayan öncüleri
ziyarete gelen bir keşif grubunun gözünden bu esrarengiz, tehlikeli, sıradışı dünyada yaşanan
olayların tanığı oluyoruz...
***
1963 Almanya doğumlu yazar, mühendislik yüksek öğrenimini ABD'de tamamladıktan sonra
akademik hayata atıldı. Çeşitli mühendislik derslerinin yanında yenilik yönetimi, tasarım
mühendisliği, araştırma yöntemleri, ileri malzemeler gibi konularda akademik dersler veriyor.
Çocukluğundan beri bilimkurguyu çok seviyor.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.