9786056347108
555573
https://www.turkishbooks.com/books/alaca-p555573.html
Alaca
2.4
Ferdi Aydın
Ferdi Aydın, İstanbul'da doğdu. Elektrik ve gökyüzü ile arası oldukça iyi. Uzun süre dans etti ve soluklanırken kurmaca ile uğraştı. Dünyanın birçok yerini çok iyi biliyor ve edebiyatın bir yeraltı zenginliği olduğuna inanıyor. Bu doğrultuda içinde Alaca'nın ilk romanını yazdı ve o basılırken diğerlerini gün yüzüne çıkarmaya hazırlanıyor.
Alaca
Biz kimiz? Daha doğrusu tek, biricik, bir tek, yani parçalanamaz olarak yaşamını sürdüren bizler kaç taneyiz? Biz, bizi izlerken yüzümüzde asılı duran gözlerimizin sayısından çok daha fazlayız. Ne kadar reddetsek de, buna razı olmasak da,bu böyle. Parçalanırken ve dağılıp yok olmadan kendi kuyumuzu büyük bir şevkle kazıyoruz. Öte yandan, tam kuyuya düşürülecekken, sırtımızdaki elin kendimize ait olduğunu fark ediyoruz. Şartlar bu denli olgunlaşmışken hâla hayattayız. Kuyuda değil. Ferdi Aydın, Shakespeare'den Shelley'e, Chesterton'dan Palahniuk'a kadar bir edebiyatın izini sürmüş bu romanda. Bunu yaparken göğün ışığına, kuyuların karanlığını da karıştırarak kozmik bir evren oluşturmuş.
Ferdi Aydın, İstanbul'da doğdu. Elektrik ve gökyüzü ile arası oldukça iyi. Uzun süre dans etti ve soluklanırken kurmaca ile uğraştı. Dünyanın birçok yerini çok iyi biliyor ve edebiyatın bir yeraltı zenginliği olduğuna inanıyor. Bu doğrultuda içinde Alaca'nın ilk romanını yazdı ve o basılırken diğerlerini gün yüzüne çıkarmaya hazırlanıyor.
Alaca
Biz kimiz? Daha doğrusu tek, biricik, bir tek, yani parçalanamaz olarak yaşamını sürdüren bizler kaç taneyiz? Biz, bizi izlerken yüzümüzde asılı duran gözlerimizin sayısından çok daha fazlayız. Ne kadar reddetsek de, buna razı olmasak da,bu böyle. Parçalanırken ve dağılıp yok olmadan kendi kuyumuzu büyük bir şevkle kazıyoruz. Öte yandan, tam kuyuya düşürülecekken, sırtımızdaki elin kendimize ait olduğunu fark ediyoruz. Şartlar bu denli olgunlaşmışken hâla hayattayız. Kuyuda değil. Ferdi Aydın, Shakespeare'den Shelley'e, Chesterton'dan Palahniuk'a kadar bir edebiyatın izini sürmüş bu romanda. Bunu yaparken göğün ışığına, kuyuların karanlığını da karıştırarak kozmik bir evren oluşturmuş.
Ferdi Aydın
Ferdi Aydın, İstanbul'da doğdu. Elektrik ve gökyüzü ile arası oldukça iyi. Uzun süre dans etti ve soluklanırken kurmaca ile uğraştı. Dünyanın birçok yerini çok iyi biliyor ve edebiyatın bir yeraltı zenginliği olduğuna inanıyor. Bu doğrultuda içinde Alaca'nın ilk romanını yazdı ve o basılırken diğerlerini gün yüzüne çıkarmaya hazırlanıyor.
Alaca
Biz kimiz? Daha doğrusu tek, biricik, bir tek, yani parçalanamaz olarak yaşamını sürdüren bizler kaç taneyiz? Biz, bizi izlerken yüzümüzde asılı duran gözlerimizin sayısından çok daha fazlayız. Ne kadar reddetsek de, buna razı olmasak da,bu böyle. Parçalanırken ve dağılıp yok olmadan kendi kuyumuzu büyük bir şevkle kazıyoruz. Öte yandan, tam kuyuya düşürülecekken, sırtımızdaki elin kendimize ait olduğunu fark ediyoruz. Şartlar bu denli olgunlaşmışken hâla hayattayız. Kuyuda değil. Ferdi Aydın, Shakespeare'den Shelley'e, Chesterton'dan Palahniuk'a kadar bir edebiyatın izini sürmüş bu romanda. Bunu yaparken göğün ışığına, kuyuların karanlığını da karıştırarak kozmik bir evren oluşturmuş.
Ferdi Aydın, İstanbul'da doğdu. Elektrik ve gökyüzü ile arası oldukça iyi. Uzun süre dans etti ve soluklanırken kurmaca ile uğraştı. Dünyanın birçok yerini çok iyi biliyor ve edebiyatın bir yeraltı zenginliği olduğuna inanıyor. Bu doğrultuda içinde Alaca'nın ilk romanını yazdı ve o basılırken diğerlerini gün yüzüne çıkarmaya hazırlanıyor.
Alaca
Biz kimiz? Daha doğrusu tek, biricik, bir tek, yani parçalanamaz olarak yaşamını sürdüren bizler kaç taneyiz? Biz, bizi izlerken yüzümüzde asılı duran gözlerimizin sayısından çok daha fazlayız. Ne kadar reddetsek de, buna razı olmasak da,bu böyle. Parçalanırken ve dağılıp yok olmadan kendi kuyumuzu büyük bir şevkle kazıyoruz. Öte yandan, tam kuyuya düşürülecekken, sırtımızdaki elin kendimize ait olduğunu fark ediyoruz. Şartlar bu denli olgunlaşmışken hâla hayattayız. Kuyuda değil. Ferdi Aydın, Shakespeare'den Shelley'e, Chesterton'dan Palahniuk'a kadar bir edebiyatın izini sürmüş bu romanda. Bunu yaparken göğün ışığına, kuyuların karanlığını da karıştırarak kozmik bir evren oluşturmuş.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.