3001911100015
152841
https://www.turkishbooks.com/books/akpnin-feneri-boyle-sondu-p152841.html
AKP'nin Feneri Böyle Söndü Sarsıcı Belgelerle Deniz Feneri eV Dosyası
5.556
Deniz Feneri sadece Avrupa'da değil, Türkiye'de de iki yüzyılın en büyük "yardım vurgunu"dur. Mahkeme kayıtlarına ve tanık ifadelerine göre, belirli bir siyaseti desteklemek için yapılmıştır ve bu yine aynı kayıtlara göre "AKP'nin siyaseti"dir. Bu kitapta vurgunun öyküsü anlatılırken, insanların Avrupa ve Türkiye'de basın-yayın araçlarıyla nasıl kandırıldığını; toplanan paraların kişisel sermayelere ve bir kesimi beslemeye nasıl dönüştüğünü belgeleriyle göreceksiniz. Zaman zaman hüzünlenecek, zaman zaman kızacaksınız. İşte Deniz Feneri dosyasındaki gerçeklerden bazıları: Şimdi RTÜK Başkanı olan Dr. Aykut Zahid Akman, Deniz Feneri'ne gelen paralarla birçok şirkete ortak yapıldı. Adına 580 bin Euro sermaye yatırıldı ve 2006 sonuna kadar da Deniz Feneri'nden payını almayı sürdürdü. Deniz Fenerciler bir de kooperatif kurup ikinci kez çarptı. 12 milyon Euro uçuruldu. Türkler ve Alman devleti dolandırıldı. Dr. Aykut Zahid Akman, bu kooperatife yatırım için Hilton'da kalıyor, özel arabayla getirilip götürülüyordu. Deniz Feneri'ne gelen yardımlardan 400 bin Euro, İstanbul'daki Haliç Ltd.'e aktarıldı. İddialara göre bir süre sonra 'gemicik' alımında 500 bin dolar kullanıldı. Bu paranın kaynağı neydi? Başbakan Erdoğan, Alman Büyükelçi'ye "Kanal 7 bağını ve Deniz Feneri zanlılarım" sordu. Antalya'daki tecavüzcü Marco ile Fenerci takası iddiaları bile akıllara düştü. Almanya'daki Deniz Feneri ve Türkiye'deki Deniz Feneri bağlantılıydı. Paralar elden getirilip İstanbul'daki Kanal 7de teslim ediliyordu. Milyonlarca Euro böyle getirildi. Yardımlar hiçbir zaman yerine ulaşmadı. Yardım için tek bir personel yoktu. Milyonlarca Euro yardım parası özel amaçlar, bir partiye hizmet ve şirketler için kullanıldı. Konserlerde toplanan paralar anında paylaştırıldı. Alman Mahkemesi ve Polisi'ne göre, "Kanal 7'nin başındaki Zekeriya Karaman ve Dr. Aykut Zahid Akman suçla iç içedir. Sadece Almanya'da toplanan ve özel amaçlara kullanılan para 150 milyon Euro'dur. En az 21 bin mağdur vardır. Deniz Feneri'ne akan paraları bir yerlere yatıranlar, karşılığında fatura bulmak için olaydan haberi olmayan muhtarlıklar ve köyler adına belgeler hazırladı. Her aşamada sahtekârlık vardı. Yetmedi, paraları bazı Kanal 7'cilere göre "kırmızı pasaportlu" kuryeler taşıdı. Ve tümü belgeli, daha yüzlerce gerçek... Önce Necmettin Erbakan ı ardından AKP'yi desteklediği belgelerle, ifadelerle saptanan zihniyetin diskotek, Hilton, Mercedes ve taksi şirketleri maceralarını da okuyacaksınız. Belki de bir dönemin çöküşünün başlangıcını bulacaksınız. Yeşil Sermaye holdingleri Kombassan, Yimpaşla başlayan ve Deniz Feneri ile biten soygunun bu kitabı, bir dönemi de şok skandallarla kapatacak gibi görünüyor.
Deniz Feneri sadece Avrupa'da değil, Türkiye'de de iki yüzyılın en büyük "yardım vurgunu"dur. Mahkeme kayıtlarına ve tanık ifadelerine göre, belirli bir siyaseti desteklemek için yapılmıştır ve bu yine aynı kayıtlara göre "AKP'nin siyaseti"dir. Bu kitapta vurgunun öyküsü anlatılırken, insanların Avrupa ve Türkiye'de basın-yayın araçlarıyla nasıl kandırıldığını; toplanan paraların kişisel sermayelere ve bir kesimi beslemeye nasıl dönüştüğünü belgeleriyle göreceksiniz. Zaman zaman hüzünlenecek, zaman zaman kızacaksınız. İşte Deniz Feneri dosyasındaki gerçeklerden bazıları: Şimdi RTÜK Başkanı olan Dr. Aykut Zahid Akman, Deniz Feneri'ne gelen paralarla birçok şirkete ortak yapıldı. Adına 580 bin Euro sermaye yatırıldı ve 2006 sonuna kadar da Deniz Feneri'nden payını almayı sürdürdü. Deniz Fenerciler bir de kooperatif kurup ikinci kez çarptı. 12 milyon Euro uçuruldu. Türkler ve Alman devleti dolandırıldı. Dr. Aykut Zahid Akman, bu kooperatife yatırım için Hilton'da kalıyor, özel arabayla getirilip götürülüyordu. Deniz Feneri'ne gelen yardımlardan 400 bin Euro, İstanbul'daki Haliç Ltd.'e aktarıldı. İddialara göre bir süre sonra 'gemicik' alımında 500 bin dolar kullanıldı. Bu paranın kaynağı neydi? Başbakan Erdoğan, Alman Büyükelçi'ye "Kanal 7 bağını ve Deniz Feneri zanlılarım" sordu. Antalya'daki tecavüzcü Marco ile Fenerci takası iddiaları bile akıllara düştü. Almanya'daki Deniz Feneri ve Türkiye'deki Deniz Feneri bağlantılıydı. Paralar elden getirilip İstanbul'daki Kanal 7de teslim ediliyordu. Milyonlarca Euro böyle getirildi. Yardımlar hiçbir zaman yerine ulaşmadı. Yardım için tek bir personel yoktu. Milyonlarca Euro yardım parası özel amaçlar, bir partiye hizmet ve şirketler için kullanıldı. Konserlerde toplanan paralar anında paylaştırıldı. Alman Mahkemesi ve Polisi'ne göre, "Kanal 7'nin başındaki Zekeriya Karaman ve Dr. Aykut Zahid Akman suçla iç içedir. Sadece Almanya'da toplanan ve özel amaçlara kullanılan para 150 milyon Euro'dur. En az 21 bin mağdur vardır. Deniz Feneri'ne akan paraları bir yerlere yatıranlar, karşılığında fatura bulmak için olaydan haberi olmayan muhtarlıklar ve köyler adına belgeler hazırladı. Her aşamada sahtekârlık vardı. Yetmedi, paraları bazı Kanal 7'cilere göre "kırmızı pasaportlu" kuryeler taşıdı. Ve tümü belgeli, daha yüzlerce gerçek... Önce Necmettin Erbakan ı ardından AKP'yi desteklediği belgelerle, ifadelerle saptanan zihniyetin diskotek, Hilton, Mercedes ve taksi şirketleri maceralarını da okuyacaksınız. Belki de bir dönemin çöküşünün başlangıcını bulacaksınız. Yeşil Sermaye holdingleri Kombassan, Yimpaşla başlayan ve Deniz Feneri ile biten soygunun bu kitabı, bir dönemi de şok skandallarla kapatacak gibi görünüyor.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.