Ağlayan Laleler

İranda halk, ülkede demokrasiyi yerleştirmek üzere yola çıkmışken Humeyni´nin başını çektiği mollalara adeta devrimi eliyle hediye etmişti. Bu dönemin hesabının yapılması, muhalefetteki güçlerin hataların anlaşılması, en önemlisi bunların tarihsel süreç gözönüne alınarak irdelenmesi, birçok sorunun köküne inebilmek için bugün herzamankinden daha da çok gerekiyor. Miran, devrimde aktif olarak yer almış ve mollaların gerçek yüzlerini saklamaya gerek duymadıkları, dinci gericiliği ülkeye yerleştirmeye başladıkları anda da ilk hedeflerden birisi olmuştur. ´Ağlayan Laleler´ yazarın yıllarca mahkeme bile yapılmadan atıldığı hapishanelerde ilk edindiği deneyimlerin sonucudur. Kalın duvarlar arkasında olmakla beraber devrimci duyarlılığı içinde ülkenin geneli ve sol hareketin özelinde doğru saptamalar yaparak bir dönemin içerden yargılanmasına çalışmaktadır. Miran´dan bir dönemin içerden yargılanmasına çalışmaktadır. Miran´dan birinci elden öğrendiklerimiz bize solun aymazlığı ve örgütsüzlüğünün, kitleleri peşinden sürüklemekte aciz kaldığı durumlarda gericiğin bir şekilde vücut bulup boşluğu nasıl doldurduğunu bir daha anlatması bakımından da çok değerlidir. Kendisi aslen bir yazar olmamakla ve elinizdeki eser de onun ilk ve tek kitabı olmakla berber Miran deneyimlerini duru bir dille okuyucuya aktarmaktadır. Bu kitap, zayıf halkalardan birinde devrim gerçekleşebilecek ve demokratik bir süreç başlatılabilecekken, gericiliğin sınır tanımaz bir şekilde nasıl bir halkı ortaçağın karanlıklarına geri döndürebileceğinin belgesidir. Başından tüm geçenlere rağmen diri tuttuğu devrimci onuruyla devrimci mücadelesine bugün de devam eden Miran´ın bu kitabını, işçi sınıfının uluslararası savaşımına katkı koyması bakımından dilimizde de yayınlanıyor olmasının öneminin büyük olduğunu düşünüyorum. Türkiye´li okuyucunun bu kitaptan çok yararlanacağı inancındayım. (Arka Kapak)