9786058331730
432418
https://www.turkishbooks.com/books/adi-duyulmamis-kahramanlar-p432418.html
Adı Duyulmamış Kahramanlar
6
Türk Milleti büyük bir millettir. Türk çocukları kimlerin torunları olduklarını, nasıl bir milletin evlatları olduklarını Türk tarihinden öğreneceklerdir. Bu nedenle Türk çocuklarına tarihimizi en anlamlı bir şekilde öğretmeliyiz. Aksi halde geçmişini bilmeyenin geleceği de olmaz.
Bugün gençlik yıkıcı, bölücü ve hain saldırıların karşısında korumasız bırakılmıştır. Hatta Türk olmamakla övünen bir güruh meydana gelmiştir. Bunun adına da kimileri ilericilik, kimileri dindarlık, kimileri eşitlik gibi kavramları kargaşa halinde gençliğe empoze etme çabaları yoğunlaşmıştır.
Ülkeyi yönetenlerin bazıları milli günlerimizin kutlandığı bayramları, şölenleri acaba başka ülkeler ne der endişeleriyle sönük bir şekilde kutlamakta ya da yokmuş gibi hareket etmektedir.
Türk Milletinin kazandığı büyük zaferler vardır. Bu zaferlerde ortaya çıkmış büyük kahramanlar.. Tarihe mal olmuş kahramanlarımızın her birine şanına yakışır anıtlar yapılmalı, yerli yerine konulmalıdır. Tarihte kazandığımız büyük zaferlere ve kahramanlarımıza şairler şiirler yazmalı, ressamlar tablolar, heykeltraşlar heykeller, yazarlar hikayeler, romanlar ve destanlar yazmalıdır. Tiyatro sanatçıları oyunlar yazıp sahneye koymalı, sinemacılar filmler yapmalıdır. Ve bu yapılanlar akademik çalışmalar olup dünya boyutunda yapılmalıdır. Kimileri ödüllü, üst düzey sanatçılara ciddi bütçeler ayrılarak yaptırılmalıdır.
Milli tarihimiz varlığımız ve geleceğimiz için güç kaynağımızdır. Bize milli tarihimizi unutturmak isteyen hiçbir şeye meydan vermemeliyiz.
İslamiyetin gelişinde ve o yıllarda Arap coğrafyasında 300-400 kişi arasında geçen savaşları ve Arapların kendi aralarındaki ufak tefek mücadeleleri büyük olaylar ve zaferler gibi kabul edip, dünya tarihine yön veren ve yine Hristiyan dünyasına karşı kazanılmış 1071 Malazgirt Zaferi, Haçlı Seferlerinde her defasında binlerce şehit vererek kazandığımız başarılar, İstanbul'un fethi, Çanakkale Zaferi, İstiklal Savaşı gibi daha nice büyük zaferleri unutturmak isteyen zihniyet ve dünyanın en büyük kahramanlarına sahipken, Alparslan gibi, Ertuğrul Gazi gibi, Fatih Sultan Mehmet gibi Ulubat'lı Hasan ve Mustafa Kemal gibi bu kahramanları şanına yakışır bir şekilde yaşatmazsak, gençlerimize bunları empoze edemezsek, geleceğimizi neyin üzerine nasıl ve kimlerle inşa edebileceğiz.
Hem büyük zaferleri hem kara günleri anmak, tarihimizdeki kahramanları yaşatmak, milletimizi milli ruha büründürmek ve inançları kuvvetlendirmek için şarttır.
Bugün öğretmenler arasında kendi milletine düşman öğretmenler dahi bulunmaktadır. Kimileri bazı ideolojilerle yetişmiş, kimileri etnik milliyetçi haline gelmiş, kimileri bir dini grubun mensubu olmuş öğretmenlerle ne Türk tarihi öğretilebilir ne milli kahramanlarımız yaşatılabilir ne de Türk çocuklarına milli terbiye verilebilir.
Bu nedenlerle en önemli yapılması lazım olanlardan biri de bütün şehirlere hiç olmazsa minyatür, İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlere gerçek ölçeklerde Türk tarihinin ulu kişilerinin heykel ve anıtlarının yapılı olduğu, heybetli ağaçların gölgelediği tören alanları ve anıt parklar yapılmalı, Türk çocukları kahramanlarımızı ve tarihimizi tanıyarak büyümelidir.
Bayramlar ve önemli günler de bu alanlarda kutlanmalıdır. Türk olmanın gururunu ancak bu şekilde yaşayabilirler. Bir milleti besleyen sadece oteller, yollar, köprüler, fırınlar, fabrikalar, barajlar değildir. Türk çocukları geçmişinin büyüklüğünü tanıyıp geleceği için hız alarak daha büyük geleceklere ancak bu şekilde yürüyebilir.
Türk Milleti 1364 yılındaki Sırpsındığı Savaşı'ndan 1919-1923 yılları arasında İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan, Ermeni ittifakındaki Kurtuluş Savaşı'na kadar geçen zamanda 108 savaştan sadece 14 tanesini kaybetmiş, diğerlerini kazanmıştır. Bu savaşlarda kendi coğrafyamız çevresinde Avrupa, Asya ve Afrika'da yenmediğimiz millet kalmamıştır. Yaklaşık 500 yılın yarısı savaşlarla geçtiği halde yıkılmayıp, dimdik ayaktadır. Kazandığımız bu zaferler şanla şerefle doludur. Binlerce kahramanımız da ölmezler arasına girmiştir. Türk Milletinin evlatları bu zaferlerle ve kahraman atalarıyla ne kadar iftihar edip göğsünü kabartsa azdır.
Bugün gençlik yıkıcı, bölücü ve hain saldırıların karşısında korumasız bırakılmıştır. Hatta Türk olmamakla övünen bir güruh meydana gelmiştir. Bunun adına da kimileri ilericilik, kimileri dindarlık, kimileri eşitlik gibi kavramları kargaşa halinde gençliğe empoze etme çabaları yoğunlaşmıştır.
Ülkeyi yönetenlerin bazıları milli günlerimizin kutlandığı bayramları, şölenleri acaba başka ülkeler ne der endişeleriyle sönük bir şekilde kutlamakta ya da yokmuş gibi hareket etmektedir.
Türk Milletinin kazandığı büyük zaferler vardır. Bu zaferlerde ortaya çıkmış büyük kahramanlar.. Tarihe mal olmuş kahramanlarımızın her birine şanına yakışır anıtlar yapılmalı, yerli yerine konulmalıdır. Tarihte kazandığımız büyük zaferlere ve kahramanlarımıza şairler şiirler yazmalı, ressamlar tablolar, heykeltraşlar heykeller, yazarlar hikayeler, romanlar ve destanlar yazmalıdır. Tiyatro sanatçıları oyunlar yazıp sahneye koymalı, sinemacılar filmler yapmalıdır. Ve bu yapılanlar akademik çalışmalar olup dünya boyutunda yapılmalıdır. Kimileri ödüllü, üst düzey sanatçılara ciddi bütçeler ayrılarak yaptırılmalıdır.
Milli tarihimiz varlığımız ve geleceğimiz için güç kaynağımızdır. Bize milli tarihimizi unutturmak isteyen hiçbir şeye meydan vermemeliyiz.
İslamiyetin gelişinde ve o yıllarda Arap coğrafyasında 300-400 kişi arasında geçen savaşları ve Arapların kendi aralarındaki ufak tefek mücadeleleri büyük olaylar ve zaferler gibi kabul edip, dünya tarihine yön veren ve yine Hristiyan dünyasına karşı kazanılmış 1071 Malazgirt Zaferi, Haçlı Seferlerinde her defasında binlerce şehit vererek kazandığımız başarılar, İstanbul'un fethi, Çanakkale Zaferi, İstiklal Savaşı gibi daha nice büyük zaferleri unutturmak isteyen zihniyet ve dünyanın en büyük kahramanlarına sahipken, Alparslan gibi, Ertuğrul Gazi gibi, Fatih Sultan Mehmet gibi Ulubat'lı Hasan ve Mustafa Kemal gibi bu kahramanları şanına yakışır bir şekilde yaşatmazsak, gençlerimize bunları empoze edemezsek, geleceğimizi neyin üzerine nasıl ve kimlerle inşa edebileceğiz.
Hem büyük zaferleri hem kara günleri anmak, tarihimizdeki kahramanları yaşatmak, milletimizi milli ruha büründürmek ve inançları kuvvetlendirmek için şarttır.
Bugün öğretmenler arasında kendi milletine düşman öğretmenler dahi bulunmaktadır. Kimileri bazı ideolojilerle yetişmiş, kimileri etnik milliyetçi haline gelmiş, kimileri bir dini grubun mensubu olmuş öğretmenlerle ne Türk tarihi öğretilebilir ne milli kahramanlarımız yaşatılabilir ne de Türk çocuklarına milli terbiye verilebilir.
Bu nedenlerle en önemli yapılması lazım olanlardan biri de bütün şehirlere hiç olmazsa minyatür, İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlere gerçek ölçeklerde Türk tarihinin ulu kişilerinin heykel ve anıtlarının yapılı olduğu, heybetli ağaçların gölgelediği tören alanları ve anıt parklar yapılmalı, Türk çocukları kahramanlarımızı ve tarihimizi tanıyarak büyümelidir.
Bayramlar ve önemli günler de bu alanlarda kutlanmalıdır. Türk olmanın gururunu ancak bu şekilde yaşayabilirler. Bir milleti besleyen sadece oteller, yollar, köprüler, fırınlar, fabrikalar, barajlar değildir. Türk çocukları geçmişinin büyüklüğünü tanıyıp geleceği için hız alarak daha büyük geleceklere ancak bu şekilde yürüyebilir.
Türk Milleti 1364 yılındaki Sırpsındığı Savaşı'ndan 1919-1923 yılları arasında İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan, Ermeni ittifakındaki Kurtuluş Savaşı'na kadar geçen zamanda 108 savaştan sadece 14 tanesini kaybetmiş, diğerlerini kazanmıştır. Bu savaşlarda kendi coğrafyamız çevresinde Avrupa, Asya ve Afrika'da yenmediğimiz millet kalmamıştır. Yaklaşık 500 yılın yarısı savaşlarla geçtiği halde yıkılmayıp, dimdik ayaktadır. Kazandığımız bu zaferler şanla şerefle doludur. Binlerce kahramanımız da ölmezler arasına girmiştir. Türk Milletinin evlatları bu zaferlerle ve kahraman atalarıyla ne kadar iftihar edip göğsünü kabartsa azdır.
Türk Milleti büyük bir millettir. Türk çocukları kimlerin torunları olduklarını, nasıl bir milletin evlatları olduklarını Türk tarihinden öğreneceklerdir. Bu nedenle Türk çocuklarına tarihimizi en anlamlı bir şekilde öğretmeliyiz. Aksi halde geçmişini bilmeyenin geleceği de olmaz.
Bugün gençlik yıkıcı, bölücü ve hain saldırıların karşısında korumasız bırakılmıştır. Hatta Türk olmamakla övünen bir güruh meydana gelmiştir. Bunun adına da kimileri ilericilik, kimileri dindarlık, kimileri eşitlik gibi kavramları kargaşa halinde gençliğe empoze etme çabaları yoğunlaşmıştır.
Ülkeyi yönetenlerin bazıları milli günlerimizin kutlandığı bayramları, şölenleri acaba başka ülkeler ne der endişeleriyle sönük bir şekilde kutlamakta ya da yokmuş gibi hareket etmektedir.
Türk Milletinin kazandığı büyük zaferler vardır. Bu zaferlerde ortaya çıkmış büyük kahramanlar.. Tarihe mal olmuş kahramanlarımızın her birine şanına yakışır anıtlar yapılmalı, yerli yerine konulmalıdır. Tarihte kazandığımız büyük zaferlere ve kahramanlarımıza şairler şiirler yazmalı, ressamlar tablolar, heykeltraşlar heykeller, yazarlar hikayeler, romanlar ve destanlar yazmalıdır. Tiyatro sanatçıları oyunlar yazıp sahneye koymalı, sinemacılar filmler yapmalıdır. Ve bu yapılanlar akademik çalışmalar olup dünya boyutunda yapılmalıdır. Kimileri ödüllü, üst düzey sanatçılara ciddi bütçeler ayrılarak yaptırılmalıdır.
Milli tarihimiz varlığımız ve geleceğimiz için güç kaynağımızdır. Bize milli tarihimizi unutturmak isteyen hiçbir şeye meydan vermemeliyiz.
İslamiyetin gelişinde ve o yıllarda Arap coğrafyasında 300-400 kişi arasında geçen savaşları ve Arapların kendi aralarındaki ufak tefek mücadeleleri büyük olaylar ve zaferler gibi kabul edip, dünya tarihine yön veren ve yine Hristiyan dünyasına karşı kazanılmış 1071 Malazgirt Zaferi, Haçlı Seferlerinde her defasında binlerce şehit vererek kazandığımız başarılar, İstanbul'un fethi, Çanakkale Zaferi, İstiklal Savaşı gibi daha nice büyük zaferleri unutturmak isteyen zihniyet ve dünyanın en büyük kahramanlarına sahipken, Alparslan gibi, Ertuğrul Gazi gibi, Fatih Sultan Mehmet gibi Ulubat'lı Hasan ve Mustafa Kemal gibi bu kahramanları şanına yakışır bir şekilde yaşatmazsak, gençlerimize bunları empoze edemezsek, geleceğimizi neyin üzerine nasıl ve kimlerle inşa edebileceğiz.
Hem büyük zaferleri hem kara günleri anmak, tarihimizdeki kahramanları yaşatmak, milletimizi milli ruha büründürmek ve inançları kuvvetlendirmek için şarttır.
Bugün öğretmenler arasında kendi milletine düşman öğretmenler dahi bulunmaktadır. Kimileri bazı ideolojilerle yetişmiş, kimileri etnik milliyetçi haline gelmiş, kimileri bir dini grubun mensubu olmuş öğretmenlerle ne Türk tarihi öğretilebilir ne milli kahramanlarımız yaşatılabilir ne de Türk çocuklarına milli terbiye verilebilir.
Bu nedenlerle en önemli yapılması lazım olanlardan biri de bütün şehirlere hiç olmazsa minyatür, İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlere gerçek ölçeklerde Türk tarihinin ulu kişilerinin heykel ve anıtlarının yapılı olduğu, heybetli ağaçların gölgelediği tören alanları ve anıt parklar yapılmalı, Türk çocukları kahramanlarımızı ve tarihimizi tanıyarak büyümelidir.
Bayramlar ve önemli günler de bu alanlarda kutlanmalıdır. Türk olmanın gururunu ancak bu şekilde yaşayabilirler. Bir milleti besleyen sadece oteller, yollar, köprüler, fırınlar, fabrikalar, barajlar değildir. Türk çocukları geçmişinin büyüklüğünü tanıyıp geleceği için hız alarak daha büyük geleceklere ancak bu şekilde yürüyebilir.
Türk Milleti 1364 yılındaki Sırpsındığı Savaşı'ndan 1919-1923 yılları arasında İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan, Ermeni ittifakındaki Kurtuluş Savaşı'na kadar geçen zamanda 108 savaştan sadece 14 tanesini kaybetmiş, diğerlerini kazanmıştır. Bu savaşlarda kendi coğrafyamız çevresinde Avrupa, Asya ve Afrika'da yenmediğimiz millet kalmamıştır. Yaklaşık 500 yılın yarısı savaşlarla geçtiği halde yıkılmayıp, dimdik ayaktadır. Kazandığımız bu zaferler şanla şerefle doludur. Binlerce kahramanımız da ölmezler arasına girmiştir. Türk Milletinin evlatları bu zaferlerle ve kahraman atalarıyla ne kadar iftihar edip göğsünü kabartsa azdır.
Bugün gençlik yıkıcı, bölücü ve hain saldırıların karşısında korumasız bırakılmıştır. Hatta Türk olmamakla övünen bir güruh meydana gelmiştir. Bunun adına da kimileri ilericilik, kimileri dindarlık, kimileri eşitlik gibi kavramları kargaşa halinde gençliğe empoze etme çabaları yoğunlaşmıştır.
Ülkeyi yönetenlerin bazıları milli günlerimizin kutlandığı bayramları, şölenleri acaba başka ülkeler ne der endişeleriyle sönük bir şekilde kutlamakta ya da yokmuş gibi hareket etmektedir.
Türk Milletinin kazandığı büyük zaferler vardır. Bu zaferlerde ortaya çıkmış büyük kahramanlar.. Tarihe mal olmuş kahramanlarımızın her birine şanına yakışır anıtlar yapılmalı, yerli yerine konulmalıdır. Tarihte kazandığımız büyük zaferlere ve kahramanlarımıza şairler şiirler yazmalı, ressamlar tablolar, heykeltraşlar heykeller, yazarlar hikayeler, romanlar ve destanlar yazmalıdır. Tiyatro sanatçıları oyunlar yazıp sahneye koymalı, sinemacılar filmler yapmalıdır. Ve bu yapılanlar akademik çalışmalar olup dünya boyutunda yapılmalıdır. Kimileri ödüllü, üst düzey sanatçılara ciddi bütçeler ayrılarak yaptırılmalıdır.
Milli tarihimiz varlığımız ve geleceğimiz için güç kaynağımızdır. Bize milli tarihimizi unutturmak isteyen hiçbir şeye meydan vermemeliyiz.
İslamiyetin gelişinde ve o yıllarda Arap coğrafyasında 300-400 kişi arasında geçen savaşları ve Arapların kendi aralarındaki ufak tefek mücadeleleri büyük olaylar ve zaferler gibi kabul edip, dünya tarihine yön veren ve yine Hristiyan dünyasına karşı kazanılmış 1071 Malazgirt Zaferi, Haçlı Seferlerinde her defasında binlerce şehit vererek kazandığımız başarılar, İstanbul'un fethi, Çanakkale Zaferi, İstiklal Savaşı gibi daha nice büyük zaferleri unutturmak isteyen zihniyet ve dünyanın en büyük kahramanlarına sahipken, Alparslan gibi, Ertuğrul Gazi gibi, Fatih Sultan Mehmet gibi Ulubat'lı Hasan ve Mustafa Kemal gibi bu kahramanları şanına yakışır bir şekilde yaşatmazsak, gençlerimize bunları empoze edemezsek, geleceğimizi neyin üzerine nasıl ve kimlerle inşa edebileceğiz.
Hem büyük zaferleri hem kara günleri anmak, tarihimizdeki kahramanları yaşatmak, milletimizi milli ruha büründürmek ve inançları kuvvetlendirmek için şarttır.
Bugün öğretmenler arasında kendi milletine düşman öğretmenler dahi bulunmaktadır. Kimileri bazı ideolojilerle yetişmiş, kimileri etnik milliyetçi haline gelmiş, kimileri bir dini grubun mensubu olmuş öğretmenlerle ne Türk tarihi öğretilebilir ne milli kahramanlarımız yaşatılabilir ne de Türk çocuklarına milli terbiye verilebilir.
Bu nedenlerle en önemli yapılması lazım olanlardan biri de bütün şehirlere hiç olmazsa minyatür, İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlere gerçek ölçeklerde Türk tarihinin ulu kişilerinin heykel ve anıtlarının yapılı olduğu, heybetli ağaçların gölgelediği tören alanları ve anıt parklar yapılmalı, Türk çocukları kahramanlarımızı ve tarihimizi tanıyarak büyümelidir.
Bayramlar ve önemli günler de bu alanlarda kutlanmalıdır. Türk olmanın gururunu ancak bu şekilde yaşayabilirler. Bir milleti besleyen sadece oteller, yollar, köprüler, fırınlar, fabrikalar, barajlar değildir. Türk çocukları geçmişinin büyüklüğünü tanıyıp geleceği için hız alarak daha büyük geleceklere ancak bu şekilde yürüyebilir.
Türk Milleti 1364 yılındaki Sırpsındığı Savaşı'ndan 1919-1923 yılları arasında İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan, Ermeni ittifakındaki Kurtuluş Savaşı'na kadar geçen zamanda 108 savaştan sadece 14 tanesini kaybetmiş, diğerlerini kazanmıştır. Bu savaşlarda kendi coğrafyamız çevresinde Avrupa, Asya ve Afrika'da yenmediğimiz millet kalmamıştır. Yaklaşık 500 yılın yarısı savaşlarla geçtiği halde yıkılmayıp, dimdik ayaktadır. Kazandığımız bu zaferler şanla şerefle doludur. Binlerce kahramanımız da ölmezler arasına girmiştir. Türk Milletinin evlatları bu zaferlerle ve kahraman atalarıyla ne kadar iftihar edip göğsünü kabartsa azdır.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.