9786053643753
366079
https://www.turkishbooks.com/books/abidik-cilt-1-p366079.html
Abidik Cilt 1
7.2
Çaresizlik
İnsanın kendini bağlaması kadar güç ve yıpratıcı daha ne olabilir ki
Durgun, sessiz, çarşaf gibi sakin bir denize benzerken yüzü, bir ırmak gibi alttan alttan yüksek debilerle akıp gidiyordu özü Belliydi Kalp ritmini bozmuş, dil tadını kaybetmiş, el ayarından uzaklaşmış, rota şaşmış.
Hey dostum, ne bu? dedim,
Yokluk dedi
Nasıl yani? dedim,
Çokluk dedi
Kafam karıştı, şaşırdım ve sonra Yokluk ne, çokluk ne? dedim, irkildi
Titredi sanki, kendinden geçti, gözlerini kapattı, derin bir huşu içinde çok derin bir nefes çekti Ve sonra gözleriyle birlikte, sımsıkı olmuş avuçlarını da açıp gösterdi;
Ne görüyorsun? diye sordu,
Hiç! dedim,
İşte bu yokluk! dedi ve devam etti: Ama avucumu açana kadar, gözlerim kapalıyken, titrerken çokluk vardı. Ve ben bu kadar çok hissederken, gözlerimi açtığımda gördüğüm yokluğa isyan ediyorum. Yaşadığım çaresizliğe başkaldırıyorum. Ama yoruldum Bir zerresi dahi unutulmayan çokluğun bir gölgesi kadar yokluğuna dayanamaz oldum!... Ve işte bu yüzdendir ki Artık, ne büyük olmak ne de büyük denizde boğulmak; tek istediğim, küçük bir liman bulup kulübesine sığınmak dedi.
. Anladım
Cız ettim
Anladım ki
Ben de çaresizdim
İnsanın kendini bağlaması kadar güç ve yıpratıcı daha ne olabilir ki
Durgun, sessiz, çarşaf gibi sakin bir denize benzerken yüzü, bir ırmak gibi alttan alttan yüksek debilerle akıp gidiyordu özü Belliydi Kalp ritmini bozmuş, dil tadını kaybetmiş, el ayarından uzaklaşmış, rota şaşmış.
Hey dostum, ne bu? dedim,
Yokluk dedi
Nasıl yani? dedim,
Çokluk dedi
Kafam karıştı, şaşırdım ve sonra Yokluk ne, çokluk ne? dedim, irkildi
Titredi sanki, kendinden geçti, gözlerini kapattı, derin bir huşu içinde çok derin bir nefes çekti Ve sonra gözleriyle birlikte, sımsıkı olmuş avuçlarını da açıp gösterdi;
Ne görüyorsun? diye sordu,
Hiç! dedim,
İşte bu yokluk! dedi ve devam etti: Ama avucumu açana kadar, gözlerim kapalıyken, titrerken çokluk vardı. Ve ben bu kadar çok hissederken, gözlerimi açtığımda gördüğüm yokluğa isyan ediyorum. Yaşadığım çaresizliğe başkaldırıyorum. Ama yoruldum Bir zerresi dahi unutulmayan çokluğun bir gölgesi kadar yokluğuna dayanamaz oldum!... Ve işte bu yüzdendir ki Artık, ne büyük olmak ne de büyük denizde boğulmak; tek istediğim, küçük bir liman bulup kulübesine sığınmak dedi.
. Anladım
Cız ettim
Anladım ki
Ben de çaresizdim
Çaresizlik
İnsanın kendini bağlaması kadar güç ve yıpratıcı daha ne olabilir ki
Durgun, sessiz, çarşaf gibi sakin bir denize benzerken yüzü, bir ırmak gibi alttan alttan yüksek debilerle akıp gidiyordu özü Belliydi Kalp ritmini bozmuş, dil tadını kaybetmiş, el ayarından uzaklaşmış, rota şaşmış.
Hey dostum, ne bu? dedim,
Yokluk dedi
Nasıl yani? dedim,
Çokluk dedi
Kafam karıştı, şaşırdım ve sonra Yokluk ne, çokluk ne? dedim, irkildi
Titredi sanki, kendinden geçti, gözlerini kapattı, derin bir huşu içinde çok derin bir nefes çekti Ve sonra gözleriyle birlikte, sımsıkı olmuş avuçlarını da açıp gösterdi;
Ne görüyorsun? diye sordu,
Hiç! dedim,
İşte bu yokluk! dedi ve devam etti: Ama avucumu açana kadar, gözlerim kapalıyken, titrerken çokluk vardı. Ve ben bu kadar çok hissederken, gözlerimi açtığımda gördüğüm yokluğa isyan ediyorum. Yaşadığım çaresizliğe başkaldırıyorum. Ama yoruldum Bir zerresi dahi unutulmayan çokluğun bir gölgesi kadar yokluğuna dayanamaz oldum!... Ve işte bu yüzdendir ki Artık, ne büyük olmak ne de büyük denizde boğulmak; tek istediğim, küçük bir liman bulup kulübesine sığınmak dedi.
. Anladım
Cız ettim
Anladım ki
Ben de çaresizdim
İnsanın kendini bağlaması kadar güç ve yıpratıcı daha ne olabilir ki
Durgun, sessiz, çarşaf gibi sakin bir denize benzerken yüzü, bir ırmak gibi alttan alttan yüksek debilerle akıp gidiyordu özü Belliydi Kalp ritmini bozmuş, dil tadını kaybetmiş, el ayarından uzaklaşmış, rota şaşmış.
Hey dostum, ne bu? dedim,
Yokluk dedi
Nasıl yani? dedim,
Çokluk dedi
Kafam karıştı, şaşırdım ve sonra Yokluk ne, çokluk ne? dedim, irkildi
Titredi sanki, kendinden geçti, gözlerini kapattı, derin bir huşu içinde çok derin bir nefes çekti Ve sonra gözleriyle birlikte, sımsıkı olmuş avuçlarını da açıp gösterdi;
Ne görüyorsun? diye sordu,
Hiç! dedim,
İşte bu yokluk! dedi ve devam etti: Ama avucumu açana kadar, gözlerim kapalıyken, titrerken çokluk vardı. Ve ben bu kadar çok hissederken, gözlerimi açtığımda gördüğüm yokluğa isyan ediyorum. Yaşadığım çaresizliğe başkaldırıyorum. Ama yoruldum Bir zerresi dahi unutulmayan çokluğun bir gölgesi kadar yokluğuna dayanamaz oldum!... Ve işte bu yüzdendir ki Artık, ne büyük olmak ne de büyük denizde boğulmak; tek istediğim, küçük bir liman bulup kulübesine sığınmak dedi.
. Anladım
Cız ettim
Anladım ki
Ben de çaresizdim
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.