31 Mart - Bir İhtilalin Hikayesi

Düşünmek Farzdır-Metin Önal Mengüşoğlu Müslümanlar inanırlar ki düşünmek bizatihi vahiy yoluyla gelen haberlerin bize hatırlattığı (zikr) ve emrettiği bir hadisedir. Değil mi ki vahyin taşıdığı haberler, bireysel ve toplumsal yaşamımızı düzenlememiz, dünya ve ahiret mutluluğunu elde etmemiz için rehberdir. O zaman akil ve baliğ olur olmaz, yapmaya başlayacağımız ilk iş, vahiy üzerinde düşünmektedir. İslami anlayışta düşünce kesintisiz bir süreçtir. Vahiy Müslümanlar için akla rehber olan bir kaynaktır. Hayatımızı yönlendiren, sorunlarımızı çözen, dünya ve ahiret mutluluğuna ulaştıran öneriler bütünüdür. Bizi düşündüre düşündüre çizdiği müstakim yol (din)da yürütür, bilinci yitirmemiz için sürekli uyarır, diri tutar. Ancak dünya hayatının çok karmaşık ilişkileri, problemleri vardır. Akıl da bir kere düşünmeyi, faal olmayı şiar edindi mi olmadık sorunlar üretebilir. İşte vahyin cevap vermediği, insana bilhassa bıraktığı, akla terk ettiği, yahut vahiy cevap verdiğihalde, bizim bu cevabı bulamadığımız durumlarda, biz Müslümanlar ne yaparız, ne yapmalıyız' Böylesi sorunlar karşısında yine ilk girişimimiz düşünmek yönünde olacaktır. Yani şu düşünme işi, açıkçası, Müslüman kaldıkça, ölene dek peşimizi bırakmayacaktır. Değil mi ki insan yaratılmamızın ayırt edici özelliği düşünmektir., değil mi ki ölene dek insanız.