9786058116313
454220
https://www.turkishbooks.com/books/28-gun-p454220.html
28 Gün
3.312
Hayat sürprizlerle dolu. Yayın yönetmenliğini yaptığım dergilerin son rötuşlarını yaparken bir telefon aldım.
Karakola çağrılıyordum. Memurlar karakolda hakkımda bir ceza olduğunu tebliğ ettiler. Taahhüdü ihlal diye geçiyor yasalarda ve cezası 90 gün hapis. Daha sonra azlettiğim avukatımın "3 ay nedir ki yatar geçersin" gibi cezayı küçümseyici tavırlarına aldırmadan savcılıktan yasal süreyi aldım. Bu süre içinde karşı taraf ile görüşmeler yapıp kendi maddi imkânlarım çerçevesinde anlaşmaya vardım. Ne bilirdim ki yine iyi niyetimin kurbanı olacağımı? Tuzağa düşürülmüştüm. Adliye binasında cezamın kaldırılmasını beklerken kendimi bir anda nezarette buldum. Ve sonra Buca ve Foça cezaevleri macerası. Ailem ve dostlarım sayesinde 28 gün sonra tahliye olduğumda ilk işim gazeteci kimliğimle gözlemlerimi, yaşadıklarımı tuttuğum günlüklerden ve aklımda kalanlarla tarihe tanıklık etme adına sizlerle paylaşmak
oldu. Kitapta üçüncü şahıs anlatımım tercih ettim.
Bu kitap bir yerde Türkiye cezaevlerinin küçük bir fotoğrafı. Kitaptaki öyküler %100 gerçek hayat hikâyeleri.
Hikâyesi anlatılan hükümlülerin isimleri yazılmadı. Onlar "İsimsizler". Kitabı okuduktan sonra aklınızın bir kenarında şu soru işareti hep kalacak. Bu kurumlar topluma kazandırma merkezleri mi yoksa suçlu üretim merkezleri mi?
Prof. Dr. Erkan Sevinç
Temmuz 2018/Çeşme
Karakola çağrılıyordum. Memurlar karakolda hakkımda bir ceza olduğunu tebliğ ettiler. Taahhüdü ihlal diye geçiyor yasalarda ve cezası 90 gün hapis. Daha sonra azlettiğim avukatımın "3 ay nedir ki yatar geçersin" gibi cezayı küçümseyici tavırlarına aldırmadan savcılıktan yasal süreyi aldım. Bu süre içinde karşı taraf ile görüşmeler yapıp kendi maddi imkânlarım çerçevesinde anlaşmaya vardım. Ne bilirdim ki yine iyi niyetimin kurbanı olacağımı? Tuzağa düşürülmüştüm. Adliye binasında cezamın kaldırılmasını beklerken kendimi bir anda nezarette buldum. Ve sonra Buca ve Foça cezaevleri macerası. Ailem ve dostlarım sayesinde 28 gün sonra tahliye olduğumda ilk işim gazeteci kimliğimle gözlemlerimi, yaşadıklarımı tuttuğum günlüklerden ve aklımda kalanlarla tarihe tanıklık etme adına sizlerle paylaşmak
oldu. Kitapta üçüncü şahıs anlatımım tercih ettim.
Bu kitap bir yerde Türkiye cezaevlerinin küçük bir fotoğrafı. Kitaptaki öyküler %100 gerçek hayat hikâyeleri.
Hikâyesi anlatılan hükümlülerin isimleri yazılmadı. Onlar "İsimsizler". Kitabı okuduktan sonra aklınızın bir kenarında şu soru işareti hep kalacak. Bu kurumlar topluma kazandırma merkezleri mi yoksa suçlu üretim merkezleri mi?
Prof. Dr. Erkan Sevinç
Temmuz 2018/Çeşme
Hayat sürprizlerle dolu. Yayın yönetmenliğini yaptığım dergilerin son rötuşlarını yaparken bir telefon aldım.
Karakola çağrılıyordum. Memurlar karakolda hakkımda bir ceza olduğunu tebliğ ettiler. Taahhüdü ihlal diye geçiyor yasalarda ve cezası 90 gün hapis. Daha sonra azlettiğim avukatımın "3 ay nedir ki yatar geçersin" gibi cezayı küçümseyici tavırlarına aldırmadan savcılıktan yasal süreyi aldım. Bu süre içinde karşı taraf ile görüşmeler yapıp kendi maddi imkânlarım çerçevesinde anlaşmaya vardım. Ne bilirdim ki yine iyi niyetimin kurbanı olacağımı? Tuzağa düşürülmüştüm. Adliye binasında cezamın kaldırılmasını beklerken kendimi bir anda nezarette buldum. Ve sonra Buca ve Foça cezaevleri macerası. Ailem ve dostlarım sayesinde 28 gün sonra tahliye olduğumda ilk işim gazeteci kimliğimle gözlemlerimi, yaşadıklarımı tuttuğum günlüklerden ve aklımda kalanlarla tarihe tanıklık etme adına sizlerle paylaşmak
oldu. Kitapta üçüncü şahıs anlatımım tercih ettim.
Bu kitap bir yerde Türkiye cezaevlerinin küçük bir fotoğrafı. Kitaptaki öyküler %100 gerçek hayat hikâyeleri.
Hikâyesi anlatılan hükümlülerin isimleri yazılmadı. Onlar "İsimsizler". Kitabı okuduktan sonra aklınızın bir kenarında şu soru işareti hep kalacak. Bu kurumlar topluma kazandırma merkezleri mi yoksa suçlu üretim merkezleri mi?
Prof. Dr. Erkan Sevinç
Temmuz 2018/Çeşme
Karakola çağrılıyordum. Memurlar karakolda hakkımda bir ceza olduğunu tebliğ ettiler. Taahhüdü ihlal diye geçiyor yasalarda ve cezası 90 gün hapis. Daha sonra azlettiğim avukatımın "3 ay nedir ki yatar geçersin" gibi cezayı küçümseyici tavırlarına aldırmadan savcılıktan yasal süreyi aldım. Bu süre içinde karşı taraf ile görüşmeler yapıp kendi maddi imkânlarım çerçevesinde anlaşmaya vardım. Ne bilirdim ki yine iyi niyetimin kurbanı olacağımı? Tuzağa düşürülmüştüm. Adliye binasında cezamın kaldırılmasını beklerken kendimi bir anda nezarette buldum. Ve sonra Buca ve Foça cezaevleri macerası. Ailem ve dostlarım sayesinde 28 gün sonra tahliye olduğumda ilk işim gazeteci kimliğimle gözlemlerimi, yaşadıklarımı tuttuğum günlüklerden ve aklımda kalanlarla tarihe tanıklık etme adına sizlerle paylaşmak
oldu. Kitapta üçüncü şahıs anlatımım tercih ettim.
Bu kitap bir yerde Türkiye cezaevlerinin küçük bir fotoğrafı. Kitaptaki öyküler %100 gerçek hayat hikâyeleri.
Hikâyesi anlatılan hükümlülerin isimleri yazılmadı. Onlar "İsimsizler". Kitabı okuduktan sonra aklınızın bir kenarında şu soru işareti hep kalacak. Bu kurumlar topluma kazandırma merkezleri mi yoksa suçlu üretim merkezleri mi?
Prof. Dr. Erkan Sevinç
Temmuz 2018/Çeşme
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.