9786054740116
165409
https://www.turkishbooks.com/books/27-mayistan-balyoza-p165409.html
27 Mayıs'tan Balyoz'a Babadan Oğula Bir Mağduriyet Hikayesi
3.6
TSK'nın yaptığı ilk darbe ile TSK'ya yapılan son darbeyi anlatan bu kitap, darbe mağduru babanın darbeci yaftası ile yargılanan oğlunun çarpıcı hikâyesidir. Yazarın babası Kurmay Albay Ahmet Muazzez Tulga, 27 Mayıs 1960 darbesi mağduru. Darbeden sonra Eminsu olayı olarak bilinen kararlarla emekli edilen Muazzez beyin ömrü, uğradığı haksızlık karşısında hak aramakla geçti. Çocukluk ve gençlik yılları boyunca babasının isyanına tanıklık eden yazar da askerlik mesleğini seçti ve babasıyla aynı rütbeye geldiğinde Balyoz soruşturması kapsamında, "darbeci"(!) suçlamasıyla tutuklandı.
Kurmay Albay V. Murat Tulga, kitapta, tarihe mal olan ibretlik Yassıada davaları ile Balyoz davası arasındaki müthiş benzerlikleri ortaya koyarak; cezaevine kurulan Adliyelerde görülen Yassıada ve Silivri Davalarında yaşanan hukuksuzluklar silsilesini çarpıcı örneklerle gözler önüne seriyor. Hüsamettin Cindoruk'un ifadesiyle, "Cezaevine mahkeme kurmanın mezarlığa hastane kurmaktan farkı yoktur".
TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu raporunda, "27 Mayıs 1960 darbesinden sonra Yassıada'da demokrasi, hukuk, adalet ve vicdan sehpaya çekilmiştir" deniliyor. Elli yıl sonra nefret tohumları yeniden çiçek açtı. Bu kez demokrasi, hukuk, adalet ve vicdan Silivri'de sehpaya çekildi… Sonuç olarak, Yassıada'dan Silivri'ye hukuk cephesinde değişen bir şey yok…
Kurmay Albay V. Murat Tulga, kitapta, tarihe mal olan ibretlik Yassıada davaları ile Balyoz davası arasındaki müthiş benzerlikleri ortaya koyarak; cezaevine kurulan Adliyelerde görülen Yassıada ve Silivri Davalarında yaşanan hukuksuzluklar silsilesini çarpıcı örneklerle gözler önüne seriyor. Hüsamettin Cindoruk'un ifadesiyle, "Cezaevine mahkeme kurmanın mezarlığa hastane kurmaktan farkı yoktur".
TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu raporunda, "27 Mayıs 1960 darbesinden sonra Yassıada'da demokrasi, hukuk, adalet ve vicdan sehpaya çekilmiştir" deniliyor. Elli yıl sonra nefret tohumları yeniden çiçek açtı. Bu kez demokrasi, hukuk, adalet ve vicdan Silivri'de sehpaya çekildi… Sonuç olarak, Yassıada'dan Silivri'ye hukuk cephesinde değişen bir şey yok…
TSK'nın yaptığı ilk darbe ile TSK'ya yapılan son darbeyi anlatan bu kitap, darbe mağduru babanın darbeci yaftası ile yargılanan oğlunun çarpıcı hikâyesidir. Yazarın babası Kurmay Albay Ahmet Muazzez Tulga, 27 Mayıs 1960 darbesi mağduru. Darbeden sonra Eminsu olayı olarak bilinen kararlarla emekli edilen Muazzez beyin ömrü, uğradığı haksızlık karşısında hak aramakla geçti. Çocukluk ve gençlik yılları boyunca babasının isyanına tanıklık eden yazar da askerlik mesleğini seçti ve babasıyla aynı rütbeye geldiğinde Balyoz soruşturması kapsamında, "darbeci"(!) suçlamasıyla tutuklandı.
Kurmay Albay V. Murat Tulga, kitapta, tarihe mal olan ibretlik Yassıada davaları ile Balyoz davası arasındaki müthiş benzerlikleri ortaya koyarak; cezaevine kurulan Adliyelerde görülen Yassıada ve Silivri Davalarında yaşanan hukuksuzluklar silsilesini çarpıcı örneklerle gözler önüne seriyor. Hüsamettin Cindoruk'un ifadesiyle, "Cezaevine mahkeme kurmanın mezarlığa hastane kurmaktan farkı yoktur".
TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu raporunda, "27 Mayıs 1960 darbesinden sonra Yassıada'da demokrasi, hukuk, adalet ve vicdan sehpaya çekilmiştir" deniliyor. Elli yıl sonra nefret tohumları yeniden çiçek açtı. Bu kez demokrasi, hukuk, adalet ve vicdan Silivri'de sehpaya çekildi… Sonuç olarak, Yassıada'dan Silivri'ye hukuk cephesinde değişen bir şey yok…
Kurmay Albay V. Murat Tulga, kitapta, tarihe mal olan ibretlik Yassıada davaları ile Balyoz davası arasındaki müthiş benzerlikleri ortaya koyarak; cezaevine kurulan Adliyelerde görülen Yassıada ve Silivri Davalarında yaşanan hukuksuzluklar silsilesini çarpıcı örneklerle gözler önüne seriyor. Hüsamettin Cindoruk'un ifadesiyle, "Cezaevine mahkeme kurmanın mezarlığa hastane kurmaktan farkı yoktur".
TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu raporunda, "27 Mayıs 1960 darbesinden sonra Yassıada'da demokrasi, hukuk, adalet ve vicdan sehpaya çekilmiştir" deniliyor. Elli yıl sonra nefret tohumları yeniden çiçek açtı. Bu kez demokrasi, hukuk, adalet ve vicdan Silivri'de sehpaya çekildi… Sonuç olarak, Yassıada'dan Silivri'ye hukuk cephesinde değişen bir şey yok…
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.