9786059490863
517084
https://www.turkishbooks.com/books/145t-oykuleri-p517084.html
145T Öyküleri
7.2
İşe gidip gelirken kullandığım 145T Beylikdüzü- Taksim çift katlı
otobüsünün müdavimleri vardır. Ben de üç yıla yakındır onlardan birisi
olmuştum. Trafik yüzünden kendi aracımla gitmek yerine, çift katlı otobüsü
tercih edişimin birden fazla nedeni vardı. Trafik stresi yaşamıyordum.
Bolca kitap okuyor, uykum gelince uyuyabiliyordum ama tüm bunların
dışında değişik hayatlara dair gözlem yapabiliyor, hayal kurabiliyor, bir
şeyler yazabiliyordum. Son dönemde yabancı uyruklu yolcular ve aşırı
kalabalık yüzünden biraz tadı kaçsa da uzay boşluğundaki son gezegen
olarak tanımlanan Beylikdüzü'ne gitmenin en konforlu toplu taşımasıydı
145T.
Otobüs akşam dönüşte müdavimleri dışında birilerini de toplamaya
başlamıştı. Bunlar; biz zamanında çok çektik, bari onlar rahat etsin kuşağı
anne babalarıydı genelde. Garip bir telaşa düşmüşlerdi. Ne telaşı derseniz
çocuklara karne hediyesi alma telaşı. Çocuklar, özel okullarda, hafta sonu
gidilen dershanelerde, yetmezmiş gibi eve gelen özel hocalarla çok
yoruldular. Anneler babalar da ellerini ceplerine atsınlar biraz. Gerçi o İşe gidip gelirken kullandığım 145T Beylikdüzü- Taksim çift katlı
otobüsünün müdavimleri vardır. Ben de üç yıla yakındır onlardan birisi
olmuştum. Trafik yüzünden kendi aracımla gitmek yerine, çift katlı otobüsü
tercih edişimin birden fazla nedeni vardı. Trafik stresi yaşamıyordum.
Bolca kitap okuyor, uykum gelince uyuyabiliyordum ama tüm bunların
dışında değişik hayatlara dair gözlem yapabiliyor, hayal kurabiliyor, bir
şeyler yazabiliyordum. Son dönemde yabancı uyruklu yolcular ve aşırı
kalabalık yüzünden biraz tadı kaçsa da uzay boşluğundaki son gezegen
olarak tanımlanan Beylikdüzü'ne gitmenin en konforlu toplu taşımasıydı
145T.
Otobüs akşam dönüşte müdavimleri dışında birilerini de toplamaya
başlamıştı. Bunlar; biz zamanında çok çektik, bari onlar rahat etsin kuşağı
anne babalarıydı genelde. Garip bir telaşa düşmüşlerdi. Ne telaşı derseniz
çocuklara karne hediyesi alma telaşı. Çocuklar, özel okullarda, hafta sonu
gidilen dershanelerde, yetmezmiş gibi eve gelen özel hocalarla çok
yoruldular. Anneler babalar da ellerini ceplerine atsınlar biraz. Gerçi o eller, o ceplerden hiç çıkmıyor ama gene de karne gününe özel, ekstra
atsınlar. Dönem bitti bir şey olmaz. Bu telaşı görünce bir yandan da çok
şanssız bir kuşak olduğumuzu düşündüm.
Neden derseniz babaların az kazandığı zamanlarda çocuk, çocukların
çok harcadığı zamanlarda baba olduk da ondan.
otobüsünün müdavimleri vardır. Ben de üç yıla yakındır onlardan birisi
olmuştum. Trafik yüzünden kendi aracımla gitmek yerine, çift katlı otobüsü
tercih edişimin birden fazla nedeni vardı. Trafik stresi yaşamıyordum.
Bolca kitap okuyor, uykum gelince uyuyabiliyordum ama tüm bunların
dışında değişik hayatlara dair gözlem yapabiliyor, hayal kurabiliyor, bir
şeyler yazabiliyordum. Son dönemde yabancı uyruklu yolcular ve aşırı
kalabalık yüzünden biraz tadı kaçsa da uzay boşluğundaki son gezegen
olarak tanımlanan Beylikdüzü'ne gitmenin en konforlu toplu taşımasıydı
145T.
Otobüs akşam dönüşte müdavimleri dışında birilerini de toplamaya
başlamıştı. Bunlar; biz zamanında çok çektik, bari onlar rahat etsin kuşağı
anne babalarıydı genelde. Garip bir telaşa düşmüşlerdi. Ne telaşı derseniz
çocuklara karne hediyesi alma telaşı. Çocuklar, özel okullarda, hafta sonu
gidilen dershanelerde, yetmezmiş gibi eve gelen özel hocalarla çok
yoruldular. Anneler babalar da ellerini ceplerine atsınlar biraz. Gerçi o İşe gidip gelirken kullandığım 145T Beylikdüzü- Taksim çift katlı
otobüsünün müdavimleri vardır. Ben de üç yıla yakındır onlardan birisi
olmuştum. Trafik yüzünden kendi aracımla gitmek yerine, çift katlı otobüsü
tercih edişimin birden fazla nedeni vardı. Trafik stresi yaşamıyordum.
Bolca kitap okuyor, uykum gelince uyuyabiliyordum ama tüm bunların
dışında değişik hayatlara dair gözlem yapabiliyor, hayal kurabiliyor, bir
şeyler yazabiliyordum. Son dönemde yabancı uyruklu yolcular ve aşırı
kalabalık yüzünden biraz tadı kaçsa da uzay boşluğundaki son gezegen
olarak tanımlanan Beylikdüzü'ne gitmenin en konforlu toplu taşımasıydı
145T.
Otobüs akşam dönüşte müdavimleri dışında birilerini de toplamaya
başlamıştı. Bunlar; biz zamanında çok çektik, bari onlar rahat etsin kuşağı
anne babalarıydı genelde. Garip bir telaşa düşmüşlerdi. Ne telaşı derseniz
çocuklara karne hediyesi alma telaşı. Çocuklar, özel okullarda, hafta sonu
gidilen dershanelerde, yetmezmiş gibi eve gelen özel hocalarla çok
yoruldular. Anneler babalar da ellerini ceplerine atsınlar biraz. Gerçi o eller, o ceplerden hiç çıkmıyor ama gene de karne gününe özel, ekstra
atsınlar. Dönem bitti bir şey olmaz. Bu telaşı görünce bir yandan da çok
şanssız bir kuşak olduğumuzu düşündüm.
Neden derseniz babaların az kazandığı zamanlarda çocuk, çocukların
çok harcadığı zamanlarda baba olduk da ondan.
İşe gidip gelirken kullandığım 145T Beylikdüzü- Taksim çift katlı
otobüsünün müdavimleri vardır. Ben de üç yıla yakındır onlardan birisi
olmuştum. Trafik yüzünden kendi aracımla gitmek yerine, çift katlı otobüsü
tercih edişimin birden fazla nedeni vardı. Trafik stresi yaşamıyordum.
Bolca kitap okuyor, uykum gelince uyuyabiliyordum ama tüm bunların
dışında değişik hayatlara dair gözlem yapabiliyor, hayal kurabiliyor, bir
şeyler yazabiliyordum. Son dönemde yabancı uyruklu yolcular ve aşırı
kalabalık yüzünden biraz tadı kaçsa da uzay boşluğundaki son gezegen
olarak tanımlanan Beylikdüzü'ne gitmenin en konforlu toplu taşımasıydı
145T.
Otobüs akşam dönüşte müdavimleri dışında birilerini de toplamaya
başlamıştı. Bunlar; biz zamanında çok çektik, bari onlar rahat etsin kuşağı
anne babalarıydı genelde. Garip bir telaşa düşmüşlerdi. Ne telaşı derseniz
çocuklara karne hediyesi alma telaşı. Çocuklar, özel okullarda, hafta sonu
gidilen dershanelerde, yetmezmiş gibi eve gelen özel hocalarla çok
yoruldular. Anneler babalar da ellerini ceplerine atsınlar biraz. Gerçi o İşe gidip gelirken kullandığım 145T Beylikdüzü- Taksim çift katlı
otobüsünün müdavimleri vardır. Ben de üç yıla yakındır onlardan birisi
olmuştum. Trafik yüzünden kendi aracımla gitmek yerine, çift katlı otobüsü
tercih edişimin birden fazla nedeni vardı. Trafik stresi yaşamıyordum.
Bolca kitap okuyor, uykum gelince uyuyabiliyordum ama tüm bunların
dışında değişik hayatlara dair gözlem yapabiliyor, hayal kurabiliyor, bir
şeyler yazabiliyordum. Son dönemde yabancı uyruklu yolcular ve aşırı
kalabalık yüzünden biraz tadı kaçsa da uzay boşluğundaki son gezegen
olarak tanımlanan Beylikdüzü'ne gitmenin en konforlu toplu taşımasıydı
145T.
Otobüs akşam dönüşte müdavimleri dışında birilerini de toplamaya
başlamıştı. Bunlar; biz zamanında çok çektik, bari onlar rahat etsin kuşağı
anne babalarıydı genelde. Garip bir telaşa düşmüşlerdi. Ne telaşı derseniz
çocuklara karne hediyesi alma telaşı. Çocuklar, özel okullarda, hafta sonu
gidilen dershanelerde, yetmezmiş gibi eve gelen özel hocalarla çok
yoruldular. Anneler babalar da ellerini ceplerine atsınlar biraz. Gerçi o eller, o ceplerden hiç çıkmıyor ama gene de karne gününe özel, ekstra
atsınlar. Dönem bitti bir şey olmaz. Bu telaşı görünce bir yandan da çok
şanssız bir kuşak olduğumuzu düşündüm.
Neden derseniz babaların az kazandığı zamanlarda çocuk, çocukların
çok harcadığı zamanlarda baba olduk da ondan.
otobüsünün müdavimleri vardır. Ben de üç yıla yakındır onlardan birisi
olmuştum. Trafik yüzünden kendi aracımla gitmek yerine, çift katlı otobüsü
tercih edişimin birden fazla nedeni vardı. Trafik stresi yaşamıyordum.
Bolca kitap okuyor, uykum gelince uyuyabiliyordum ama tüm bunların
dışında değişik hayatlara dair gözlem yapabiliyor, hayal kurabiliyor, bir
şeyler yazabiliyordum. Son dönemde yabancı uyruklu yolcular ve aşırı
kalabalık yüzünden biraz tadı kaçsa da uzay boşluğundaki son gezegen
olarak tanımlanan Beylikdüzü'ne gitmenin en konforlu toplu taşımasıydı
145T.
Otobüs akşam dönüşte müdavimleri dışında birilerini de toplamaya
başlamıştı. Bunlar; biz zamanında çok çektik, bari onlar rahat etsin kuşağı
anne babalarıydı genelde. Garip bir telaşa düşmüşlerdi. Ne telaşı derseniz
çocuklara karne hediyesi alma telaşı. Çocuklar, özel okullarda, hafta sonu
gidilen dershanelerde, yetmezmiş gibi eve gelen özel hocalarla çok
yoruldular. Anneler babalar da ellerini ceplerine atsınlar biraz. Gerçi o İşe gidip gelirken kullandığım 145T Beylikdüzü- Taksim çift katlı
otobüsünün müdavimleri vardır. Ben de üç yıla yakındır onlardan birisi
olmuştum. Trafik yüzünden kendi aracımla gitmek yerine, çift katlı otobüsü
tercih edişimin birden fazla nedeni vardı. Trafik stresi yaşamıyordum.
Bolca kitap okuyor, uykum gelince uyuyabiliyordum ama tüm bunların
dışında değişik hayatlara dair gözlem yapabiliyor, hayal kurabiliyor, bir
şeyler yazabiliyordum. Son dönemde yabancı uyruklu yolcular ve aşırı
kalabalık yüzünden biraz tadı kaçsa da uzay boşluğundaki son gezegen
olarak tanımlanan Beylikdüzü'ne gitmenin en konforlu toplu taşımasıydı
145T.
Otobüs akşam dönüşte müdavimleri dışında birilerini de toplamaya
başlamıştı. Bunlar; biz zamanında çok çektik, bari onlar rahat etsin kuşağı
anne babalarıydı genelde. Garip bir telaşa düşmüşlerdi. Ne telaşı derseniz
çocuklara karne hediyesi alma telaşı. Çocuklar, özel okullarda, hafta sonu
gidilen dershanelerde, yetmezmiş gibi eve gelen özel hocalarla çok
yoruldular. Anneler babalar da ellerini ceplerine atsınlar biraz. Gerçi o eller, o ceplerden hiç çıkmıyor ama gene de karne gününe özel, ekstra
atsınlar. Dönem bitti bir şey olmaz. Bu telaşı görünce bir yandan da çok
şanssız bir kuşak olduğumuzu düşündüm.
Neden derseniz babaların az kazandığı zamanlarda çocuk, çocukların
çok harcadığı zamanlarda baba olduk da ondan.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.