9786059861021
397204
https://www.turkishbooks.com/books/yabani-gercek-p397204.html
Yabani Gerçek
5.556
NİSAN 1992'DE, Chris Mccandless Adında Genç Bir Adam Alaska yabanına yürüdü ve terk edilmiş bir minibüste ölmeden önce 100 gün boyunca hayatta kaldı. "INTO THE WILD" hikâyesi aradan geçen yirmi yılda milyonları büyüledi. Ama sadece bir kişi Chris'in sıra dışı yolculuğunun ardındaki gerçeği biliyordu - ta ki şimdiye dek.
"Birçok insan, Chris'in yaptığı şeyi neden yaptığını anlayamadan Into the Wild'ı okuyup bitirdi. Açık gerçeklerden yoksun bir halde, Chris'in bencil, anne ve babasına karşı affedilmez derecede acımasız, zihinsel olarak rahatsız, intihara meyilli ve/veya aptal olduğu sonucunu çıkardılar. Bu yanlış varsayımlar Carine'in canını sıkıyordu. Ağabeyinin ölümünden yirmi yıl sonra, Chris'in hikâyesinin tamamını, ayan beyan ve dolaysız, acı veren parçaları saklamadan anlatma vaktinin geldiğine karar verdi."
-Jon Krakauer, Önsöz'den-
McCandless kardeşler, çalkantılı çocuklukları boyunca kaotik bir aile yaşamının tam ortasında birbirlerine tutundu, ömür boyu sürecek bir bağ ve sarsılmaz bir güven kurdular. Bu yüzden, Chris neredeyse tüm eşyalarını bırakıp, tüm aile bağlarını kopararak yollarda kimliği belirsiz bir yaşam kurguladığında Carine, onu tanıdığı herkesten neyin uzaklaştırdığını anlamıştı. Carine, kendi gerçeğiyle yüzleşip bir takım ezici engelleri aştıktan sonra artık yanında olmayan ağabeyiyle paylaştığı sevgi ve bağda güç bulduğu kendi eşsiz yolculuğuna çıktı.
"Birçok insan, Chris'in yaptığı şeyi neden yaptığını anlayamadan Into the Wild'ı okuyup bitirdi. Açık gerçeklerden yoksun bir halde, Chris'in bencil, anne ve babasına karşı affedilmez derecede acımasız, zihinsel olarak rahatsız, intihara meyilli ve/veya aptal olduğu sonucunu çıkardılar. Bu yanlış varsayımlar Carine'in canını sıkıyordu. Ağabeyinin ölümünden yirmi yıl sonra, Chris'in hikâyesinin tamamını, ayan beyan ve dolaysız, acı veren parçaları saklamadan anlatma vaktinin geldiğine karar verdi."
-Jon Krakauer, Önsöz'den-
McCandless kardeşler, çalkantılı çocuklukları boyunca kaotik bir aile yaşamının tam ortasında birbirlerine tutundu, ömür boyu sürecek bir bağ ve sarsılmaz bir güven kurdular. Bu yüzden, Chris neredeyse tüm eşyalarını bırakıp, tüm aile bağlarını kopararak yollarda kimliği belirsiz bir yaşam kurguladığında Carine, onu tanıdığı herkesten neyin uzaklaştırdığını anlamıştı. Carine, kendi gerçeğiyle yüzleşip bir takım ezici engelleri aştıktan sonra artık yanında olmayan ağabeyiyle paylaştığı sevgi ve bağda güç bulduğu kendi eşsiz yolculuğuna çıktı.
NİSAN 1992'DE, Chris Mccandless Adında Genç Bir Adam Alaska yabanına yürüdü ve terk edilmiş bir minibüste ölmeden önce 100 gün boyunca hayatta kaldı. "INTO THE WILD" hikâyesi aradan geçen yirmi yılda milyonları büyüledi. Ama sadece bir kişi Chris'in sıra dışı yolculuğunun ardındaki gerçeği biliyordu - ta ki şimdiye dek.
"Birçok insan, Chris'in yaptığı şeyi neden yaptığını anlayamadan Into the Wild'ı okuyup bitirdi. Açık gerçeklerden yoksun bir halde, Chris'in bencil, anne ve babasına karşı affedilmez derecede acımasız, zihinsel olarak rahatsız, intihara meyilli ve/veya aptal olduğu sonucunu çıkardılar. Bu yanlış varsayımlar Carine'in canını sıkıyordu. Ağabeyinin ölümünden yirmi yıl sonra, Chris'in hikâyesinin tamamını, ayan beyan ve dolaysız, acı veren parçaları saklamadan anlatma vaktinin geldiğine karar verdi."
-Jon Krakauer, Önsöz'den-
McCandless kardeşler, çalkantılı çocuklukları boyunca kaotik bir aile yaşamının tam ortasında birbirlerine tutundu, ömür boyu sürecek bir bağ ve sarsılmaz bir güven kurdular. Bu yüzden, Chris neredeyse tüm eşyalarını bırakıp, tüm aile bağlarını kopararak yollarda kimliği belirsiz bir yaşam kurguladığında Carine, onu tanıdığı herkesten neyin uzaklaştırdığını anlamıştı. Carine, kendi gerçeğiyle yüzleşip bir takım ezici engelleri aştıktan sonra artık yanında olmayan ağabeyiyle paylaştığı sevgi ve bağda güç bulduğu kendi eşsiz yolculuğuna çıktı.
"Birçok insan, Chris'in yaptığı şeyi neden yaptığını anlayamadan Into the Wild'ı okuyup bitirdi. Açık gerçeklerden yoksun bir halde, Chris'in bencil, anne ve babasına karşı affedilmez derecede acımasız, zihinsel olarak rahatsız, intihara meyilli ve/veya aptal olduğu sonucunu çıkardılar. Bu yanlış varsayımlar Carine'in canını sıkıyordu. Ağabeyinin ölümünden yirmi yıl sonra, Chris'in hikâyesinin tamamını, ayan beyan ve dolaysız, acı veren parçaları saklamadan anlatma vaktinin geldiğine karar verdi."
-Jon Krakauer, Önsöz'den-
McCandless kardeşler, çalkantılı çocuklukları boyunca kaotik bir aile yaşamının tam ortasında birbirlerine tutundu, ömür boyu sürecek bir bağ ve sarsılmaz bir güven kurdular. Bu yüzden, Chris neredeyse tüm eşyalarını bırakıp, tüm aile bağlarını kopararak yollarda kimliği belirsiz bir yaşam kurguladığında Carine, onu tanıdığı herkesten neyin uzaklaştırdığını anlamıştı. Carine, kendi gerçeğiyle yüzleşip bir takım ezici engelleri aştıktan sonra artık yanında olmayan ağabeyiyle paylaştığı sevgi ve bağda güç bulduğu kendi eşsiz yolculuğuna çıktı.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.