9789944005517
551698
https://www.turkishbooks.com/books/uskudar-faciasi-p551698.html
Üsküdar Faciası
24
Bu kitap, 1 Mart 1958'de meydana gelen, denizcilik tarihimizdeki en büyük ihmal faciasını belge ve fotoğraflarla anlatıyor.
Türk sularında meydana gelen bu en büyük deniz faciasının, 50 yıldır yazılmamış tarihine ışık tutuyor.
"... Üsküdar teknesinin İzmit körfezinde devrilip batışı ve yüzlerce vatan evladının topluca sulara gömülüp kurban olmaları hadisesi, denizcilikte eşi olmayan bir faciadır.
Bu facia cidden eşsizdir. Çünkü kurbanları, günlük hayatlarının bir icabı olarak, önlerine çıkarılan bu ölüm teknesine, her gün gibi, o gün de "bile bile" binmişlerdi ve böylece esasen bükülü olan boyunlarını kaderlerine uzatmışlardı. Facianın bütün kurbanları bindikleri geminin bir gün batacağını pek güzel biliyorlardı. Zavallı kaptan da, çarkçı, ateşçi, biletçi, lostromo da biliyordu. Kasabanın gazeteleri bunu defalarca yazmışlardı; Körfez halkı hep biliyorlardı. Ama ne yapabilirlerdi?.. Kime dert dinletilebilirdi? Üst alakalılar ve Denizcilik Bankası durumu pek güzel biliyordu. Demek oluyor ki bu körfez teknesi sadece "mukadder günü" bekliyordu. O mukadder gün de: 1 Mart 1958 Cumartesi imiş."
Tahsin Demiray
Hafta Dergisi, 7 Mart 1958 Sayı 10
"... Bütün ikazlara rağmen düz denizler için yapılmış, alçak bordalı bir çelimsiz gemiyi üst güvertelerini kapayıp büsbütün havaleli ve netameli hale getirmese idik, yüzlerce yavrumuzu İzmit körfezinde yoku yokuna harcamazdık."
Haldun Taner
Tercüman Gazetesi, 9 Mart 1958
"... Kaptan değiliz ama fizik okuduk. Dava, ağırlık merkezi meselesini ve Arşimet kanununu bilmekten ibarettir. Bunlara karşı gidenler, tesadüfen yaşarlar."
Burhan Felek
Cumhuriyet Gazetesi, 4 Mart 1958
"... Bizim için ölüm değil, hayat, bir tesadüftür. Biz, tesadüfen ölmüyoruz, tesadüfen yaşıyoruz."
Hasan Ali Yücel,
Cumhuriyet Gazetesi, 8 Mart 1958
"... Üsküdar vapurunu, filan kaptan, falan şirket, fişmekan fırtınası değil, bir zihniyet batırmış, bir zihniyet alabora etmiştir. Bu zihniyet, neme lazımcılık, sorumsuzluk, ihmalcilik, savsakçılık, laubalilik ve insan kadri bilmemek esaslarına dayanır."
Nezihe Araz,
Yeni Sabah Gazetesi, 4 Mart 1958
Türk sularında meydana gelen bu en büyük deniz faciasının, 50 yıldır yazılmamış tarihine ışık tutuyor.
"... Üsküdar teknesinin İzmit körfezinde devrilip batışı ve yüzlerce vatan evladının topluca sulara gömülüp kurban olmaları hadisesi, denizcilikte eşi olmayan bir faciadır.
Bu facia cidden eşsizdir. Çünkü kurbanları, günlük hayatlarının bir icabı olarak, önlerine çıkarılan bu ölüm teknesine, her gün gibi, o gün de "bile bile" binmişlerdi ve böylece esasen bükülü olan boyunlarını kaderlerine uzatmışlardı. Facianın bütün kurbanları bindikleri geminin bir gün batacağını pek güzel biliyorlardı. Zavallı kaptan da, çarkçı, ateşçi, biletçi, lostromo da biliyordu. Kasabanın gazeteleri bunu defalarca yazmışlardı; Körfez halkı hep biliyorlardı. Ama ne yapabilirlerdi?.. Kime dert dinletilebilirdi? Üst alakalılar ve Denizcilik Bankası durumu pek güzel biliyordu. Demek oluyor ki bu körfez teknesi sadece "mukadder günü" bekliyordu. O mukadder gün de: 1 Mart 1958 Cumartesi imiş."
Tahsin Demiray
Hafta Dergisi, 7 Mart 1958 Sayı 10
"... Bütün ikazlara rağmen düz denizler için yapılmış, alçak bordalı bir çelimsiz gemiyi üst güvertelerini kapayıp büsbütün havaleli ve netameli hale getirmese idik, yüzlerce yavrumuzu İzmit körfezinde yoku yokuna harcamazdık."
Haldun Taner
Tercüman Gazetesi, 9 Mart 1958
"... Kaptan değiliz ama fizik okuduk. Dava, ağırlık merkezi meselesini ve Arşimet kanununu bilmekten ibarettir. Bunlara karşı gidenler, tesadüfen yaşarlar."
Burhan Felek
Cumhuriyet Gazetesi, 4 Mart 1958
"... Bizim için ölüm değil, hayat, bir tesadüftür. Biz, tesadüfen ölmüyoruz, tesadüfen yaşıyoruz."
Hasan Ali Yücel,
Cumhuriyet Gazetesi, 8 Mart 1958
"... Üsküdar vapurunu, filan kaptan, falan şirket, fişmekan fırtınası değil, bir zihniyet batırmış, bir zihniyet alabora etmiştir. Bu zihniyet, neme lazımcılık, sorumsuzluk, ihmalcilik, savsakçılık, laubalilik ve insan kadri bilmemek esaslarına dayanır."
Nezihe Araz,
Yeni Sabah Gazetesi, 4 Mart 1958
Bu kitap, 1 Mart 1958'de meydana gelen, denizcilik tarihimizdeki en büyük ihmal faciasını belge ve fotoğraflarla anlatıyor.
Türk sularında meydana gelen bu en büyük deniz faciasının, 50 yıldır yazılmamış tarihine ışık tutuyor.
"... Üsküdar teknesinin İzmit körfezinde devrilip batışı ve yüzlerce vatan evladının topluca sulara gömülüp kurban olmaları hadisesi, denizcilikte eşi olmayan bir faciadır.
Bu facia cidden eşsizdir. Çünkü kurbanları, günlük hayatlarının bir icabı olarak, önlerine çıkarılan bu ölüm teknesine, her gün gibi, o gün de "bile bile" binmişlerdi ve böylece esasen bükülü olan boyunlarını kaderlerine uzatmışlardı. Facianın bütün kurbanları bindikleri geminin bir gün batacağını pek güzel biliyorlardı. Zavallı kaptan da, çarkçı, ateşçi, biletçi, lostromo da biliyordu. Kasabanın gazeteleri bunu defalarca yazmışlardı; Körfez halkı hep biliyorlardı. Ama ne yapabilirlerdi?.. Kime dert dinletilebilirdi? Üst alakalılar ve Denizcilik Bankası durumu pek güzel biliyordu. Demek oluyor ki bu körfez teknesi sadece "mukadder günü" bekliyordu. O mukadder gün de: 1 Mart 1958 Cumartesi imiş."
Tahsin Demiray
Hafta Dergisi, 7 Mart 1958 Sayı 10
"... Bütün ikazlara rağmen düz denizler için yapılmış, alçak bordalı bir çelimsiz gemiyi üst güvertelerini kapayıp büsbütün havaleli ve netameli hale getirmese idik, yüzlerce yavrumuzu İzmit körfezinde yoku yokuna harcamazdık."
Haldun Taner
Tercüman Gazetesi, 9 Mart 1958
"... Kaptan değiliz ama fizik okuduk. Dava, ağırlık merkezi meselesini ve Arşimet kanununu bilmekten ibarettir. Bunlara karşı gidenler, tesadüfen yaşarlar."
Burhan Felek
Cumhuriyet Gazetesi, 4 Mart 1958
"... Bizim için ölüm değil, hayat, bir tesadüftür. Biz, tesadüfen ölmüyoruz, tesadüfen yaşıyoruz."
Hasan Ali Yücel,
Cumhuriyet Gazetesi, 8 Mart 1958
"... Üsküdar vapurunu, filan kaptan, falan şirket, fişmekan fırtınası değil, bir zihniyet batırmış, bir zihniyet alabora etmiştir. Bu zihniyet, neme lazımcılık, sorumsuzluk, ihmalcilik, savsakçılık, laubalilik ve insan kadri bilmemek esaslarına dayanır."
Nezihe Araz,
Yeni Sabah Gazetesi, 4 Mart 1958
Türk sularında meydana gelen bu en büyük deniz faciasının, 50 yıldır yazılmamış tarihine ışık tutuyor.
"... Üsküdar teknesinin İzmit körfezinde devrilip batışı ve yüzlerce vatan evladının topluca sulara gömülüp kurban olmaları hadisesi, denizcilikte eşi olmayan bir faciadır.
Bu facia cidden eşsizdir. Çünkü kurbanları, günlük hayatlarının bir icabı olarak, önlerine çıkarılan bu ölüm teknesine, her gün gibi, o gün de "bile bile" binmişlerdi ve böylece esasen bükülü olan boyunlarını kaderlerine uzatmışlardı. Facianın bütün kurbanları bindikleri geminin bir gün batacağını pek güzel biliyorlardı. Zavallı kaptan da, çarkçı, ateşçi, biletçi, lostromo da biliyordu. Kasabanın gazeteleri bunu defalarca yazmışlardı; Körfez halkı hep biliyorlardı. Ama ne yapabilirlerdi?.. Kime dert dinletilebilirdi? Üst alakalılar ve Denizcilik Bankası durumu pek güzel biliyordu. Demek oluyor ki bu körfez teknesi sadece "mukadder günü" bekliyordu. O mukadder gün de: 1 Mart 1958 Cumartesi imiş."
Tahsin Demiray
Hafta Dergisi, 7 Mart 1958 Sayı 10
"... Bütün ikazlara rağmen düz denizler için yapılmış, alçak bordalı bir çelimsiz gemiyi üst güvertelerini kapayıp büsbütün havaleli ve netameli hale getirmese idik, yüzlerce yavrumuzu İzmit körfezinde yoku yokuna harcamazdık."
Haldun Taner
Tercüman Gazetesi, 9 Mart 1958
"... Kaptan değiliz ama fizik okuduk. Dava, ağırlık merkezi meselesini ve Arşimet kanununu bilmekten ibarettir. Bunlara karşı gidenler, tesadüfen yaşarlar."
Burhan Felek
Cumhuriyet Gazetesi, 4 Mart 1958
"... Bizim için ölüm değil, hayat, bir tesadüftür. Biz, tesadüfen ölmüyoruz, tesadüfen yaşıyoruz."
Hasan Ali Yücel,
Cumhuriyet Gazetesi, 8 Mart 1958
"... Üsküdar vapurunu, filan kaptan, falan şirket, fişmekan fırtınası değil, bir zihniyet batırmış, bir zihniyet alabora etmiştir. Bu zihniyet, neme lazımcılık, sorumsuzluk, ihmalcilik, savsakçılık, laubalilik ve insan kadri bilmemek esaslarına dayanır."
Nezihe Araz,
Yeni Sabah Gazetesi, 4 Mart 1958
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.