9786257189606
510768
https://www.turkishbooks.com/books/turkiyede-yabanci-bankacilik-p510768.html
Türkiye'de Yabancı Bankacılık
9.324
Yakın dönem tarihinde yaşadığı deneyim ve yaptığı gözlemler sonucunda yabancı sermaye ve
özelde yabancı bankacılığa kuşkuyla bakan ve uzak duran Türkiye 1980'den sonra tüm ihtiyatlılık ve kuşkucu tutumunu bir yana bırakarak çok hızlı ve denetimsiz biçimde dışa, yabancı sermaye ve yabancı bankacılığa açılmıştır. Günümüzde Silikon Vadisi'nde ar-ge ve teknoloji yatırımı yapacak kadar gelişmiş ve ileri görüşlü bir düzeye gelebilen Türk bankacılığı karşısında yabancı bankacılık çoğunlukla büyük dünya bankalarının uzantısı niteliğinde iştirakler ve şubeler
aracılığıyla varlık göstermiştir. Amaç merkez sermayesinin küresel hedefleri ve planları
doğrultusunda çekici bulunan farklı çevre ülkelerinden pay alarak azalan kar oranlarını düzeltmek olmuştur. Nitekim doğrudan % 100 yabancı sermayeli bir banka kurmak yerine ilk olarak özelleştirmenin sunduğu olanaklardan yararlanmak ya da zor durumdaki özel bankaları satın almak düşünülmüştür. Türk bankacılığının yabancı bankalar ile teknolojik ve yönetsel rekabeti söz konusu yabancı bankaların küresel planlarının bir sonucu, daha doğrusu bir yan etkisi gibi görünmektedir. Bu çerçevede, hemen hemen dünyanın önde gelen tüm ülkelerinden banka yatırımları olduğu saptanmış, bunlar uzun sayılamayacak bir sürede çekici görünen Türkiye pazarını deneyimledikten sonra kendi küresel planları açısından daha karlı başka ülke piyasalarına yönelmekte, çeşitli ülke piyasaları arasında kolaylıkla giriş-çıkış, al-sat işlemleri yapmaktan çekinmemektedir.
Öte yandan, Türkiye'ye bankacılık yatırımları için yönelen sermaye çok kısa vadeli olmaktan
çıkmakta, doğrudan yabancı sermaye yatırımları içinde değerlendirilmekte, en azından orta vadeli
özelde yabancı bankacılığa kuşkuyla bakan ve uzak duran Türkiye 1980'den sonra tüm ihtiyatlılık ve kuşkucu tutumunu bir yana bırakarak çok hızlı ve denetimsiz biçimde dışa, yabancı sermaye ve yabancı bankacılığa açılmıştır. Günümüzde Silikon Vadisi'nde ar-ge ve teknoloji yatırımı yapacak kadar gelişmiş ve ileri görüşlü bir düzeye gelebilen Türk bankacılığı karşısında yabancı bankacılık çoğunlukla büyük dünya bankalarının uzantısı niteliğinde iştirakler ve şubeler
aracılığıyla varlık göstermiştir. Amaç merkez sermayesinin küresel hedefleri ve planları
doğrultusunda çekici bulunan farklı çevre ülkelerinden pay alarak azalan kar oranlarını düzeltmek olmuştur. Nitekim doğrudan % 100 yabancı sermayeli bir banka kurmak yerine ilk olarak özelleştirmenin sunduğu olanaklardan yararlanmak ya da zor durumdaki özel bankaları satın almak düşünülmüştür. Türk bankacılığının yabancı bankalar ile teknolojik ve yönetsel rekabeti söz konusu yabancı bankaların küresel planlarının bir sonucu, daha doğrusu bir yan etkisi gibi görünmektedir. Bu çerçevede, hemen hemen dünyanın önde gelen tüm ülkelerinden banka yatırımları olduğu saptanmış, bunlar uzun sayılamayacak bir sürede çekici görünen Türkiye pazarını deneyimledikten sonra kendi küresel planları açısından daha karlı başka ülke piyasalarına yönelmekte, çeşitli ülke piyasaları arasında kolaylıkla giriş-çıkış, al-sat işlemleri yapmaktan çekinmemektedir.
Öte yandan, Türkiye'ye bankacılık yatırımları için yönelen sermaye çok kısa vadeli olmaktan
çıkmakta, doğrudan yabancı sermaye yatırımları içinde değerlendirilmekte, en azından orta vadeli
Yakın dönem tarihinde yaşadığı deneyim ve yaptığı gözlemler sonucunda yabancı sermaye ve
özelde yabancı bankacılığa kuşkuyla bakan ve uzak duran Türkiye 1980'den sonra tüm ihtiyatlılık ve kuşkucu tutumunu bir yana bırakarak çok hızlı ve denetimsiz biçimde dışa, yabancı sermaye ve yabancı bankacılığa açılmıştır. Günümüzde Silikon Vadisi'nde ar-ge ve teknoloji yatırımı yapacak kadar gelişmiş ve ileri görüşlü bir düzeye gelebilen Türk bankacılığı karşısında yabancı bankacılık çoğunlukla büyük dünya bankalarının uzantısı niteliğinde iştirakler ve şubeler
aracılığıyla varlık göstermiştir. Amaç merkez sermayesinin küresel hedefleri ve planları
doğrultusunda çekici bulunan farklı çevre ülkelerinden pay alarak azalan kar oranlarını düzeltmek olmuştur. Nitekim doğrudan % 100 yabancı sermayeli bir banka kurmak yerine ilk olarak özelleştirmenin sunduğu olanaklardan yararlanmak ya da zor durumdaki özel bankaları satın almak düşünülmüştür. Türk bankacılığının yabancı bankalar ile teknolojik ve yönetsel rekabeti söz konusu yabancı bankaların küresel planlarının bir sonucu, daha doğrusu bir yan etkisi gibi görünmektedir. Bu çerçevede, hemen hemen dünyanın önde gelen tüm ülkelerinden banka yatırımları olduğu saptanmış, bunlar uzun sayılamayacak bir sürede çekici görünen Türkiye pazarını deneyimledikten sonra kendi küresel planları açısından daha karlı başka ülke piyasalarına yönelmekte, çeşitli ülke piyasaları arasında kolaylıkla giriş-çıkış, al-sat işlemleri yapmaktan çekinmemektedir.
Öte yandan, Türkiye'ye bankacılık yatırımları için yönelen sermaye çok kısa vadeli olmaktan
çıkmakta, doğrudan yabancı sermaye yatırımları içinde değerlendirilmekte, en azından orta vadeli
özelde yabancı bankacılığa kuşkuyla bakan ve uzak duran Türkiye 1980'den sonra tüm ihtiyatlılık ve kuşkucu tutumunu bir yana bırakarak çok hızlı ve denetimsiz biçimde dışa, yabancı sermaye ve yabancı bankacılığa açılmıştır. Günümüzde Silikon Vadisi'nde ar-ge ve teknoloji yatırımı yapacak kadar gelişmiş ve ileri görüşlü bir düzeye gelebilen Türk bankacılığı karşısında yabancı bankacılık çoğunlukla büyük dünya bankalarının uzantısı niteliğinde iştirakler ve şubeler
aracılığıyla varlık göstermiştir. Amaç merkez sermayesinin küresel hedefleri ve planları
doğrultusunda çekici bulunan farklı çevre ülkelerinden pay alarak azalan kar oranlarını düzeltmek olmuştur. Nitekim doğrudan % 100 yabancı sermayeli bir banka kurmak yerine ilk olarak özelleştirmenin sunduğu olanaklardan yararlanmak ya da zor durumdaki özel bankaları satın almak düşünülmüştür. Türk bankacılığının yabancı bankalar ile teknolojik ve yönetsel rekabeti söz konusu yabancı bankaların küresel planlarının bir sonucu, daha doğrusu bir yan etkisi gibi görünmektedir. Bu çerçevede, hemen hemen dünyanın önde gelen tüm ülkelerinden banka yatırımları olduğu saptanmış, bunlar uzun sayılamayacak bir sürede çekici görünen Türkiye pazarını deneyimledikten sonra kendi küresel planları açısından daha karlı başka ülke piyasalarına yönelmekte, çeşitli ülke piyasaları arasında kolaylıkla giriş-çıkış, al-sat işlemleri yapmaktan çekinmemektedir.
Öte yandan, Türkiye'ye bankacılık yatırımları için yönelen sermaye çok kısa vadeli olmaktan
çıkmakta, doğrudan yabancı sermaye yatırımları içinde değerlendirilmekte, en azından orta vadeli
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.