9786058378728
409792
https://www.turkishbooks.com/books/suyu-bulandiran-sey-alcalma-p409792.html
Suyu Bulandıran Şey - Alçalma
4.32
Mehmet Erte'nin uzun zamandır baskısı bulunmayan 2003 tarihli Suyu Bulandıran Şey ve 2010 tarihli Alçalma adlı şiir kitapları şimdi tek ciltte! Erte'den kelam ve söz, ruh ve beden, varlık ve hiçlik, tarih ve tarih-dışı, bilinç ve bilinçdışı arasındaki karanlık yolda kaleme alınmış şiirler...
Dişlenmeyi uman etler, yalanmayı bekleyen kemikler.
Ölü kayaların kuru kanı üzerinde yıldızların cengi; su.
Dinlendirilmiş su, öfkesini belli edemez, oyulmuştur gözleri onun.
Suyun kandıramadığı, ancak çamurlaştırabildiği bedenler.
Asasız Musa, çarmıhsız İsa. Gökyüzüne sığmayan gece.
Kendisine imrenebileceğimiz tek meleğin Tanrı'ya isyanı.
İri kemikleriyle güneş, her sabah bize zorla anımsatılan.
Anna Karenina'nın kendisini altına attığı tren.
Tepelerin ardından çekilmeyen korku, köprüleri bırakmayan acı.
Bu güruh, yutkunduğumuz bu acun. Adam kayıran gece.
Ve kendini geceden ayrı tutan bir yıldız, aşk mı?
Dişlenmeyi uman etler, yalanmayı bekleyen kemikler.
Ölü kayaların kuru kanı üzerinde yıldızların cengi; su.
Dinlendirilmiş su, öfkesini belli edemez, oyulmuştur gözleri onun.
Suyun kandıramadığı, ancak çamurlaştırabildiği bedenler.
Asasız Musa, çarmıhsız İsa. Gökyüzüne sığmayan gece.
Kendisine imrenebileceğimiz tek meleğin Tanrı'ya isyanı.
İri kemikleriyle güneş, her sabah bize zorla anımsatılan.
Anna Karenina'nın kendisini altına attığı tren.
Tepelerin ardından çekilmeyen korku, köprüleri bırakmayan acı.
Bu güruh, yutkunduğumuz bu acun. Adam kayıran gece.
Ve kendini geceden ayrı tutan bir yıldız, aşk mı?
Mehmet Erte'nin uzun zamandır baskısı bulunmayan 2003 tarihli Suyu Bulandıran Şey ve 2010 tarihli Alçalma adlı şiir kitapları şimdi tek ciltte! Erte'den kelam ve söz, ruh ve beden, varlık ve hiçlik, tarih ve tarih-dışı, bilinç ve bilinçdışı arasındaki karanlık yolda kaleme alınmış şiirler...
Dişlenmeyi uman etler, yalanmayı bekleyen kemikler.
Ölü kayaların kuru kanı üzerinde yıldızların cengi; su.
Dinlendirilmiş su, öfkesini belli edemez, oyulmuştur gözleri onun.
Suyun kandıramadığı, ancak çamurlaştırabildiği bedenler.
Asasız Musa, çarmıhsız İsa. Gökyüzüne sığmayan gece.
Kendisine imrenebileceğimiz tek meleğin Tanrı'ya isyanı.
İri kemikleriyle güneş, her sabah bize zorla anımsatılan.
Anna Karenina'nın kendisini altına attığı tren.
Tepelerin ardından çekilmeyen korku, köprüleri bırakmayan acı.
Bu güruh, yutkunduğumuz bu acun. Adam kayıran gece.
Ve kendini geceden ayrı tutan bir yıldız, aşk mı?
Dişlenmeyi uman etler, yalanmayı bekleyen kemikler.
Ölü kayaların kuru kanı üzerinde yıldızların cengi; su.
Dinlendirilmiş su, öfkesini belli edemez, oyulmuştur gözleri onun.
Suyun kandıramadığı, ancak çamurlaştırabildiği bedenler.
Asasız Musa, çarmıhsız İsa. Gökyüzüne sığmayan gece.
Kendisine imrenebileceğimiz tek meleğin Tanrı'ya isyanı.
İri kemikleriyle güneş, her sabah bize zorla anımsatılan.
Anna Karenina'nın kendisini altına attığı tren.
Tepelerin ardından çekilmeyen korku, köprüleri bırakmayan acı.
Bu güruh, yutkunduğumuz bu acun. Adam kayıran gece.
Ve kendini geceden ayrı tutan bir yıldız, aşk mı?
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.