9786052491850
454347
https://www.turkishbooks.com/books/sukriyeyi-kim-isirdi-mizah-oykuleri-p454347.html
Şükriye'yi Kim Isırdı? - Mizah Öyküleri
3.6
Haydarpaşa'dan bu yana yirmi saattir yol kat eden,yorgun Toros Ekspresinin ardında sürüklenen son yolcu vagonunun
kuşetli kompartımanı, Niğde'de doluverdi.
Birbirlerini tanımayan, biri kadın beşi erkek altı yolcu,
bavulları yerleştirme kargaşası bittikten sonra, kuşetlinin
pek de rahat olmayan koltuklarına oturdular.
Kadın, oldukça güzeldi. Otuz yaşlarındaydı.Simsiyah
saçları, oval yüzünün iki yanından dalga dalga omuzlarına
iniyordu. Dudakları etli, burnu sevimliydi. İnce mavi
bluzunun altındaki dolgun göğüsleri Newton'un
yer çekimi yasasına isyan eder gibiydi. Sarı- beyaz
puanlı kısa eteğinin altındaki biçimli, çorapsız
bacakları güneşten bronzlaşmıştı. Dirseğini koltuğa,
elini çenesine dayamış, çağla yeşili gözleriyle
akıp giden manzarayı seyrediyordu kadın.
Aynı sırada, trenin gidiş istikametine
ters yönde ve kapının yanında oturan
adam, kırklarındaydı. Geriye doğru
taranmış gür saçları grinin tüm tonlarını
barındırıyordu. Üzerindeki lacivert takım
elbise oldukça gösterişliydi.
Adamın bakışları bir an kadına doğru
uzandı. Böylesi güzel kadınları çok
gördüğünden mi, yoksa kadın profilden
iyi görünmediğinden mi, bilinmez,
gözlerini hemen kaçırdı.
kuşetli kompartımanı, Niğde'de doluverdi.
Birbirlerini tanımayan, biri kadın beşi erkek altı yolcu,
bavulları yerleştirme kargaşası bittikten sonra, kuşetlinin
pek de rahat olmayan koltuklarına oturdular.
Kadın, oldukça güzeldi. Otuz yaşlarındaydı.Simsiyah
saçları, oval yüzünün iki yanından dalga dalga omuzlarına
iniyordu. Dudakları etli, burnu sevimliydi. İnce mavi
bluzunun altındaki dolgun göğüsleri Newton'un
yer çekimi yasasına isyan eder gibiydi. Sarı- beyaz
puanlı kısa eteğinin altındaki biçimli, çorapsız
bacakları güneşten bronzlaşmıştı. Dirseğini koltuğa,
elini çenesine dayamış, çağla yeşili gözleriyle
akıp giden manzarayı seyrediyordu kadın.
Aynı sırada, trenin gidiş istikametine
ters yönde ve kapının yanında oturan
adam, kırklarındaydı. Geriye doğru
taranmış gür saçları grinin tüm tonlarını
barındırıyordu. Üzerindeki lacivert takım
elbise oldukça gösterişliydi.
Adamın bakışları bir an kadına doğru
uzandı. Böylesi güzel kadınları çok
gördüğünden mi, yoksa kadın profilden
iyi görünmediğinden mi, bilinmez,
gözlerini hemen kaçırdı.
Haydarpaşa'dan bu yana yirmi saattir yol kat eden,yorgun Toros Ekspresinin ardında sürüklenen son yolcu vagonunun
kuşetli kompartımanı, Niğde'de doluverdi.
Birbirlerini tanımayan, biri kadın beşi erkek altı yolcu,
bavulları yerleştirme kargaşası bittikten sonra, kuşetlinin
pek de rahat olmayan koltuklarına oturdular.
Kadın, oldukça güzeldi. Otuz yaşlarındaydı.Simsiyah
saçları, oval yüzünün iki yanından dalga dalga omuzlarına
iniyordu. Dudakları etli, burnu sevimliydi. İnce mavi
bluzunun altındaki dolgun göğüsleri Newton'un
yer çekimi yasasına isyan eder gibiydi. Sarı- beyaz
puanlı kısa eteğinin altındaki biçimli, çorapsız
bacakları güneşten bronzlaşmıştı. Dirseğini koltuğa,
elini çenesine dayamış, çağla yeşili gözleriyle
akıp giden manzarayı seyrediyordu kadın.
Aynı sırada, trenin gidiş istikametine
ters yönde ve kapının yanında oturan
adam, kırklarındaydı. Geriye doğru
taranmış gür saçları grinin tüm tonlarını
barındırıyordu. Üzerindeki lacivert takım
elbise oldukça gösterişliydi.
Adamın bakışları bir an kadına doğru
uzandı. Böylesi güzel kadınları çok
gördüğünden mi, yoksa kadın profilden
iyi görünmediğinden mi, bilinmez,
gözlerini hemen kaçırdı.
kuşetli kompartımanı, Niğde'de doluverdi.
Birbirlerini tanımayan, biri kadın beşi erkek altı yolcu,
bavulları yerleştirme kargaşası bittikten sonra, kuşetlinin
pek de rahat olmayan koltuklarına oturdular.
Kadın, oldukça güzeldi. Otuz yaşlarındaydı.Simsiyah
saçları, oval yüzünün iki yanından dalga dalga omuzlarına
iniyordu. Dudakları etli, burnu sevimliydi. İnce mavi
bluzunun altındaki dolgun göğüsleri Newton'un
yer çekimi yasasına isyan eder gibiydi. Sarı- beyaz
puanlı kısa eteğinin altındaki biçimli, çorapsız
bacakları güneşten bronzlaşmıştı. Dirseğini koltuğa,
elini çenesine dayamış, çağla yeşili gözleriyle
akıp giden manzarayı seyrediyordu kadın.
Aynı sırada, trenin gidiş istikametine
ters yönde ve kapının yanında oturan
adam, kırklarındaydı. Geriye doğru
taranmış gür saçları grinin tüm tonlarını
barındırıyordu. Üzerindeki lacivert takım
elbise oldukça gösterişliydi.
Adamın bakışları bir an kadına doğru
uzandı. Böylesi güzel kadınları çok
gördüğünden mi, yoksa kadın profilden
iyi görünmediğinden mi, bilinmez,
gözlerini hemen kaçırdı.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.