9786057415806
612308
https://www.turkishbooks.com/books/su-ve-parya-p612308.html
Su ve Parya
15.36
Su ve Parya, kendilik bilincine kavuşması hayati bir hâl alan bireyi, dıştanlıkın kör bataklığına saplanmadan kendi içine
dönmeye ve orada oturmayı öğrenmeye çağırıyor. Yaşadıklarımız ve öğrendiklerimiz gibi unuttuklarımızın da içimizdeki
toplanma merkezinin bellek mekânları olduğunu anımsatıyor. İnsanın kendini çevreleyen şeyler dünyasında yitip gitmemesi,
tarihselliğini sağlayan bellek mekânlarına tutunması ve orada kuracağı kendilik bilinci ile hem uzamsal boyutta dünya ile hem
de zamansal boyutta toplumsal geçmişiyle bağlantıya geçmesi gerektiğini dillendiriyor.
İnsanı, bir parçası olduğu evrenle birlikte anlamaya ve anlamlandırmaya odaklanan şair; devlet, toplum ve kültür gibi genel
kabul araçlarını da mevcut kısıtlayıcı-baskılayıcı-ötekileştirici yönleriyle görünür kılıyor. Kişisel tarihin insan için bir eve
dönüş yolu olduğu, şiirsel dil terk edilmeksizin sezgisel bir yordamla okurun gündüz düşlerine emanet ediliyor. Ana izleğini
bir an olsun terk etmeyen; ritim, tartım, söz dizimi ve ses akışı bağlamında kusursuz bir estetik yetkinlik gösteren Cenk
Kolçak, dize kurulumundaki hassasiyeti ile düzyazıya savrulma riskini de ortadan kaldırıyor.
burada yaz ağır, güller ağır
kurumuş yapraklar dere ağızlarında
burada hangi el kendini boğsa
bir boz güvercin ülkesiz kalır
dönmeye ve orada oturmayı öğrenmeye çağırıyor. Yaşadıklarımız ve öğrendiklerimiz gibi unuttuklarımızın da içimizdeki
toplanma merkezinin bellek mekânları olduğunu anımsatıyor. İnsanın kendini çevreleyen şeyler dünyasında yitip gitmemesi,
tarihselliğini sağlayan bellek mekânlarına tutunması ve orada kuracağı kendilik bilinci ile hem uzamsal boyutta dünya ile hem
de zamansal boyutta toplumsal geçmişiyle bağlantıya geçmesi gerektiğini dillendiriyor.
İnsanı, bir parçası olduğu evrenle birlikte anlamaya ve anlamlandırmaya odaklanan şair; devlet, toplum ve kültür gibi genel
kabul araçlarını da mevcut kısıtlayıcı-baskılayıcı-ötekileştirici yönleriyle görünür kılıyor. Kişisel tarihin insan için bir eve
dönüş yolu olduğu, şiirsel dil terk edilmeksizin sezgisel bir yordamla okurun gündüz düşlerine emanet ediliyor. Ana izleğini
bir an olsun terk etmeyen; ritim, tartım, söz dizimi ve ses akışı bağlamında kusursuz bir estetik yetkinlik gösteren Cenk
Kolçak, dize kurulumundaki hassasiyeti ile düzyazıya savrulma riskini de ortadan kaldırıyor.
burada yaz ağır, güller ağır
kurumuş yapraklar dere ağızlarında
burada hangi el kendini boğsa
bir boz güvercin ülkesiz kalır
Su ve Parya, kendilik bilincine kavuşması hayati bir hâl alan bireyi, dıştanlıkın kör bataklığına saplanmadan kendi içine
dönmeye ve orada oturmayı öğrenmeye çağırıyor. Yaşadıklarımız ve öğrendiklerimiz gibi unuttuklarımızın da içimizdeki
toplanma merkezinin bellek mekânları olduğunu anımsatıyor. İnsanın kendini çevreleyen şeyler dünyasında yitip gitmemesi,
tarihselliğini sağlayan bellek mekânlarına tutunması ve orada kuracağı kendilik bilinci ile hem uzamsal boyutta dünya ile hem
de zamansal boyutta toplumsal geçmişiyle bağlantıya geçmesi gerektiğini dillendiriyor.
İnsanı, bir parçası olduğu evrenle birlikte anlamaya ve anlamlandırmaya odaklanan şair; devlet, toplum ve kültür gibi genel
kabul araçlarını da mevcut kısıtlayıcı-baskılayıcı-ötekileştirici yönleriyle görünür kılıyor. Kişisel tarihin insan için bir eve
dönüş yolu olduğu, şiirsel dil terk edilmeksizin sezgisel bir yordamla okurun gündüz düşlerine emanet ediliyor. Ana izleğini
bir an olsun terk etmeyen; ritim, tartım, söz dizimi ve ses akışı bağlamında kusursuz bir estetik yetkinlik gösteren Cenk
Kolçak, dize kurulumundaki hassasiyeti ile düzyazıya savrulma riskini de ortadan kaldırıyor.
burada yaz ağır, güller ağır
kurumuş yapraklar dere ağızlarında
burada hangi el kendini boğsa
bir boz güvercin ülkesiz kalır
dönmeye ve orada oturmayı öğrenmeye çağırıyor. Yaşadıklarımız ve öğrendiklerimiz gibi unuttuklarımızın da içimizdeki
toplanma merkezinin bellek mekânları olduğunu anımsatıyor. İnsanın kendini çevreleyen şeyler dünyasında yitip gitmemesi,
tarihselliğini sağlayan bellek mekânlarına tutunması ve orada kuracağı kendilik bilinci ile hem uzamsal boyutta dünya ile hem
de zamansal boyutta toplumsal geçmişiyle bağlantıya geçmesi gerektiğini dillendiriyor.
İnsanı, bir parçası olduğu evrenle birlikte anlamaya ve anlamlandırmaya odaklanan şair; devlet, toplum ve kültür gibi genel
kabul araçlarını da mevcut kısıtlayıcı-baskılayıcı-ötekileştirici yönleriyle görünür kılıyor. Kişisel tarihin insan için bir eve
dönüş yolu olduğu, şiirsel dil terk edilmeksizin sezgisel bir yordamla okurun gündüz düşlerine emanet ediliyor. Ana izleğini
bir an olsun terk etmeyen; ritim, tartım, söz dizimi ve ses akışı bağlamında kusursuz bir estetik yetkinlik gösteren Cenk
Kolçak, dize kurulumundaki hassasiyeti ile düzyazıya savrulma riskini de ortadan kaldırıyor.
burada yaz ağır, güller ağır
kurumuş yapraklar dere ağızlarında
burada hangi el kendini boğsa
bir boz güvercin ülkesiz kalır
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.