Sessiz Seyirci Oyun

Stok Kodu:
9789759094320
Boyut:
135-195
Sayfa Sayısı:
76
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2006-12
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
1.94
1.55
9789759094320
115622
Sessiz Seyirci Oyun
Sessiz Seyirci Oyun
1.554
Oyunda hiçbir ülke ismi verilmeden, Ortadoğunun birçok halkına mensup insanları bir araya geliyor. Bir araya gelmelerine neden olan Lüblanda bir inşaat firmasında birlikte çalışmaları olmuştur. Burada birbirlerini tanıyan insanlar zamanla samimi olmaya başlıyorlar. Yazar oynun girişinde TaranbulatasIn ağzından şunları belirtiyor: "Benim adım Taranbulatas. Bundan tam eli yıl önce, henüz kibirli bir dünyanın yalnızlığı içinde ve birçok insanın varlığından bile haberdar olmadığı küçücük, lakin bir o denli de tatlı bir köy, kimilerine göre adı "Mermerat" kimilerine göre "Hemherat" ve kimilerine göre "El sahat" olan bir köy" Mevsim kış. Metreleri bulan kar ani bir fırtınayla bütün bir bölgeyi tıkamıştı. Zaten derme çatma olan yol, fırtınanın da etkisiyle tümüyle kapanmıştı. Bu köye doğru gidiyorduk, ancak o kadar çok kar yağmıştı ki, başımıza nelerin geleceğini bilmeden ve önümüzü kestiremeden sadece tedirgin bir ruh haliyle bir birimizin yüzüne bakıyorduk. Köye ulaşmak için -ki önümüzde bir köyün olduğunu bile bilmiyorduk- tam altı saat yürümek zorunda kalmıştık. Köye gittik, günlerce köyde kalmanın verdiği can sıkıntısı hepimizi çok etkiliyordu. Büyük kent yaşamına alışmış, modern dünyanın ve teknolojinin kolaylıklarına alışmış insanlar olarak, elektriğin, kaloriferlerin, televizyonun ve bunun gibi hiçbir şeyin olmadığı bir ortamda sıkılmanın da ötesinde garip bir bunalımı yaşamaya başladık. Ne yapalım, ne edelim diye düşünürken, tartışırken aniden bir fikir atıldı ortaya. Oyun oynayalım. Evet, bir oyun oynadık.. Oyun, yüzyıllardır devam eden ve bir türlü değişmeyen ama bir kör düğüme dönüşen Ortadoğuyu ele alıyor. Yazar Yakup SOYLU, din, felsefe, mitoloji, iktidar, edebiyat ve devrimin bir biriyle olan mücadelesinin ciddi ve kanlı süreçlerini yaşattığını belirtirken; bir birinden farklı olduğunu sandığımız bütün bu kavramların aynı takıntı ve sorunsallığa çakıldığını bir tür lirik diliyle işlemektedir adeta. Farklı bakış açıların takıldığı yöntem aynı yöntemdir. Söylemler, teoremler, muhalif güçler, devrimciler, egemenler, her kes iktidarın peşindedir. Bir oyun olarak başlayan ama çok kanlı bir sonla biten kitap geleneksel ve resmi algının dışına çıkarak yepyeni mesajlar vermektedir. Aşk, ihanet, taraf, tarafsızlık başka bir değer kavramı üzerinde ve yeniden irdelenmektedir. Yakup SOYLU "Sessiz seyirci" oynunda bir çok kavramı sorgulamaktadır. Bir edebiyat metini olarak da okunacak kadar akıcı ve güzel olan oyun, Ortadoğu'nun kaderi haline gelen ve sürekli tekrarlanan siyasal kör düğümlerin sosyal ve edebi arka planını irdelemektedir.
Oyunda hiçbir ülke ismi verilmeden, Ortadoğunun birçok halkına mensup insanları bir araya geliyor. Bir araya gelmelerine neden olan Lüblanda bir inşaat firmasında birlikte çalışmaları olmuştur. Burada birbirlerini tanıyan insanlar zamanla samimi olmaya başlıyorlar. Yazar oynun girişinde TaranbulatasIn ağzından şunları belirtiyor: "Benim adım Taranbulatas. Bundan tam eli yıl önce, henüz kibirli bir dünyanın yalnızlığı içinde ve birçok insanın varlığından bile haberdar olmadığı küçücük, lakin bir o denli de tatlı bir köy, kimilerine göre adı "Mermerat" kimilerine göre "Hemherat" ve kimilerine göre "El sahat" olan bir köy" Mevsim kış. Metreleri bulan kar ani bir fırtınayla bütün bir bölgeyi tıkamıştı. Zaten derme çatma olan yol, fırtınanın da etkisiyle tümüyle kapanmıştı. Bu köye doğru gidiyorduk, ancak o kadar çok kar yağmıştı ki, başımıza nelerin geleceğini bilmeden ve önümüzü kestiremeden sadece tedirgin bir ruh haliyle bir birimizin yüzüne bakıyorduk. Köye ulaşmak için -ki önümüzde bir köyün olduğunu bile bilmiyorduk- tam altı saat yürümek zorunda kalmıştık. Köye gittik, günlerce köyde kalmanın verdiği can sıkıntısı hepimizi çok etkiliyordu. Büyük kent yaşamına alışmış, modern dünyanın ve teknolojinin kolaylıklarına alışmış insanlar olarak, elektriğin, kaloriferlerin, televizyonun ve bunun gibi hiçbir şeyin olmadığı bir ortamda sıkılmanın da ötesinde garip bir bunalımı yaşamaya başladık. Ne yapalım, ne edelim diye düşünürken, tartışırken aniden bir fikir atıldı ortaya. Oyun oynayalım. Evet, bir oyun oynadık.. Oyun, yüzyıllardır devam eden ve bir türlü değişmeyen ama bir kör düğüme dönüşen Ortadoğuyu ele alıyor. Yazar Yakup SOYLU, din, felsefe, mitoloji, iktidar, edebiyat ve devrimin bir biriyle olan mücadelesinin ciddi ve kanlı süreçlerini yaşattığını belirtirken; bir birinden farklı olduğunu sandığımız bütün bu kavramların aynı takıntı ve sorunsallığa çakıldığını bir tür lirik diliyle işlemektedir adeta. Farklı bakış açıların takıldığı yöntem aynı yöntemdir. Söylemler, teoremler, muhalif güçler, devrimciler, egemenler, her kes iktidarın peşindedir. Bir oyun olarak başlayan ama çok kanlı bir sonla biten kitap geleneksel ve resmi algının dışına çıkarak yepyeni mesajlar vermektedir. Aşk, ihanet, taraf, tarafsızlık başka bir değer kavramı üzerinde ve yeniden irdelenmektedir. Yakup SOYLU "Sessiz seyirci" oynunda bir çok kavramı sorgulamaktadır. Bir edebiyat metini olarak da okunacak kadar akıcı ve güzel olan oyun, Ortadoğu'nun kaderi haline gelen ve sürekli tekrarlanan siyasal kör düğümlerin sosyal ve edebi arka planını irdelemektedir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat