9789750507359
110526
https://www.turkishbooks.com/books/rita-p110526.html
Rita
4.335
Samsunlu Rita, Kayseride sahneye çıktığında, hayır, şehre adım attığında kıyametin kopacağını, tesadüfün şuursuz rüzgârıyla hayatının değişeceğini nereden bilebilirdi. Kabadayı Ali Osman, Kayseri Cezaevine girince, onun arkasından ta Ankaradan Kayseriye gelen Rita, Pavyoncu Nurinin açtığı Elhamrada çalışmaya başlamıştı. Hayat işte! Yanında can yoldaşı ve sırdaşı Akileyle kimlerin ilgisini çekmemiş, hangi memur, amir, tüccar ve esnafın aklına düşmemişti ki...
Şişman ve kıranta tüccarlar Hasanâ ile Ademâ, ağzı sıkı, ırzına sağlam Bekirâ, muharrir ve avukat Mahmudâ, polis katili zavallı Serkis, Terzi Şefikanın makası, yalan bilmez aynalar, tokat yiyen çocuklar, cızırdayan kalem, siyah gözlük, ağlayan şamdan, gülen fayans, parazitli radyo, nemrut kolye, delibozuk Şoför Fuat, klarnetiyle Erkek Namık, iç sızlatan Murat Bey... Konuşan, akleden, çekişen, kavgaya tutuşan mahalleli güçlü kadınlar... Kimi karakterleri daha önceden, Kadın Düşkününden tanımıştık:
Fazla söze gerek yok, ceset sükûtuyla emreden Necip Bey yine karşımızda!
Namuslu Müfettiş Mükremin Bey de. Fakat asıl, siyasi riyanın, doğruya benzemeye muvaffak olan yalanın, haysiyetli olmayı bilen telaşsız hilenin simgesi, pehlivanı ve kahramanı Kör İhsan da burada... Hepsi bu entrika dolu küçük kıyametin oyuncuları...
Kemal Safa Güntekin, Düşkünler üçlemesinin ikinci kitabında 1955 yılını resmediyor. Yaşananları, hem de nesnelerin ağzından usta bir dille aktarıyor.
Rita, ağır bir Orta Anadolu trajedisini, hayata hükmeden bir alçaklık hikâyesini, Hey Allahım bu insanlar hiç mi doymazlar tadında anlatıyor.
Güntekin, muhalif kahkahasını yine hissettiriyor...
Samsunlu Rita, Kayseride sahneye çıktığında, hayır, şehre adım attığında kıyametin kopacağını, tesadüfün şuursuz rüzgârıyla hayatının değişeceğini nereden bilebilirdi. Kabadayı Ali Osman, Kayseri Cezaevine girince, onun arkasından ta Ankaradan Kayseriye gelen Rita, Pavyoncu Nurinin açtığı Elhamrada çalışmaya başlamıştı. Hayat işte! Yanında can yoldaşı ve sırdaşı Akileyle kimlerin ilgisini çekmemiş, hangi memur, amir, tüccar ve esnafın aklına düşmemişti ki...
Şişman ve kıranta tüccarlar Hasanâ ile Ademâ, ağzı sıkı, ırzına sağlam Bekirâ, muharrir ve avukat Mahmudâ, polis katili zavallı Serkis, Terzi Şefikanın makası, yalan bilmez aynalar, tokat yiyen çocuklar, cızırdayan kalem, siyah gözlük, ağlayan şamdan, gülen fayans, parazitli radyo, nemrut kolye, delibozuk Şoför Fuat, klarnetiyle Erkek Namık, iç sızlatan Murat Bey... Konuşan, akleden, çekişen, kavgaya tutuşan mahalleli güçlü kadınlar... Kimi karakterleri daha önceden, Kadın Düşkününden tanımıştık:
Fazla söze gerek yok, ceset sükûtuyla emreden Necip Bey yine karşımızda!
Namuslu Müfettiş Mükremin Bey de. Fakat asıl, siyasi riyanın, doğruya benzemeye muvaffak olan yalanın, haysiyetli olmayı bilen telaşsız hilenin simgesi, pehlivanı ve kahramanı Kör İhsan da burada... Hepsi bu entrika dolu küçük kıyametin oyuncuları...
Kemal Safa Güntekin, Düşkünler üçlemesinin ikinci kitabında 1955 yılını resmediyor. Yaşananları, hem de nesnelerin ağzından usta bir dille aktarıyor.
Rita, ağır bir Orta Anadolu trajedisini, hayata hükmeden bir alçaklık hikâyesini, Hey Allahım bu insanlar hiç mi doymazlar tadında anlatıyor.
Güntekin, muhalif kahkahasını yine hissettiriyor...
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.