9789755332666
41545
https://www.turkishbooks.com/books/postmodernizm-p41545.html
Postmodernizm
11.04
"Post"lu tamlamalar son yirmi beş yıllık dönemde dünyanın entellektüel gündemine büyük bir ağırlıkla girdiler; bu kavramlar üzerine oturan tartışmalar olağanüstü popülarite kazandı. Postmodernizmin özellikle yerleşik ve egemen bilim anlayışını sorgulaması, hatta daha da ileri giderek doğruluk temsili iddiasında bulunacak bir bilim anlayışının olanaksızlığını öne sürmesi, şiddetli tepki ve karşı çıkışlara neden oldu. İnsanı, toplumu ve toplumun tarihini teleolojik bir çerçevede açıklamaya yönelen ve böyle bir açıklamanın mümkün olduğunu varsayan bakışların, postmodern kritiğe karşı çıkmaları doğaldı. Bunun dışında, genel olarak sol ve özellikle Marksist düşün dünyasında da tepkiyle karşılanan, postmodernizme sağ olarak nitelenebilecek düşün dünyasında, aynı şiddet ve yoğunlukta bir karşı çıkış gözlenmemiştir. Postmodern söylem içinde yeni liberal ya da yeni sağ tezlerle örtüşen geniş bir alanın belirmiş olması, sözü edilen göreli yumuşak tepkilere yol açmıştır. Ayrıca liberal ya da sağ söylem, kendisine karşı yüz elli yıldır epistemolojik bir üstünlük kazanmış Marksist söyleme yönelik eleştirilerden hoşnut kalmış da görünmektedir.
Bu kitap, "postmodern eleştirinin" önemli, ciddiye alınması gereken ve haklılık payı yüksek bir kritiği dile getirdiği kabulüne dayanmakla birlikte, bu söylemin en belirgin, en önemli yanlarını sorguluyor, bu kuramın yapılabilirliğini tartışıyor.
Bu kitabın diğer önemli tezi de, yaşadığımız hızlı ve köklü değişimler, karşı karşı kalınan krizlere, özellikle temsili demokrasinin krizine çok önemsenmesi gereken açılım ve eleştiriler getiren Derrida, Foucault ve Baudrillard gibi düşünürlerin, postmodernizmin içinde yaşanılan dönemi kavramak açısından çok önemli katkılarda bulunduğunu savunmasıdır.
"Post"lu tamlamalar son yirmi beş yıllık dönemde dünyanın entellektüel gündemine büyük bir ağırlıkla girdiler; bu kavramlar üzerine oturan tartışmalar olağanüstü popülarite kazandı. Postmodernizmin özellikle yerleşik ve egemen bilim anlayışını sorgulaması, hatta daha da ileri giderek doğruluk temsili iddiasında bulunacak bir bilim anlayışının olanaksızlığını öne sürmesi, şiddetli tepki ve karşı çıkışlara neden oldu. İnsanı, toplumu ve toplumun tarihini teleolojik bir çerçevede açıklamaya yönelen ve böyle bir açıklamanın mümkün olduğunu varsayan bakışların, postmodern kritiğe karşı çıkmaları doğaldı. Bunun dışında, genel olarak sol ve özellikle Marksist düşün dünyasında da tepkiyle karşılanan, postmodernizme sağ olarak nitelenebilecek düşün dünyasında, aynı şiddet ve yoğunlukta bir karşı çıkış gözlenmemiştir. Postmodern söylem içinde yeni liberal ya da yeni sağ tezlerle örtüşen geniş bir alanın belirmiş olması, sözü edilen göreli yumuşak tepkilere yol açmıştır. Ayrıca liberal ya da sağ söylem, kendisine karşı yüz elli yıldır epistemolojik bir üstünlük kazanmış Marksist söyleme yönelik eleştirilerden hoşnut kalmış da görünmektedir.
Bu kitap, "postmodern eleştirinin" önemli, ciddiye alınması gereken ve haklılık payı yüksek bir kritiği dile getirdiği kabulüne dayanmakla birlikte, bu söylemin en belirgin, en önemli yanlarını sorguluyor, bu kuramın yapılabilirliğini tartışıyor.
Bu kitabın diğer önemli tezi de, yaşadığımız hızlı ve köklü değişimler, karşı karşı kalınan krizlere, özellikle temsili demokrasinin krizine çok önemsenmesi gereken açılım ve eleştiriler getiren Derrida, Foucault ve Baudrillard gibi düşünürlerin, postmodernizmin içinde yaşanılan dönemi kavramak açısından çok önemli katkılarda bulunduğunu savunmasıdır.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.