9786051851235
419586
https://www.turkishbooks.com/books/oynayan-golgeler-p419586.html
Oynayan Gölgeler Çetin Altan Ustaların Türkçesiyle
5.52
Türk edebiyatının büyük ustalarının çevirdiği Simenon romanlarından oluşan dizinin yedinci kitabı, özgün adı L'Ombre Chinoise olan ve Çetin Altan tarafından Türkçeye kazandırılan Oynayan Gölgeler.
Roman, Komiser Maigret'nin sıradışı gözlemleri ve saptamaları doğrultusunda, karakterlerin psikolojik çözümlemeleri üzerinden ilerleyen bir cinayet dosyasını anlatır. Simenon'un özenle kurduğu "psikolojik gerilim" atmosferinde Raymond Chouchet vakası, maktulün ardında bıraktığı yakınlarına yoğunlaşırken, işler gittikçe daha çok karışır. Üstelik bütün ipuçları ortada iki ayrı kişi tarafından işlenmiş iki kriminal vaka olduğunu göstermektedir. Romanın girişinde kullanılan gölge metaforu, kitaba adını vermiştir: "Üzerinde gölgelerin oynadığı perdeler", "perdelerin arkasında gidip gelen gölgeler", cinayetin hangi sırrını perdelemektedir?
1932'de kaleme alınan Oynayan Gölgeler, 1971 yılında Cumhuriyet gazetesinde Fikret Obey takma adıyla tefrika edilir. Çetin Altan, yıllar sonra, çeşitli dönemlerde Fikret Obey takma adını kullandığını yazdığında gizem çözülür.
Bu iki önemli edebiyat adamının ortak noktalarından biri de gazeteci kimlikleridir. Rıza Bey'in Polisiye Öyküleri'nin yazarının Simenon'a duyduğu derin ilgi, yaşamı boyunca sürecek, Rıza Bey ile Komiser Maigret'nin esrarengiz vakaların peşinde koştukları maceraları birbirini takip edecektir. Çetin Altan, bir köşe yazısında, biraz da alaylı bir şekilde Siyasal Konulara Kimler Boş Verir sorusuna "Çınar ağaçları altında nargile içerken Simenon okumasını sevenler," cevabını verirken, polisiyenin aslında tam tersine gündelik yaşamı, siyaseti, komplo teorilerini anlamamız için vazgeçilmez bir edebiyat türü olduğunun da altını çizer.
Roman, Komiser Maigret'nin sıradışı gözlemleri ve saptamaları doğrultusunda, karakterlerin psikolojik çözümlemeleri üzerinden ilerleyen bir cinayet dosyasını anlatır. Simenon'un özenle kurduğu "psikolojik gerilim" atmosferinde Raymond Chouchet vakası, maktulün ardında bıraktığı yakınlarına yoğunlaşırken, işler gittikçe daha çok karışır. Üstelik bütün ipuçları ortada iki ayrı kişi tarafından işlenmiş iki kriminal vaka olduğunu göstermektedir. Romanın girişinde kullanılan gölge metaforu, kitaba adını vermiştir: "Üzerinde gölgelerin oynadığı perdeler", "perdelerin arkasında gidip gelen gölgeler", cinayetin hangi sırrını perdelemektedir?
1932'de kaleme alınan Oynayan Gölgeler, 1971 yılında Cumhuriyet gazetesinde Fikret Obey takma adıyla tefrika edilir. Çetin Altan, yıllar sonra, çeşitli dönemlerde Fikret Obey takma adını kullandığını yazdığında gizem çözülür.
Bu iki önemli edebiyat adamının ortak noktalarından biri de gazeteci kimlikleridir. Rıza Bey'in Polisiye Öyküleri'nin yazarının Simenon'a duyduğu derin ilgi, yaşamı boyunca sürecek, Rıza Bey ile Komiser Maigret'nin esrarengiz vakaların peşinde koştukları maceraları birbirini takip edecektir. Çetin Altan, bir köşe yazısında, biraz da alaylı bir şekilde Siyasal Konulara Kimler Boş Verir sorusuna "Çınar ağaçları altında nargile içerken Simenon okumasını sevenler," cevabını verirken, polisiyenin aslında tam tersine gündelik yaşamı, siyaseti, komplo teorilerini anlamamız için vazgeçilmez bir edebiyat türü olduğunun da altını çizer.
Türk edebiyatının büyük ustalarının çevirdiği Simenon romanlarından oluşan dizinin yedinci kitabı, özgün adı L'Ombre Chinoise olan ve Çetin Altan tarafından Türkçeye kazandırılan Oynayan Gölgeler.
Roman, Komiser Maigret'nin sıradışı gözlemleri ve saptamaları doğrultusunda, karakterlerin psikolojik çözümlemeleri üzerinden ilerleyen bir cinayet dosyasını anlatır. Simenon'un özenle kurduğu "psikolojik gerilim" atmosferinde Raymond Chouchet vakası, maktulün ardında bıraktığı yakınlarına yoğunlaşırken, işler gittikçe daha çok karışır. Üstelik bütün ipuçları ortada iki ayrı kişi tarafından işlenmiş iki kriminal vaka olduğunu göstermektedir. Romanın girişinde kullanılan gölge metaforu, kitaba adını vermiştir: "Üzerinde gölgelerin oynadığı perdeler", "perdelerin arkasında gidip gelen gölgeler", cinayetin hangi sırrını perdelemektedir?
1932'de kaleme alınan Oynayan Gölgeler, 1971 yılında Cumhuriyet gazetesinde Fikret Obey takma adıyla tefrika edilir. Çetin Altan, yıllar sonra, çeşitli dönemlerde Fikret Obey takma adını kullandığını yazdığında gizem çözülür.
Bu iki önemli edebiyat adamının ortak noktalarından biri de gazeteci kimlikleridir. Rıza Bey'in Polisiye Öyküleri'nin yazarının Simenon'a duyduğu derin ilgi, yaşamı boyunca sürecek, Rıza Bey ile Komiser Maigret'nin esrarengiz vakaların peşinde koştukları maceraları birbirini takip edecektir. Çetin Altan, bir köşe yazısında, biraz da alaylı bir şekilde Siyasal Konulara Kimler Boş Verir sorusuna "Çınar ağaçları altında nargile içerken Simenon okumasını sevenler," cevabını verirken, polisiyenin aslında tam tersine gündelik yaşamı, siyaseti, komplo teorilerini anlamamız için vazgeçilmez bir edebiyat türü olduğunun da altını çizer.
Roman, Komiser Maigret'nin sıradışı gözlemleri ve saptamaları doğrultusunda, karakterlerin psikolojik çözümlemeleri üzerinden ilerleyen bir cinayet dosyasını anlatır. Simenon'un özenle kurduğu "psikolojik gerilim" atmosferinde Raymond Chouchet vakası, maktulün ardında bıraktığı yakınlarına yoğunlaşırken, işler gittikçe daha çok karışır. Üstelik bütün ipuçları ortada iki ayrı kişi tarafından işlenmiş iki kriminal vaka olduğunu göstermektedir. Romanın girişinde kullanılan gölge metaforu, kitaba adını vermiştir: "Üzerinde gölgelerin oynadığı perdeler", "perdelerin arkasında gidip gelen gölgeler", cinayetin hangi sırrını perdelemektedir?
1932'de kaleme alınan Oynayan Gölgeler, 1971 yılında Cumhuriyet gazetesinde Fikret Obey takma adıyla tefrika edilir. Çetin Altan, yıllar sonra, çeşitli dönemlerde Fikret Obey takma adını kullandığını yazdığında gizem çözülür.
Bu iki önemli edebiyat adamının ortak noktalarından biri de gazeteci kimlikleridir. Rıza Bey'in Polisiye Öyküleri'nin yazarının Simenon'a duyduğu derin ilgi, yaşamı boyunca sürecek, Rıza Bey ile Komiser Maigret'nin esrarengiz vakaların peşinde koştukları maceraları birbirini takip edecektir. Çetin Altan, bir köşe yazısında, biraz da alaylı bir şekilde Siyasal Konulara Kimler Boş Verir sorusuna "Çınar ağaçları altında nargile içerken Simenon okumasını sevenler," cevabını verirken, polisiyenin aslında tam tersine gündelik yaşamı, siyaseti, komplo teorilerini anlamamız için vazgeçilmez bir edebiyat türü olduğunun da altını çizer.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.