İslam'ın Ahlaki İlkeleri Ez Zeria ila Mekarimi'ş-Şeria

Stok Kodu:
9799755980040
Boyut:
135-195
Sayfa Sayısı:
416
Basım Yeri:
Trabzon
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2003-06
Çeviren:
Abdi Keskin Soy
%20 indirimli
18.00
14.40
9799755980040
11904
İslam'ın Ahlaki İlkeleri
İslam'ın Ahlaki İlkeleri Ez Zeria ila Mekarimi'ş-Şeria
14.4
Allah insanlara iki türlü peygamber göndermiştir: Bunlardan birincisi bâtınî peygamberdir ki, bu akıldır. İkincisi ise, zâhirî olanıdır; bu da açıktan gönderilen peygamberdir. Öncelikli olarak bâtınî peygamber olan akıldan yararlanamayan insanın zâhîrî peygamberden yararlanması mümkün değildir. Çünkü batınî peygamber olan akıl, zahîrî peygamberin davasının, iddiasının doğru olup olmadığını kavrar. Eğer aklın etkinliği olmazsa, zahirî peygamberin söyledikleri delîl niteliği taşımaz. Bunun içindir ki, Yüce Allah, vahdâniyeti (Birliği) ve rasüllerinin peygamberliklerinin sıhhati konusunda kuşkuya düşen kimseleri akla havâle etmiştir. Onların doğruluklarını öğrenme ve anlama konusunda ona başvurmalarını emretmiştir. Bu bakımdan akıl hükümdâr, dîn (vahiy) onun vezîri konumundadır. Akıl olmazsa, dîn (vahiy) varlığını ve bekâsını temin edemez. Dîn (vahiy) de olmasaydı, akıl şaşırır kalırdı. Bunların ikisinin bir araya gelip ittifâk oluşturmaları ise, Yüce Allahın buyurduğu gibi: Nûr üzerine nûrdur. [Nûr, 35].
Allah insanlara iki türlü peygamber göndermiştir: Bunlardan birincisi bâtınî peygamberdir ki, bu akıldır. İkincisi ise, zâhirî olanıdır; bu da açıktan gönderilen peygamberdir. Öncelikli olarak bâtınî peygamber olan akıldan yararlanamayan insanın zâhîrî peygamberden yararlanması mümkün değildir. Çünkü batınî peygamber olan akıl, zahîrî peygamberin davasının, iddiasının doğru olup olmadığını kavrar. Eğer aklın etkinliği olmazsa, zahirî peygamberin söyledikleri delîl niteliği taşımaz. Bunun içindir ki, Yüce Allah, vahdâniyeti (Birliği) ve rasüllerinin peygamberliklerinin sıhhati konusunda kuşkuya düşen kimseleri akla havâle etmiştir. Onların doğruluklarını öğrenme ve anlama konusunda ona başvurmalarını emretmiştir. Bu bakımdan akıl hükümdâr, dîn (vahiy) onun vezîri konumundadır. Akıl olmazsa, dîn (vahiy) varlığını ve bekâsını temin edemez. Dîn (vahiy) de olmasaydı, akıl şaşırır kalırdı. Bunların ikisinin bir araya gelip ittifâk oluşturmaları ise, Yüce Allahın buyurduğu gibi: Nûr üzerine nûrdur. [Nûr, 35].
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat