9786050604559
510197
https://www.turkishbooks.com/books/huzunsuz-veda-torenleri-p510197.html
Hüzünsüz Veda Törenleri
3.6
şairi ölü
her hüzün sarısı garda sayfalarını savurduğum
uzun bir şiire çıkmıştım
bavulsuz
bir şaire mezar kazar gibi
üç bükülmüş ağzın uzak temmuz
zılgıt ve dengbêj törenleriyle
uzun bıyıklarımı kemiriyordum saatlerdir
alt dudaklarımı örten
dağlardan, ovalardan geçip bulutlara
selama duran uysal bir trenin pencere kenarında
acelesi yok sanki, burada hiçbir şeyin
dağ, nehir, gökyüzünde asılı bulut
ve gülerek el sallayan yamalı çocuk
köylüler iniyor
köylüler biniyor mendilsiz
bin yıllardır buradalarmış gibi telaşsız
istasyon banklarına gömülmüş kırık saatler
hiç gelmeyecek yolcusunu bekler
"ben ninemi yalnızlık sanmıştım bir keresinde"
diyordu şair
ben hâlâ babamı sarı gar sanıyorum
uzak, terk edilmiş
her hüzün sarısı garda sayfalarını savurduğum
uzun bir şiire çıkmıştım
bavulsuz
bir şaire mezar kazar gibi
üç bükülmüş ağzın uzak temmuz
zılgıt ve dengbêj törenleriyle
uzun bıyıklarımı kemiriyordum saatlerdir
alt dudaklarımı örten
dağlardan, ovalardan geçip bulutlara
selama duran uysal bir trenin pencere kenarında
acelesi yok sanki, burada hiçbir şeyin
dağ, nehir, gökyüzünde asılı bulut
ve gülerek el sallayan yamalı çocuk
köylüler iniyor
köylüler biniyor mendilsiz
bin yıllardır buradalarmış gibi telaşsız
istasyon banklarına gömülmüş kırık saatler
hiç gelmeyecek yolcusunu bekler
"ben ninemi yalnızlık sanmıştım bir keresinde"
diyordu şair
ben hâlâ babamı sarı gar sanıyorum
uzak, terk edilmiş
şairi ölü
her hüzün sarısı garda sayfalarını savurduğum
uzun bir şiire çıkmıştım
bavulsuz
bir şaire mezar kazar gibi
üç bükülmüş ağzın uzak temmuz
zılgıt ve dengbêj törenleriyle
uzun bıyıklarımı kemiriyordum saatlerdir
alt dudaklarımı örten
dağlardan, ovalardan geçip bulutlara
selama duran uysal bir trenin pencere kenarında
acelesi yok sanki, burada hiçbir şeyin
dağ, nehir, gökyüzünde asılı bulut
ve gülerek el sallayan yamalı çocuk
köylüler iniyor
köylüler biniyor mendilsiz
bin yıllardır buradalarmış gibi telaşsız
istasyon banklarına gömülmüş kırık saatler
hiç gelmeyecek yolcusunu bekler
"ben ninemi yalnızlık sanmıştım bir keresinde"
diyordu şair
ben hâlâ babamı sarı gar sanıyorum
uzak, terk edilmiş
her hüzün sarısı garda sayfalarını savurduğum
uzun bir şiire çıkmıştım
bavulsuz
bir şaire mezar kazar gibi
üç bükülmüş ağzın uzak temmuz
zılgıt ve dengbêj törenleriyle
uzun bıyıklarımı kemiriyordum saatlerdir
alt dudaklarımı örten
dağlardan, ovalardan geçip bulutlara
selama duran uysal bir trenin pencere kenarında
acelesi yok sanki, burada hiçbir şeyin
dağ, nehir, gökyüzünde asılı bulut
ve gülerek el sallayan yamalı çocuk
köylüler iniyor
köylüler biniyor mendilsiz
bin yıllardır buradalarmış gibi telaşsız
istasyon banklarına gömülmüş kırık saatler
hiç gelmeyecek yolcusunu bekler
"ben ninemi yalnızlık sanmıştım bir keresinde"
diyordu şair
ben hâlâ babamı sarı gar sanıyorum
uzak, terk edilmiş
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.