2013 yılı Aralık ayının ortalarıydı... Bir sabah Türkiye’yi şok eden operasyonlara uyandık. Bakan çocukları, “saygın” ve “hayırsever” işadamları, üst düzey bürokratlar gözaltına alınıyor, geçen her dakika “şok” edici bilgiler büyük bir ihtiyatla kamuoyuna duyuruluyordu.
İddialar vahim bir o kadarda güçlüydü. Yeni yetme bir “işadamı” devlette önüne geleni “yemlemiş”, bununla da yetinmemiş, akıl almaz bir ticari “beceri” ile “Türkiye’nin cari açığını kapatmış”tı.
İddiaların ses-görüntü kayıtlarıyla güçlendirilmesiyle olayın “kahramanı” halkın gözünde “rüşvetçi-sahtekar” olmaya başlamıştı ki, 1 Kasım 2013 tarihinde Emine Erdoğan’ın elinden plaket aldığı ortaya çıktı. Zaten “rüşvet” iddiasıyla tutuklanmasının hemen ardından Tayyip Erdoğan kendisinin “hayırsever bir işadamı” olduğunu söylemişti.
Birkaç yıl sonra “hayırsever işadamı” ABD’de tutuklandığında AKP Hükümeti onu kurtarmak için yakasını yırtmaya başladı. Başbakan, Cumhurbaşkanı sırayla ABD’ye gitti ancak bir mesafe alınamadı. Takas düşüncesiyle tutuklanan ABD’liler yüzünden “vize krizi” çıktı ve Dolar 4 TL, Euro 5 TL sınırını buldu. Bir ara Reza’ya ulaşamadıklarında derhal ABD uyarıldı, askerimizin başına çuval geçirildiğinde “müzik notası mı bu” diyerek konuyu önemsizleştirenler ABD’ye iki defa nota verdiler. Reza artık milli kahramanımız, onun “haklı” davası da “milli” davamız olmuştu. Oysa Reza 2016 Temmuz’unda ABD Savcısına “ötmüştü.”
AKP’liler “Hayırsever İşadamı”nın ABD’nin kucağına oturduğunu, kendileriyle yaptığı “ticareti” anlattığını geçte olsa öğrendiklerinde hayırseverlik ve işadamlığı bir yana bırakıldı! Artık o “adi, şerefsiz bir ajan”dı.
Bu kitapta; Devletin tepesindekilerin ödül verirken aynı kareye girmek adına birbirini ezdiği “hayırsever işadamı”nın ajanlığa nasıl terfi ettiğini, bu gün ülkemizi yönetenlerin ona neden bu kadar önem verdiğini, bu günlerde “İhanet, melanet ve rezaletin kuşattığı bir ortamda tarafsızlık namussuzluktur. ABD’deki tezgahın tamamlayıcısı gibi hareket ederek pervasız belgeleri pervasızca sallayanlar, yeni cephe açmaya çalışan namertlerdir.” Diyen Devlet Bahçeli’nin korkunç çelişkilerini okuyacaksınız.
(Tanıtım Bülteninden)
2013 yılı Aralık ayının ortalarıydı... Bir sabah Türkiye’yi şok eden operasyonlara uyandık. Bakan çocukları, “saygın” ve “hayırsever” işadamları, üst düzey bürokratlar gözaltına alınıyor, geçen her dakika “şok” edici bilgiler büyük bir ihtiyatla kamuoyuna duyuruluyordu.
İddialar vahim bir o kadarda güçlüydü. Yeni yetme bir “işadamı” devlette önüne geleni “yemlemiş”, bununla da yetinmemiş, akıl almaz bir ticari “beceri” ile “Türkiye’nin cari açığını kapatmış”tı.
İddiaların ses-görüntü kayıtlarıyla güçlendirilmesiyle olayın “kahramanı” halkın gözünde “rüşvetçi-sahtekar” olmaya başlamıştı ki, 1 Kasım 2013 tarihinde Emine Erdoğan’ın elinden plaket aldığı ortaya çıktı. Zaten “rüşvet” iddiasıyla tutuklanmasının hemen ardından Tayyip Erdoğan kendisinin “hayırsever bir işadamı” olduğunu söylemişti.
Birkaç yıl sonra “hayırsever işadamı” ABD’de tutuklandığında AKP Hükümeti onu kurtarmak için yakasını yırtmaya başladı. Başbakan, Cumhurbaşkanı sırayla ABD’ye gitti ancak bir mesafe alınamadı. Takas düşüncesiyle tutuklanan ABD’liler yüzünden “vize krizi” çıktı ve Dolar 4 TL, Euro 5 TL sınırını buldu. Bir ara Reza’ya ulaşamadıklarında derhal ABD uyarıldı, askerimizin başına çuval geçirildiğinde “müzik notası mı bu” diyerek konuyu önemsizleştirenler ABD’ye iki defa nota verdiler. Reza artık milli kahramanımız, onun “haklı” davası da “milli” davamız olmuştu. Oysa Reza 2016 Temmuz’unda ABD Savcısına “ötmüştü.”
AKP’liler “Hayırsever İşadamı”nın ABD’nin kucağına oturduğunu, kendileriyle yaptığı “ticareti” anlattığını geçte olsa öğrendiklerinde hayırseverlik ve işadamlığı bir yana bırakıldı! Artık o “adi, şerefsiz bir ajan”dı.
Bu kitapta; Devletin tepesindekilerin ödül verirken aynı kareye girmek adına birbirini ezdiği “hayırsever işadamı”nın ajanlığa nasıl terfi ettiğini, bu gün ülkemizi yönetenlerin ona neden bu kadar önem verdiğini, bu günlerde “İhanet, melanet ve rezaletin kuşattığı bir ortamda tarafsızlık namussuzluktur. ABD’deki tezgahın tamamlayıcısı gibi hareket ederek pervasız belgeleri pervasızca sallayanlar, yeni cephe açmaya çalışan namertlerdir.” Diyen Devlet Bahçeli’nin korkunç çelişkilerini okuyacaksınız.
(Tanıtım Bülteninden)