9786059436519
480155
https://www.turkishbooks.com/books/halk-dusmanlari-ve-ahlaki-panikler-p480155.html
Halk Düşmanları ve Ahlaki Panikler
8.16
"Toplumlar zaman zaman ahlaki panik dönemleri yaşarlar. Bir durum, olay, kişi ya da grup,
toplumsal değerlere ve çıkarlara tehdit olarak tanımlanmaya başlar. Söz konusu öznenin
doğası medya tarafından stereotipleştirilerek belirli bir tarzda sunulur. Ahlaki barikatlar ;
gazeteciler, din adamları, politikacılar ve diğer sağduyulu kişilerce tahkim edilir. Toplumda
itibar sahibi uzmanlar teşhislerini ve çözüm önerilerini dile getirirler. Yavaş yavaş olayla
başa çıkma yolları geliştirilir ve hatta doğrudan bu yollara başvurulur ; devamında ise olay ya
silikleşerek gözden kaybolur ya da kötüye digerek daha görünür bir hâl alır"
Stanley Cohen, kültürel çalışmalardan etiketleme kuramlarına dek geniş bir literatürde
vazgeçilmez bir yer etmiş bu kurucu çalışmasında ahlaki paniklerin "doğal" addedilen
niteliğini bir nevi yapı-bozuma uğratıyor. Kaçınılmaz bir tepki olarak görülende ziyadesiyle
inşa edilmiş olanı ; keza anlık bir dışavurum olarak ortaya çıkanda da gayet tipik ve köklü
eylem repertuvarlarının devreye sokulmasını maharet ve titizlikle ortaya koyuyor. Böylelikle
Cohen, ilk bakışta anlık ve kendiliğinden patlamalar olarak "göze çarpan" ahlaki panikleri,
tam da bu sözde doğallıklarında, yani "çarpan" değil "gözümüze sokulan" karakterlerinde inceliyor ; tüm bu girişimleri ve aktörlerini siyasal ve toplumsal mekanizmalarında ele alıyor.
Bu açıdan bakıldığında, bir taraftan tüm normatif şebekeleri hiç olmadığı kadar taşıyıcı ve
bağlayıcı vasfını yitirmiş, ancak bununla birlikte, cinsellikten milliyetçiliğe kadar hemen
hemen tüm panik temalarında sürekli bir teyakkuz sergilemekten de geri kalmayan günümüz
Türkiye'si, hiç kuşku yok ki, oldukça kendine özgü bir ahlaki infialler diyarı olarak
görülebilecektir.
Yazar Hakkında:
London School of Economics'te Sosyoloji Profesörü olan sosyolog ve kriminoloji uzmanıydı.
Duygusallık, aşırı tepki ve duygusal inkâr şeklinde duyguların yanlış yönetilmesi de dahil olmak
üzere "duygusal yönetim" üzerine akademik bir temeli atmakla tanındı. 2013 yılında vefat etti.
toplumsal değerlere ve çıkarlara tehdit olarak tanımlanmaya başlar. Söz konusu öznenin
doğası medya tarafından stereotipleştirilerek belirli bir tarzda sunulur. Ahlaki barikatlar ;
gazeteciler, din adamları, politikacılar ve diğer sağduyulu kişilerce tahkim edilir. Toplumda
itibar sahibi uzmanlar teşhislerini ve çözüm önerilerini dile getirirler. Yavaş yavaş olayla
başa çıkma yolları geliştirilir ve hatta doğrudan bu yollara başvurulur ; devamında ise olay ya
silikleşerek gözden kaybolur ya da kötüye digerek daha görünür bir hâl alır"
Stanley Cohen, kültürel çalışmalardan etiketleme kuramlarına dek geniş bir literatürde
vazgeçilmez bir yer etmiş bu kurucu çalışmasında ahlaki paniklerin "doğal" addedilen
niteliğini bir nevi yapı-bozuma uğratıyor. Kaçınılmaz bir tepki olarak görülende ziyadesiyle
inşa edilmiş olanı ; keza anlık bir dışavurum olarak ortaya çıkanda da gayet tipik ve köklü
eylem repertuvarlarının devreye sokulmasını maharet ve titizlikle ortaya koyuyor. Böylelikle
Cohen, ilk bakışta anlık ve kendiliğinden patlamalar olarak "göze çarpan" ahlaki panikleri,
tam da bu sözde doğallıklarında, yani "çarpan" değil "gözümüze sokulan" karakterlerinde inceliyor ; tüm bu girişimleri ve aktörlerini siyasal ve toplumsal mekanizmalarında ele alıyor.
Bu açıdan bakıldığında, bir taraftan tüm normatif şebekeleri hiç olmadığı kadar taşıyıcı ve
bağlayıcı vasfını yitirmiş, ancak bununla birlikte, cinsellikten milliyetçiliğe kadar hemen
hemen tüm panik temalarında sürekli bir teyakkuz sergilemekten de geri kalmayan günümüz
Türkiye'si, hiç kuşku yok ki, oldukça kendine özgü bir ahlaki infialler diyarı olarak
görülebilecektir.
Yazar Hakkında:
London School of Economics'te Sosyoloji Profesörü olan sosyolog ve kriminoloji uzmanıydı.
Duygusallık, aşırı tepki ve duygusal inkâr şeklinde duyguların yanlış yönetilmesi de dahil olmak
üzere "duygusal yönetim" üzerine akademik bir temeli atmakla tanındı. 2013 yılında vefat etti.
"Toplumlar zaman zaman ahlaki panik dönemleri yaşarlar. Bir durum, olay, kişi ya da grup,
toplumsal değerlere ve çıkarlara tehdit olarak tanımlanmaya başlar. Söz konusu öznenin
doğası medya tarafından stereotipleştirilerek belirli bir tarzda sunulur. Ahlaki barikatlar ;
gazeteciler, din adamları, politikacılar ve diğer sağduyulu kişilerce tahkim edilir. Toplumda
itibar sahibi uzmanlar teşhislerini ve çözüm önerilerini dile getirirler. Yavaş yavaş olayla
başa çıkma yolları geliştirilir ve hatta doğrudan bu yollara başvurulur ; devamında ise olay ya
silikleşerek gözden kaybolur ya da kötüye digerek daha görünür bir hâl alır"
Stanley Cohen, kültürel çalışmalardan etiketleme kuramlarına dek geniş bir literatürde
vazgeçilmez bir yer etmiş bu kurucu çalışmasında ahlaki paniklerin "doğal" addedilen
niteliğini bir nevi yapı-bozuma uğratıyor. Kaçınılmaz bir tepki olarak görülende ziyadesiyle
inşa edilmiş olanı ; keza anlık bir dışavurum olarak ortaya çıkanda da gayet tipik ve köklü
eylem repertuvarlarının devreye sokulmasını maharet ve titizlikle ortaya koyuyor. Böylelikle
Cohen, ilk bakışta anlık ve kendiliğinden patlamalar olarak "göze çarpan" ahlaki panikleri,
tam da bu sözde doğallıklarında, yani "çarpan" değil "gözümüze sokulan" karakterlerinde inceliyor ; tüm bu girişimleri ve aktörlerini siyasal ve toplumsal mekanizmalarında ele alıyor.
Bu açıdan bakıldığında, bir taraftan tüm normatif şebekeleri hiç olmadığı kadar taşıyıcı ve
bağlayıcı vasfını yitirmiş, ancak bununla birlikte, cinsellikten milliyetçiliğe kadar hemen
hemen tüm panik temalarında sürekli bir teyakkuz sergilemekten de geri kalmayan günümüz
Türkiye'si, hiç kuşku yok ki, oldukça kendine özgü bir ahlaki infialler diyarı olarak
görülebilecektir.
Yazar Hakkında:
London School of Economics'te Sosyoloji Profesörü olan sosyolog ve kriminoloji uzmanıydı.
Duygusallık, aşırı tepki ve duygusal inkâr şeklinde duyguların yanlış yönetilmesi de dahil olmak
üzere "duygusal yönetim" üzerine akademik bir temeli atmakla tanındı. 2013 yılında vefat etti.
toplumsal değerlere ve çıkarlara tehdit olarak tanımlanmaya başlar. Söz konusu öznenin
doğası medya tarafından stereotipleştirilerek belirli bir tarzda sunulur. Ahlaki barikatlar ;
gazeteciler, din adamları, politikacılar ve diğer sağduyulu kişilerce tahkim edilir. Toplumda
itibar sahibi uzmanlar teşhislerini ve çözüm önerilerini dile getirirler. Yavaş yavaş olayla
başa çıkma yolları geliştirilir ve hatta doğrudan bu yollara başvurulur ; devamında ise olay ya
silikleşerek gözden kaybolur ya da kötüye digerek daha görünür bir hâl alır"
Stanley Cohen, kültürel çalışmalardan etiketleme kuramlarına dek geniş bir literatürde
vazgeçilmez bir yer etmiş bu kurucu çalışmasında ahlaki paniklerin "doğal" addedilen
niteliğini bir nevi yapı-bozuma uğratıyor. Kaçınılmaz bir tepki olarak görülende ziyadesiyle
inşa edilmiş olanı ; keza anlık bir dışavurum olarak ortaya çıkanda da gayet tipik ve köklü
eylem repertuvarlarının devreye sokulmasını maharet ve titizlikle ortaya koyuyor. Böylelikle
Cohen, ilk bakışta anlık ve kendiliğinden patlamalar olarak "göze çarpan" ahlaki panikleri,
tam da bu sözde doğallıklarında, yani "çarpan" değil "gözümüze sokulan" karakterlerinde inceliyor ; tüm bu girişimleri ve aktörlerini siyasal ve toplumsal mekanizmalarında ele alıyor.
Bu açıdan bakıldığında, bir taraftan tüm normatif şebekeleri hiç olmadığı kadar taşıyıcı ve
bağlayıcı vasfını yitirmiş, ancak bununla birlikte, cinsellikten milliyetçiliğe kadar hemen
hemen tüm panik temalarında sürekli bir teyakkuz sergilemekten de geri kalmayan günümüz
Türkiye'si, hiç kuşku yok ki, oldukça kendine özgü bir ahlaki infialler diyarı olarak
görülebilecektir.
Yazar Hakkında:
London School of Economics'te Sosyoloji Profesörü olan sosyolog ve kriminoloji uzmanıydı.
Duygusallık, aşırı tepki ve duygusal inkâr şeklinde duyguların yanlış yönetilmesi de dahil olmak
üzere "duygusal yönetim" üzerine akademik bir temeli atmakla tanındı. 2013 yılında vefat etti.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.