9786257417471
610370
https://www.turkishbooks.com/books/duende-p610370.html
Duende
11.04
Çok güzeldi her şey..
Yaşanması en mümkün anıların yaşarken düşünme farkındalığı vardı..
Neden en mutlu an da ayrılma iç güdüsü doğuyordu insana?
Bağlı kaldığımız yere parçamızı da bırakıyorduk..
Ve bu bizi tüketiyordu
O kadar yerde bırakacak parçalarımız yoktu..
Bizde kendimize yetecek kadar yaşamaya başladık..
Ya yüzümüzü ya aklımızı çevirdik..
Anlık hazlara gerçek tutkulu akşamları emanet ettik..
Kırmamak için sevmedik..
gibi
Kırılmış gibi kaçtık..
Biz hep en iyiyi göstermeye çalıştık..
Gösteriye de alışmış olduk..
Ve gösteri kendini tekrar ettiğinde yok olurken..
Biz bu düşünceyle var olmaya çalışıyoruz..
Sitemimiz hep olmayan şeylere..
Belki de her şeyin akmasına izin verdiğimizde..
Rolü düşünmediğimiz de..
Kırılmış parçaları bıraktığımızda...
Kalbimizi metalaştırmayarak
Zamana an la savaş açıp..
Geçen değil kalan günleri soluyarak..
Gerçek an da ki gösterişsiz güzelliği
Fark edeceksin..
Unutma.. Güzel olan her ne varsa pazarlanmaz sunulmaz tanıtılmaz..
Güzel kelimesi herhangi cümleyle anlatılamayacak kadar demek de gelir bana..
Şimdi sen o kadar güzel ruhunu..
Neden tanımadan gösterişli cümlelere sarıp..
Sahte bi hisle mutlu yaşamaya kanmak istiyorsun?
Denizi okyanustan rengi değil derinliği ayırır..
Gerçek senin okyanusun..
Ne olur deniz gibi yaşama..
Sen ruhunu ortaya gerçek bi ana bırakırsan..
Oda seni senin onu bıraktığın gibi gerçek bi ana bırakır..
Ama ilk önce
Onu bıraktığın o yerden al...
Ve sadece düşün en zıt şeyleri belki de ön yargıların hissizleştiriyordur seni..
Yaşanması en mümkün anıların yaşarken düşünme farkındalığı vardı..
Neden en mutlu an da ayrılma iç güdüsü doğuyordu insana?
Bağlı kaldığımız yere parçamızı da bırakıyorduk..
Ve bu bizi tüketiyordu
O kadar yerde bırakacak parçalarımız yoktu..
Bizde kendimize yetecek kadar yaşamaya başladık..
Ya yüzümüzü ya aklımızı çevirdik..
Anlık hazlara gerçek tutkulu akşamları emanet ettik..
Kırmamak için sevmedik..
gibi
Kırılmış gibi kaçtık..
Biz hep en iyiyi göstermeye çalıştık..
Gösteriye de alışmış olduk..
Ve gösteri kendini tekrar ettiğinde yok olurken..
Biz bu düşünceyle var olmaya çalışıyoruz..
Sitemimiz hep olmayan şeylere..
Belki de her şeyin akmasına izin verdiğimizde..
Rolü düşünmediğimiz de..
Kırılmış parçaları bıraktığımızda...
Kalbimizi metalaştırmayarak
Zamana an la savaş açıp..
Geçen değil kalan günleri soluyarak..
Gerçek an da ki gösterişsiz güzelliği
Fark edeceksin..
Unutma.. Güzel olan her ne varsa pazarlanmaz sunulmaz tanıtılmaz..
Güzel kelimesi herhangi cümleyle anlatılamayacak kadar demek de gelir bana..
Şimdi sen o kadar güzel ruhunu..
Neden tanımadan gösterişli cümlelere sarıp..
Sahte bi hisle mutlu yaşamaya kanmak istiyorsun?
Denizi okyanustan rengi değil derinliği ayırır..
Gerçek senin okyanusun..
Ne olur deniz gibi yaşama..
Sen ruhunu ortaya gerçek bi ana bırakırsan..
Oda seni senin onu bıraktığın gibi gerçek bi ana bırakır..
Ama ilk önce
Onu bıraktığın o yerden al...
Ve sadece düşün en zıt şeyleri belki de ön yargıların hissizleştiriyordur seni..
Çok güzeldi her şey..
Yaşanması en mümkün anıların yaşarken düşünme farkındalığı vardı..
Neden en mutlu an da ayrılma iç güdüsü doğuyordu insana?
Bağlı kaldığımız yere parçamızı da bırakıyorduk..
Ve bu bizi tüketiyordu
O kadar yerde bırakacak parçalarımız yoktu..
Bizde kendimize yetecek kadar yaşamaya başladık..
Ya yüzümüzü ya aklımızı çevirdik..
Anlık hazlara gerçek tutkulu akşamları emanet ettik..
Kırmamak için sevmedik..
gibi
Kırılmış gibi kaçtık..
Biz hep en iyiyi göstermeye çalıştık..
Gösteriye de alışmış olduk..
Ve gösteri kendini tekrar ettiğinde yok olurken..
Biz bu düşünceyle var olmaya çalışıyoruz..
Sitemimiz hep olmayan şeylere..
Belki de her şeyin akmasına izin verdiğimizde..
Rolü düşünmediğimiz de..
Kırılmış parçaları bıraktığımızda...
Kalbimizi metalaştırmayarak
Zamana an la savaş açıp..
Geçen değil kalan günleri soluyarak..
Gerçek an da ki gösterişsiz güzelliği
Fark edeceksin..
Unutma.. Güzel olan her ne varsa pazarlanmaz sunulmaz tanıtılmaz..
Güzel kelimesi herhangi cümleyle anlatılamayacak kadar demek de gelir bana..
Şimdi sen o kadar güzel ruhunu..
Neden tanımadan gösterişli cümlelere sarıp..
Sahte bi hisle mutlu yaşamaya kanmak istiyorsun?
Denizi okyanustan rengi değil derinliği ayırır..
Gerçek senin okyanusun..
Ne olur deniz gibi yaşama..
Sen ruhunu ortaya gerçek bi ana bırakırsan..
Oda seni senin onu bıraktığın gibi gerçek bi ana bırakır..
Ama ilk önce
Onu bıraktığın o yerden al...
Ve sadece düşün en zıt şeyleri belki de ön yargıların hissizleştiriyordur seni..
Yaşanması en mümkün anıların yaşarken düşünme farkındalığı vardı..
Neden en mutlu an da ayrılma iç güdüsü doğuyordu insana?
Bağlı kaldığımız yere parçamızı da bırakıyorduk..
Ve bu bizi tüketiyordu
O kadar yerde bırakacak parçalarımız yoktu..
Bizde kendimize yetecek kadar yaşamaya başladık..
Ya yüzümüzü ya aklımızı çevirdik..
Anlık hazlara gerçek tutkulu akşamları emanet ettik..
Kırmamak için sevmedik..
gibi
Kırılmış gibi kaçtık..
Biz hep en iyiyi göstermeye çalıştık..
Gösteriye de alışmış olduk..
Ve gösteri kendini tekrar ettiğinde yok olurken..
Biz bu düşünceyle var olmaya çalışıyoruz..
Sitemimiz hep olmayan şeylere..
Belki de her şeyin akmasına izin verdiğimizde..
Rolü düşünmediğimiz de..
Kırılmış parçaları bıraktığımızda...
Kalbimizi metalaştırmayarak
Zamana an la savaş açıp..
Geçen değil kalan günleri soluyarak..
Gerçek an da ki gösterişsiz güzelliği
Fark edeceksin..
Unutma.. Güzel olan her ne varsa pazarlanmaz sunulmaz tanıtılmaz..
Güzel kelimesi herhangi cümleyle anlatılamayacak kadar demek de gelir bana..
Şimdi sen o kadar güzel ruhunu..
Neden tanımadan gösterişli cümlelere sarıp..
Sahte bi hisle mutlu yaşamaya kanmak istiyorsun?
Denizi okyanustan rengi değil derinliği ayırır..
Gerçek senin okyanusun..
Ne olur deniz gibi yaşama..
Sen ruhunu ortaya gerçek bi ana bırakırsan..
Oda seni senin onu bıraktığın gibi gerçek bi ana bırakır..
Ama ilk önce
Onu bıraktığın o yerden al...
Ve sadece düşün en zıt şeyleri belki de ön yargıların hissizleştiriyordur seni..
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.