Dokuz

Stok Kodu:
9786058713918
Boyut:
130-220
Sayfa Sayısı:
276
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013-03
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
4.80
3.84
9786058713918
368943
Dokuz
Dokuz
3.84
...Kanıyorum bak, her yanım kızıl kan içinde.
Kanıyorum gördüğüm o düşe hemen, her seferinde.
Oysa hiç kanamıyorum o eşsiz gülüşüne.
Ne kanmak düşlerime, ne kandırmak kendimi, ne de kana kana doymak sana Eviriyorum, çeviriyorum koskoca bir hiçlik elimde...

***

"Issızlıklardan şenliklere, hastalıklardan sağlığa, yokluktan varlığa, maddeden manaya giden bir yolculuktu hayat ve hiçbir zaman güllük gülistanlık olmayacaktı. Değişim, dönüşüm kaçınılmazdı ve bir gün her şey aslına dönecekti nasılsa. Milyonlara da ulaşsak, bire dönecek, döndürülecektik bir olana. Aslında birer yolcuyduk hayatta; her yeni gün yarına, yarın da ileriki güne gebeydi... Yolculuğu ileri sanmak boş, atılan adımlar nafile... İleri götürmüyor ayaklarımız bizi. Dönüş ancak ve ancak başladığımız yere, yolların varacağı yer, yolculuğa başladığımız o yer."

***
Süveyda diye mırıldandı. Demek ki kalbine koskoca dokuz yıldan sonra soktun beni. Benim siyah gül tutkumun Süveyda olduğunu anlaman için koskoca 9 yıl geçmesi mi gerekliydi? Evlenmemizin üzerinden çok da zaman geçmeden evvel anlamıştım gerçek aşkın ne olduğundan habersizliğini. Evlenmeden önce kalbinde gördüğüm o küçük siyah noktayı büyütmeni, beni oraya koymanı bekledim hep. Süveyda nedir, bilir misin Samir? Süveyda, siyah küçük bir noktadır ki, insan karşısında ki kişiye gerçekten sevgi duyduğu an kalbine düşer bu kara leke. Kandaki siyah bir pıhtıdır Süveyda; Hem maddi hem de uhrevi âlemin tümünü kuşatan bir öz ve insanın varlığının bir hakikatidir. Nasıl ki, bir meyve çekirdeği özünde ağacını barındırıyorsa, şu Nokta-i Süveyda adı verilen kara leke de kâinatın özünü barındırır içinde. İnsanlar bilmese de dünya sevgi üzerine kurulmuştur ve bir insan âşık olduğunda kalbine düşen o süveyda, suya damlatılan mürekkep gibi çözülür; Yavaş yavaş büyür ve tüm benliğini kaplar. İşte insanın bedenine yayılan o kara lekeye Kara Sevda denir ve bu hastalığa tutulan ruh ve beden savunmasız hale gelir. Odur ki sevgide azalma olduğunda bu leke küçülür, küçülür ve zamanla iyiden iyiye yok olur. Kara sevda bu kara lekeden gelir ve hatta Mecnunun körlüğü, kalbini kaplayan o kara süveydadan bilinir. Hayatındaki varlığım tehlikeye girdiğinde beni ne kadar sevdiğini anladın ve kalbindeki o lekeyi çok kısa zamanda büyüttün. İşte bu siyah güller de rengini o kalbinde ki süveydadan aldı. Kalbindeki aşkımdan rengini alan bu siyah güllerin yalnızca bir matem çiçeği oluvermesi ne acı değil mi? Oysaki senin ellerinden almayı dilediğim bu güllerin aşkımızın nişanesi, mutluluğumuzun mührü olmasını isterdim.
...Kanıyorum bak, her yanım kızıl kan içinde.
Kanıyorum gördüğüm o düşe hemen, her seferinde.
Oysa hiç kanamıyorum o eşsiz gülüşüne.
Ne kanmak düşlerime, ne kandırmak kendimi, ne de kana kana doymak sana Eviriyorum, çeviriyorum koskoca bir hiçlik elimde...

***

"Issızlıklardan şenliklere, hastalıklardan sağlığa, yokluktan varlığa, maddeden manaya giden bir yolculuktu hayat ve hiçbir zaman güllük gülistanlık olmayacaktı. Değişim, dönüşüm kaçınılmazdı ve bir gün her şey aslına dönecekti nasılsa. Milyonlara da ulaşsak, bire dönecek, döndürülecektik bir olana. Aslında birer yolcuyduk hayatta; her yeni gün yarına, yarın da ileriki güne gebeydi... Yolculuğu ileri sanmak boş, atılan adımlar nafile... İleri götürmüyor ayaklarımız bizi. Dönüş ancak ve ancak başladığımız yere, yolların varacağı yer, yolculuğa başladığımız o yer."

***
Süveyda diye mırıldandı. Demek ki kalbine koskoca dokuz yıldan sonra soktun beni. Benim siyah gül tutkumun Süveyda olduğunu anlaman için koskoca 9 yıl geçmesi mi gerekliydi? Evlenmemizin üzerinden çok da zaman geçmeden evvel anlamıştım gerçek aşkın ne olduğundan habersizliğini. Evlenmeden önce kalbinde gördüğüm o küçük siyah noktayı büyütmeni, beni oraya koymanı bekledim hep. Süveyda nedir, bilir misin Samir? Süveyda, siyah küçük bir noktadır ki, insan karşısında ki kişiye gerçekten sevgi duyduğu an kalbine düşer bu kara leke. Kandaki siyah bir pıhtıdır Süveyda; Hem maddi hem de uhrevi âlemin tümünü kuşatan bir öz ve insanın varlığının bir hakikatidir. Nasıl ki, bir meyve çekirdeği özünde ağacını barındırıyorsa, şu Nokta-i Süveyda adı verilen kara leke de kâinatın özünü barındırır içinde. İnsanlar bilmese de dünya sevgi üzerine kurulmuştur ve bir insan âşık olduğunda kalbine düşen o süveyda, suya damlatılan mürekkep gibi çözülür; Yavaş yavaş büyür ve tüm benliğini kaplar. İşte insanın bedenine yayılan o kara lekeye Kara Sevda denir ve bu hastalığa tutulan ruh ve beden savunmasız hale gelir. Odur ki sevgide azalma olduğunda bu leke küçülür, küçülür ve zamanla iyiden iyiye yok olur. Kara sevda bu kara lekeden gelir ve hatta Mecnunun körlüğü, kalbini kaplayan o kara süveydadan bilinir. Hayatındaki varlığım tehlikeye girdiğinde beni ne kadar sevdiğini anladın ve kalbindeki o lekeyi çok kısa zamanda büyüttün. İşte bu siyah güller de rengini o kalbinde ki süveydadan aldı. Kalbindeki aşkımdan rengini alan bu siyah güllerin yalnızca bir matem çiçeği oluvermesi ne acı değil mi? Oysaki senin ellerinden almayı dilediğim bu güllerin aşkımızın nişanesi, mutluluğumuzun mührü olmasını isterdim.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat