Din İnanç İnançsızlık

Stok Kodu:
1000000046120
Boyut:
160-235
Sayfa Sayısı:
296
Basım Yeri:
İstanbul
Çeviren:
Veysel Uysal
%20 indirimli
6.50
5.20
1000000046120
23382
Din İnanç İnançsızlık
Din İnanç İnançsızlık
5.20
Beşerî ilimlerin XX. yüzyılda gösterdiği hayret verici gelişme, din sahasını da etkilemiştir. Daha başlangıçta beşerî ilimler nelerin işe karıştığını, nelerin payı olduğunu anlamaya çalıştı. Cüretkâr bir hareket ve tarafgir bir kısmî üstünlük ile sosyoloji, psikoloji ve kültürel antropoloji, dinin doğuşunu ve özünü açıklamaya yönelik bazı teoriler kurdu. Bu açıklayıcı teori rüyası ya da hayali artık bitmiştir. Kanaatimize göre bunun sebebi, nazarî ispatların geçici kusuru değildir çünkü beşerî ilimlerin yargılama yetkisi, tabiatları gereği, sınırlıdır. İddialarında daha kapsamlı, hedeflerinde daha isabetli olan pek çok araştırma, dinde ya da inançsızlıkta rol oynayan psişik yapıları ortaya koymaya çalışmıştır. Gerçekten de psikoloji, dinî sahaya ait pek çok hadiseyi (phénomène) aydınlığa kavuşturabilir. Özellikle de dinin temas kurduğu arzular, korkular ve savunma mekanizmaları ile hayat ve dünya tecrübelerini kapsayan fenomenleri açıklayabilir. Biz bu çalışmamızda din ile inançsızlığı ayırmamaktayız zira bunların her ikisi de, içerisinde bazı psikolojik süreçlerin faaliyet gösterdiği pozisyonlardır. Bu pozisyonlar, sadece birbirlerinin dışında olmadığı gibi, çoğu zaman şahsî bir hikâyenin oynak ve hareketli kutuplarını temsil etmektedirler. Bütün bu hususlar ile ilgili görüşlerimizi terkibî bir kitap içinde topluyoruz. Bu kitap başkalarının ve bizzat kendimizin yapmış olduğu pek çok ampirik araştırmaya dayanmaktadır. Mesai arkadaşlarımız ve öğrencilerimizle birlikte yapabildiğimiz araştırma, bize önemli gelen ve hiç şüphesiz onlarla ilgili olarak ileri sürülen görüşlerin yeniden gözden geçirilmesinin gerekli gibi göründüğü bazı konular üzerinde değerli bilgiler sağladı. Bununla beraber bu sahada çalışan kimsenin başvurduğu teorik hazırlıkları sunarak okuyucuyu bunaltmak istemiyoruz. Kitabın sonunda zikredilen pek çok açıklama ve kaynak, ileri sürülen fikirleri destekleyen atıflarımızı ya da kaynakları göstermektedir. Bütün bunlar bir dereceye kadar gidebilir zira psikolojik yorum, hemen daima az-çok tahminidir ya da dış görünüşe dayanır. Her sentez, araştırmacının bazı tereddütleri olmaksızın teşebbüs edemeyeceği maceralı bir girişimdir. Fakat araştırmacı bunu denemezse, içinde gerçek meselelerin bulunduğu görüş açısını bulamayacaktır ve Nietzche nin ifadesiyle, anlamsız olan şeyler hakkında ilim yapma gibi bir çıkmaza girecektir. İnsan ve din ile ilgilenen kişi, haklı olarak araştırmacıdan, pek çok alanda yapılmış sayısız çalışmaların meyvelerini bir gün toplamasını bekler. Psikoloji bakışını daha derinlere götürür ve insanın direkt olarak kendinde göremediği şeyleri, muhtemelen de görmeyi çok istediği şeyleri, gün ışığına çıkarır. Psikoloji bir gerçek okuludur. Hakikat ile hürriyete ve hürriyet ile hakikate ulaşmaya matuf gayretimizin takdir edileceğini ümid ederiz.
Beşerî ilimlerin XX. yüzyılda gösterdiği hayret verici gelişme, din sahasını da etkilemiştir. Daha başlangıçta beşerî ilimler nelerin işe karıştığını, nelerin payı olduğunu anlamaya çalıştı. Cüretkâr bir hareket ve tarafgir bir kısmî üstünlük ile sosyoloji, psikoloji ve kültürel antropoloji, dinin doğuşunu ve özünü açıklamaya yönelik bazı teoriler kurdu. Bu açıklayıcı teori rüyası ya da hayali artık bitmiştir. Kanaatimize göre bunun sebebi, nazarî ispatların geçici kusuru değildir çünkü beşerî ilimlerin yargılama yetkisi, tabiatları gereği, sınırlıdır. İddialarında daha kapsamlı, hedeflerinde daha isabetli olan pek çok araştırma, dinde ya da inançsızlıkta rol oynayan psişik yapıları ortaya koymaya çalışmıştır. Gerçekten de psikoloji, dinî sahaya ait pek çok hadiseyi (phénomène) aydınlığa kavuşturabilir. Özellikle de dinin temas kurduğu arzular, korkular ve savunma mekanizmaları ile hayat ve dünya tecrübelerini kapsayan fenomenleri açıklayabilir. Biz bu çalışmamızda din ile inançsızlığı ayırmamaktayız zira bunların her ikisi de, içerisinde bazı psikolojik süreçlerin faaliyet gösterdiği pozisyonlardır. Bu pozisyonlar, sadece birbirlerinin dışında olmadığı gibi, çoğu zaman şahsî bir hikâyenin oynak ve hareketli kutuplarını temsil etmektedirler. Bütün bu hususlar ile ilgili görüşlerimizi terkibî bir kitap içinde topluyoruz. Bu kitap başkalarının ve bizzat kendimizin yapmış olduğu pek çok ampirik araştırmaya dayanmaktadır. Mesai arkadaşlarımız ve öğrencilerimizle birlikte yapabildiğimiz araştırma, bize önemli gelen ve hiç şüphesiz onlarla ilgili olarak ileri sürülen görüşlerin yeniden gözden geçirilmesinin gerekli gibi göründüğü bazı konular üzerinde değerli bilgiler sağladı. Bununla beraber bu sahada çalışan kimsenin başvurduğu teorik hazırlıkları sunarak okuyucuyu bunaltmak istemiyoruz. Kitabın sonunda zikredilen pek çok açıklama ve kaynak, ileri sürülen fikirleri destekleyen atıflarımızı ya da kaynakları göstermektedir. Bütün bunlar bir dereceye kadar gidebilir zira psikolojik yorum, hemen daima az-çok tahminidir ya da dış görünüşe dayanır. Her sentez, araştırmacının bazı tereddütleri olmaksızın teşebbüs edemeyeceği maceralı bir girişimdir. Fakat araştırmacı bunu denemezse, içinde gerçek meselelerin bulunduğu görüş açısını bulamayacaktır ve Nietzche nin ifadesiyle, anlamsız olan şeyler hakkında ilim yapma gibi bir çıkmaza girecektir. İnsan ve din ile ilgilenen kişi, haklı olarak araştırmacıdan, pek çok alanda yapılmış sayısız çalışmaların meyvelerini bir gün toplamasını bekler. Psikoloji bakışını daha derinlere götürür ve insanın direkt olarak kendinde göremediği şeyleri, muhtemelen de görmeyi çok istediği şeyleri, gün ışığına çıkarır. Psikoloji bir gerçek okuludur. Hakikat ile hürriyete ve hürriyet ile hakikate ulaşmaya matuf gayretimizin takdir edileceğini ümid ederiz.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat