Deniz Gürsoy'un Gastronomi Tarihi

Stok Kodu:
9789753298872
Boyut:
140-200
Sayfa Sayısı:
248
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2016-10
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
18.00
14.40
9789753298872
168553
Deniz Gürsoy'un Gastronomi Tarihi
Deniz Gürsoy'un Gastronomi Tarihi
14.4
"Tat duyusu, bir tabak yemeğin içindeki malzemeleri aşıp anılarımıza, kültürümüze ve belki de genlerimize kazınır. Belleğimizdekinin benzeriyle karşılaştığımızda duyuları ve hatırımızdan çıkmış olan anıları bir anda tetikler. Masaya oturunca önce gözlerimizi doyurur, kadeh tokuşturarak ses çıkarır, kulaklarımızı devreye sokarız. Ağzımıza yaklaşırken burnumuzun not verdiği yiyecekler önce dudaklarımıza dokunur, sonra dilimize. Ağzımızın içinden kayarken de doku ve sıcaklık farklılıklarını hisseder, tadını alırız. Güzel bir yiyecekten farklı bir lezzet aldığımızda bu yalnızca belleğimize kaydolmakla kalmaz, gönlümüzde de yer eder. Aşçılık mesleğini zanaat olmaktan sanat olmaya dönüştüren fark işte budur.İstedim ki yeni yetişen şefler, konusunun ve mesleğinin geçmişini kendi dillerinde okusunlar ve daha iyi kavrasınlar. El becerilerini mutfak kültürü bilgileriyle zenginleştirerek yorum kabiliyetlerini geliştirip kendilerini aşsınlar ve yaratıcılıkları coşsun. Çünkü dünyanın en eski yeme-içme kültürlerini barındırmış olan bu coğrafyada üstü tozlanmış bilgi çok da, bu bilgilerin tozunu atarak, yorumlayıp yeni bir ekol yaratan, yeni bir çığır açan az." Tarihi sümerlere dayanan en eski içkiyi… İÖ 26. yy'da yaprakları tedavi için çiğnenen bitkiyi… Osmanlı
"Tat duyusu, bir tabak yemeğin içindeki malzemeleri aşıp anılarımıza, kültürümüze ve belki de genlerimize kazınır. Belleğimizdekinin benzeriyle karşılaştığımızda duyuları ve hatırımızdan çıkmış olan anıları bir anda tetikler. Masaya oturunca önce gözlerimizi doyurur, kadeh tokuşturarak ses çıkarır, kulaklarımızı devreye sokarız. Ağzımıza yaklaşırken burnumuzun not verdiği yiyecekler önce dudaklarımıza dokunur, sonra dilimize. Ağzımızın içinden kayarken de doku ve sıcaklık farklılıklarını hisseder, tadını alırız. Güzel bir yiyecekten farklı bir lezzet aldığımızda bu yalnızca belleğimize kaydolmakla kalmaz, gönlümüzde de yer eder. Aşçılık mesleğini zanaat olmaktan sanat olmaya dönüştüren fark işte budur.İstedim ki yeni yetişen şefler, konusunun ve mesleğinin geçmişini kendi dillerinde okusunlar ve daha iyi kavrasınlar. El becerilerini mutfak kültürü bilgileriyle zenginleştirerek yorum kabiliyetlerini geliştirip kendilerini aşsınlar ve yaratıcılıkları coşsun. Çünkü dünyanın en eski yeme-içme kültürlerini barındırmış olan bu coğrafyada üstü tozlanmış bilgi çok da, bu bilgilerin tozunu atarak, yorumlayıp yeni bir ekol yaratan, yeni bir çığır açan az." Tarihi sümerlere dayanan en eski içkiyi… İÖ 26. yy'da yaprakları tedavi için çiğnenen bitkiyi… Osmanlı
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat