Çıban

Stok Kodu:
9789757919292
Boyut:
135-195
Sayfa Sayısı:
319
Basım Tarihi:
2000
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
%20 indirimli
3.47
2.78
9789757919292
48457
Çıban
Çıban
2.778
Daha önce de, zannediyorum 1926'da olacak; o zamanın mülkiye müfettişi Hamdi Bey, Dersim'le ilgili olarak hükümete zehir zemberek bir rapor vermişti. Vali Cemal Bey'in bana anlattığına göre, raporda kelimesi kelimesine aynen şu cümleler varmış: 'Dersim, Cumhuriyet hükümeti için bir çıbandır. Bu çıban üzerinde kesin bir ameliye yapmak ve elim ihtimalleri önlemek, memleket selameti bakımından mutlaka lazımdır.' 'Şükredin ki, hepinizi öldürmedik. Gerçi bana kalasaydı...'' dedi ama her nedense sözünün arkasını getirmek istemedi. Komutanın bu sözleri üzerine Mahmut, eliyle önde yürüyen kafileyi göstererek; ''Hepsini öldürmediniz de ne oldu sanki' Şu zavallı insanların çektiğine bir baksanıza, ölselerdi daha iyi değil miydi yani'' dedi. Bu cevaba hayli sinirlenen komutan; ''Asiliğin, haydutluğun, baş eğmezliğin sonunun böyle olacağını önceden kestirmeliydiniz. Kabul ediyorum, çok kan döküldü, ama devletimiz de nihayet büyük bir beladan kurtulmuş oldu'' dedi ve elinin tersiyle işaret ederek; ''Haydi bakalım geç kaldın. Arkadaşlarına yetişmen gerek'' dedi. Sesinde intikam almanın mutluluğu vardı sanki. Mahmut, bir yandan önde yürümekte olan ve epeyce yol almış olan kafileye yetişmek için olanca gücüyle yürüyor, bir yandan da titreyen dudaklarıyla; ''Komutanın bu sözlerinden sonra, Dersim'in çıban olarak gören Hamdi Bey'in; 'Bu çıban üzerinde mutlak surette bir ameliye yapmak gerekir' şeklindeki sözlerini şimdi daha iyi anlıyorum'' dedi sessizce. Sonra, kafiledeki arkadaşlarıyla birlikte ve belki de aynı duygu ve kaygılarla, bilmedikleri, hatta hayal bile edemedikleri bir yere, yani, meçhule doğru yol aldılar...
Daha önce de, zannediyorum 1926'da olacak; o zamanın mülkiye müfettişi Hamdi Bey, Dersim'le ilgili olarak hükümete zehir zemberek bir rapor vermişti. Vali Cemal Bey'in bana anlattığına göre, raporda kelimesi kelimesine aynen şu cümleler varmış: 'Dersim, Cumhuriyet hükümeti için bir çıbandır. Bu çıban üzerinde kesin bir ameliye yapmak ve elim ihtimalleri önlemek, memleket selameti bakımından mutlaka lazımdır.' 'Şükredin ki, hepinizi öldürmedik. Gerçi bana kalasaydı...'' dedi ama her nedense sözünün arkasını getirmek istemedi. Komutanın bu sözleri üzerine Mahmut, eliyle önde yürüyen kafileyi göstererek; ''Hepsini öldürmediniz de ne oldu sanki' Şu zavallı insanların çektiğine bir baksanıza, ölselerdi daha iyi değil miydi yani'' dedi. Bu cevaba hayli sinirlenen komutan; ''Asiliğin, haydutluğun, baş eğmezliğin sonunun böyle olacağını önceden kestirmeliydiniz. Kabul ediyorum, çok kan döküldü, ama devletimiz de nihayet büyük bir beladan kurtulmuş oldu'' dedi ve elinin tersiyle işaret ederek; ''Haydi bakalım geç kaldın. Arkadaşlarına yetişmen gerek'' dedi. Sesinde intikam almanın mutluluğu vardı sanki. Mahmut, bir yandan önde yürümekte olan ve epeyce yol almış olan kafileye yetişmek için olanca gücüyle yürüyor, bir yandan da titreyen dudaklarıyla; ''Komutanın bu sözlerinden sonra, Dersim'in çıban olarak gören Hamdi Bey'in; 'Bu çıban üzerinde mutlak surette bir ameliye yapmak gerekir' şeklindeki sözlerini şimdi daha iyi anlıyorum'' dedi sessizce. Sonra, kafiledeki arkadaşlarıyla birlikte ve belki de aynı duygu ve kaygılarla, bilmedikleri, hatta hayal bile edemedikleri bir yere, yani, meçhule doğru yol aldılar...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat