9786054642625
174849
https://www.turkishbooks.com/books/bekar-odalari-ve-meyhaneler-p174849.html
Bekar Odaları ve Meyhaneler Osmanlı İstanbulu'nda Marjinalite ve Mekan (1789-1839)
8.889
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü'nün, İstanbul Araştırmaları Dizisi kapsamında yayınlanan Bekâr Odaları ve Meyhaneler, 1789'dan 1839'a Osmanlı İstanbulu'nda marjinalite ve mekân olgularını ele alıyor. Geç Osmanlı payitahtında marjinalite, meşru ile gayrimeşrunun tam sınırı üzerinde konumlanma haline işaret eder. Bir toplumsal grup, pratik veya mekân için marjinal olmak, varlığı ne bütün olarak kabul edilebilir ne de bütünüyle reddedilebilir olmak demek.
Bekârlar, hem kentin ihtiyaç duyduğu işgücünün önemli kesimini sağlayan bir grup oluşturuyor hem de aile denetiminden yoksun tekil kişiler olarak nitelenip mahalle odaklı yaşama tehdit olarak algılanıyorlardı. Meyhane de böyle bir mekân, çünkü içki kullanımı uzun zaman boyunca sadece gayrimüslimler için olağan sayılan, en azından resmen böyle ifade edilen bir pratik. Oysa Müslümanların da bir kesimi, hemen her dönemde içki içmekteydi.
Kitap, geç Osmanlı İstanbulu'nun söz konusu iki yarı, gizli ama çok olağan marjinal olgusunu aydınlatmayı deniyor. Hep sorun olarak tanımlanmış, aşağılanmış, ancak onlarsız olunamayan bir dizi gerçekliğin tarihsel izlerini sürüyor.
Published as part of the İstanbul Studies Series of İstanbul Research Institute, Bachelor Rooms and Taverns focuses on the concept of marginality and space in Ottoman Istanbul from 1789 to 1839. In the late Ottoman capital, marginality designates the state of being on the precise border between the legitimate and the illicit. For a social group, practice, or space, marginality means neither being entirely embraced, nor being entirely dismissible.
Bachelors represented a group that constituted a significant majority of the workforce the city needs and were simultaneously categorized as individuals lacking family supervision and thus were perceived as a threat to the neighborhood-oriented style of living.
The tavern was a similar kind of space, for alcohol consumption was, for long years, a practice regarded common to non-Muslims, or, at least, officially articulated as such. Yet, a portion of the Muslim population consumed alcohol in almost every period of the Empire.
This book strives to shed light upon the two semi-secret, yet perfectly ordinary marginal concepts of the late-Ottoman Istanbul. In doing so, the book traces the historic steps of a series of indispensible realities that have long been belittled and characterized as problematical.
Bekârlar, hem kentin ihtiyaç duyduğu işgücünün önemli kesimini sağlayan bir grup oluşturuyor hem de aile denetiminden yoksun tekil kişiler olarak nitelenip mahalle odaklı yaşama tehdit olarak algılanıyorlardı. Meyhane de böyle bir mekân, çünkü içki kullanımı uzun zaman boyunca sadece gayrimüslimler için olağan sayılan, en azından resmen böyle ifade edilen bir pratik. Oysa Müslümanların da bir kesimi, hemen her dönemde içki içmekteydi.
Kitap, geç Osmanlı İstanbulu'nun söz konusu iki yarı, gizli ama çok olağan marjinal olgusunu aydınlatmayı deniyor. Hep sorun olarak tanımlanmış, aşağılanmış, ancak onlarsız olunamayan bir dizi gerçekliğin tarihsel izlerini sürüyor.
Published as part of the İstanbul Studies Series of İstanbul Research Institute, Bachelor Rooms and Taverns focuses on the concept of marginality and space in Ottoman Istanbul from 1789 to 1839. In the late Ottoman capital, marginality designates the state of being on the precise border between the legitimate and the illicit. For a social group, practice, or space, marginality means neither being entirely embraced, nor being entirely dismissible.
Bachelors represented a group that constituted a significant majority of the workforce the city needs and were simultaneously categorized as individuals lacking family supervision and thus were perceived as a threat to the neighborhood-oriented style of living.
The tavern was a similar kind of space, for alcohol consumption was, for long years, a practice regarded common to non-Muslims, or, at least, officially articulated as such. Yet, a portion of the Muslim population consumed alcohol in almost every period of the Empire.
This book strives to shed light upon the two semi-secret, yet perfectly ordinary marginal concepts of the late-Ottoman Istanbul. In doing so, the book traces the historic steps of a series of indispensible realities that have long been belittled and characterized as problematical.
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü'nün, İstanbul Araştırmaları Dizisi kapsamında yayınlanan Bekâr Odaları ve Meyhaneler, 1789'dan 1839'a Osmanlı İstanbulu'nda marjinalite ve mekân olgularını ele alıyor. Geç Osmanlı payitahtında marjinalite, meşru ile gayrimeşrunun tam sınırı üzerinde konumlanma haline işaret eder. Bir toplumsal grup, pratik veya mekân için marjinal olmak, varlığı ne bütün olarak kabul edilebilir ne de bütünüyle reddedilebilir olmak demek.
Bekârlar, hem kentin ihtiyaç duyduğu işgücünün önemli kesimini sağlayan bir grup oluşturuyor hem de aile denetiminden yoksun tekil kişiler olarak nitelenip mahalle odaklı yaşama tehdit olarak algılanıyorlardı. Meyhane de böyle bir mekân, çünkü içki kullanımı uzun zaman boyunca sadece gayrimüslimler için olağan sayılan, en azından resmen böyle ifade edilen bir pratik. Oysa Müslümanların da bir kesimi, hemen her dönemde içki içmekteydi.
Kitap, geç Osmanlı İstanbulu'nun söz konusu iki yarı, gizli ama çok olağan marjinal olgusunu aydınlatmayı deniyor. Hep sorun olarak tanımlanmış, aşağılanmış, ancak onlarsız olunamayan bir dizi gerçekliğin tarihsel izlerini sürüyor.
Published as part of the İstanbul Studies Series of İstanbul Research Institute, Bachelor Rooms and Taverns focuses on the concept of marginality and space in Ottoman Istanbul from 1789 to 1839. In the late Ottoman capital, marginality designates the state of being on the precise border between the legitimate and the illicit. For a social group, practice, or space, marginality means neither being entirely embraced, nor being entirely dismissible.
Bachelors represented a group that constituted a significant majority of the workforce the city needs and were simultaneously categorized as individuals lacking family supervision and thus were perceived as a threat to the neighborhood-oriented style of living.
The tavern was a similar kind of space, for alcohol consumption was, for long years, a practice regarded common to non-Muslims, or, at least, officially articulated as such. Yet, a portion of the Muslim population consumed alcohol in almost every period of the Empire.
This book strives to shed light upon the two semi-secret, yet perfectly ordinary marginal concepts of the late-Ottoman Istanbul. In doing so, the book traces the historic steps of a series of indispensible realities that have long been belittled and characterized as problematical.
Bekârlar, hem kentin ihtiyaç duyduğu işgücünün önemli kesimini sağlayan bir grup oluşturuyor hem de aile denetiminden yoksun tekil kişiler olarak nitelenip mahalle odaklı yaşama tehdit olarak algılanıyorlardı. Meyhane de böyle bir mekân, çünkü içki kullanımı uzun zaman boyunca sadece gayrimüslimler için olağan sayılan, en azından resmen böyle ifade edilen bir pratik. Oysa Müslümanların da bir kesimi, hemen her dönemde içki içmekteydi.
Kitap, geç Osmanlı İstanbulu'nun söz konusu iki yarı, gizli ama çok olağan marjinal olgusunu aydınlatmayı deniyor. Hep sorun olarak tanımlanmış, aşağılanmış, ancak onlarsız olunamayan bir dizi gerçekliğin tarihsel izlerini sürüyor.
Published as part of the İstanbul Studies Series of İstanbul Research Institute, Bachelor Rooms and Taverns focuses on the concept of marginality and space in Ottoman Istanbul from 1789 to 1839. In the late Ottoman capital, marginality designates the state of being on the precise border between the legitimate and the illicit. For a social group, practice, or space, marginality means neither being entirely embraced, nor being entirely dismissible.
Bachelors represented a group that constituted a significant majority of the workforce the city needs and were simultaneously categorized as individuals lacking family supervision and thus were perceived as a threat to the neighborhood-oriented style of living.
The tavern was a similar kind of space, for alcohol consumption was, for long years, a practice regarded common to non-Muslims, or, at least, officially articulated as such. Yet, a portion of the Muslim population consumed alcohol in almost every period of the Empire.
This book strives to shed light upon the two semi-secret, yet perfectly ordinary marginal concepts of the late-Ottoman Istanbul. In doing so, the book traces the historic steps of a series of indispensible realities that have long been belittled and characterized as problematical.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.