9786057637017
489929
https://www.turkishbooks.com/books/bay-konsolos-p489929.html
Bay Konsolos
6.96
Okyanusların ötesinde adaların çok olduğu bir
coğrafyada, artık hiçbir yerde olmayan bir ülke. Bir
zamanlar gerçek olmuş bir düş, bir "Yokya!" O hayali
devletin, Akdeniz'de, bize çok tanıdık gelecek ama
adı sanı ağza alınmayan, yaşlı Prens Albert'in her
seferinde uğradığı bir sahil kasabasındaki
diplomatik anlamı bilinmeyen tuhaf elçiliği.
Bu ilginç diplomatik görevini kırk yıldır yürüten
Bay Konsolos. Sadece elçiliğin değil tüm kasabanın
Bay Konsolos'udur o: Yerini kimsenin bilmediği,
gidip gelmediği, varlığı yokluğu sorgulanmayan bir
"mandalina cumhuriyeti"nin diplomatı, kasaba
sahnesinin başrol oyuncusu. Kimsenin
yadırgamadığı gerçek, herkesin toplu olarak
gördüğü bir düştür bu sahne.
Bay Konsolos siyaset ve diplomasi dünyasındaki
her gelişme için devlet liderleri ve kurumlarına
yazdığı mektuplarda; verdiği davetlerde kasabadan
sıkı dostlarına söylevlerinde kullandığı diplomatik
ve felsefi dili elçilik çalışanlarından, postacıdan,
trafik polisinden hatta komşu binadaki
dondurmacının oğlundan bile esirgemez. Karşılık da
görür: İster bir boyacı olsun isterse belediye
başkanı, kasabadaki hemen herkes bu düşsel
dünyanın gerçek tiratlarının yaratıcılarıdır ―Bay
Konsolos'tan azıcık esinlenmiş olsalar bile.
İnsan kaçakçılarının eseri bir mülteci krizine Bay
Konsolos'un yaptığı diplomatik müdahale sonrası
düş biter, gerçek belirir. Sadece o değil tüm kasaba
sahnenin dışındadır artık. Ama beliren gerçeğin
kendisi de bir düştür. Öyle bir düş ki geçmişe ait bir
anda "yarın" yapmış olduklarını anlatan bir adamın
düşü.
coğrafyada, artık hiçbir yerde olmayan bir ülke. Bir
zamanlar gerçek olmuş bir düş, bir "Yokya!" O hayali
devletin, Akdeniz'de, bize çok tanıdık gelecek ama
adı sanı ağza alınmayan, yaşlı Prens Albert'in her
seferinde uğradığı bir sahil kasabasındaki
diplomatik anlamı bilinmeyen tuhaf elçiliği.
Bu ilginç diplomatik görevini kırk yıldır yürüten
Bay Konsolos. Sadece elçiliğin değil tüm kasabanın
Bay Konsolos'udur o: Yerini kimsenin bilmediği,
gidip gelmediği, varlığı yokluğu sorgulanmayan bir
"mandalina cumhuriyeti"nin diplomatı, kasaba
sahnesinin başrol oyuncusu. Kimsenin
yadırgamadığı gerçek, herkesin toplu olarak
gördüğü bir düştür bu sahne.
Bay Konsolos siyaset ve diplomasi dünyasındaki
her gelişme için devlet liderleri ve kurumlarına
yazdığı mektuplarda; verdiği davetlerde kasabadan
sıkı dostlarına söylevlerinde kullandığı diplomatik
ve felsefi dili elçilik çalışanlarından, postacıdan,
trafik polisinden hatta komşu binadaki
dondurmacının oğlundan bile esirgemez. Karşılık da
görür: İster bir boyacı olsun isterse belediye
başkanı, kasabadaki hemen herkes bu düşsel
dünyanın gerçek tiratlarının yaratıcılarıdır ―Bay
Konsolos'tan azıcık esinlenmiş olsalar bile.
İnsan kaçakçılarının eseri bir mülteci krizine Bay
Konsolos'un yaptığı diplomatik müdahale sonrası
düş biter, gerçek belirir. Sadece o değil tüm kasaba
sahnenin dışındadır artık. Ama beliren gerçeğin
kendisi de bir düştür. Öyle bir düş ki geçmişe ait bir
anda "yarın" yapmış olduklarını anlatan bir adamın
düşü.
Okyanusların ötesinde adaların çok olduğu bir
coğrafyada, artık hiçbir yerde olmayan bir ülke. Bir
zamanlar gerçek olmuş bir düş, bir "Yokya!" O hayali
devletin, Akdeniz'de, bize çok tanıdık gelecek ama
adı sanı ağza alınmayan, yaşlı Prens Albert'in her
seferinde uğradığı bir sahil kasabasındaki
diplomatik anlamı bilinmeyen tuhaf elçiliği.
Bu ilginç diplomatik görevini kırk yıldır yürüten
Bay Konsolos. Sadece elçiliğin değil tüm kasabanın
Bay Konsolos'udur o: Yerini kimsenin bilmediği,
gidip gelmediği, varlığı yokluğu sorgulanmayan bir
"mandalina cumhuriyeti"nin diplomatı, kasaba
sahnesinin başrol oyuncusu. Kimsenin
yadırgamadığı gerçek, herkesin toplu olarak
gördüğü bir düştür bu sahne.
Bay Konsolos siyaset ve diplomasi dünyasındaki
her gelişme için devlet liderleri ve kurumlarına
yazdığı mektuplarda; verdiği davetlerde kasabadan
sıkı dostlarına söylevlerinde kullandığı diplomatik
ve felsefi dili elçilik çalışanlarından, postacıdan,
trafik polisinden hatta komşu binadaki
dondurmacının oğlundan bile esirgemez. Karşılık da
görür: İster bir boyacı olsun isterse belediye
başkanı, kasabadaki hemen herkes bu düşsel
dünyanın gerçek tiratlarının yaratıcılarıdır ―Bay
Konsolos'tan azıcık esinlenmiş olsalar bile.
İnsan kaçakçılarının eseri bir mülteci krizine Bay
Konsolos'un yaptığı diplomatik müdahale sonrası
düş biter, gerçek belirir. Sadece o değil tüm kasaba
sahnenin dışındadır artık. Ama beliren gerçeğin
kendisi de bir düştür. Öyle bir düş ki geçmişe ait bir
anda "yarın" yapmış olduklarını anlatan bir adamın
düşü.
coğrafyada, artık hiçbir yerde olmayan bir ülke. Bir
zamanlar gerçek olmuş bir düş, bir "Yokya!" O hayali
devletin, Akdeniz'de, bize çok tanıdık gelecek ama
adı sanı ağza alınmayan, yaşlı Prens Albert'in her
seferinde uğradığı bir sahil kasabasındaki
diplomatik anlamı bilinmeyen tuhaf elçiliği.
Bu ilginç diplomatik görevini kırk yıldır yürüten
Bay Konsolos. Sadece elçiliğin değil tüm kasabanın
Bay Konsolos'udur o: Yerini kimsenin bilmediği,
gidip gelmediği, varlığı yokluğu sorgulanmayan bir
"mandalina cumhuriyeti"nin diplomatı, kasaba
sahnesinin başrol oyuncusu. Kimsenin
yadırgamadığı gerçek, herkesin toplu olarak
gördüğü bir düştür bu sahne.
Bay Konsolos siyaset ve diplomasi dünyasındaki
her gelişme için devlet liderleri ve kurumlarına
yazdığı mektuplarda; verdiği davetlerde kasabadan
sıkı dostlarına söylevlerinde kullandığı diplomatik
ve felsefi dili elçilik çalışanlarından, postacıdan,
trafik polisinden hatta komşu binadaki
dondurmacının oğlundan bile esirgemez. Karşılık da
görür: İster bir boyacı olsun isterse belediye
başkanı, kasabadaki hemen herkes bu düşsel
dünyanın gerçek tiratlarının yaratıcılarıdır ―Bay
Konsolos'tan azıcık esinlenmiş olsalar bile.
İnsan kaçakçılarının eseri bir mülteci krizine Bay
Konsolos'un yaptığı diplomatik müdahale sonrası
düş biter, gerçek belirir. Sadece o değil tüm kasaba
sahnenin dışındadır artık. Ama beliren gerçeğin
kendisi de bir düştür. Öyle bir düş ki geçmişe ait bir
anda "yarın" yapmış olduklarını anlatan bir adamın
düşü.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.