9786059263252
406159
https://www.turkishbooks.com/books/banka-yonetim-kurulu-uyelerinin-iflasinin-kosullari-p406159.html
Banka Yönetim Kurulu Üyelerinin İflasının Koşulları (Belgesel İnceleme)
31.2
Bu kitap belgesel nitelikli bir savunma kitabıdır. Yazılma sebepleri Anayasa'nın ve Medeni Yargılama Usûlü Yasası'nın kutsal saydığı savunma haklarının Yargıtay HGK'da kullanılamamasıdır: Günümüzde HGK'damürafaa (duruşma) yapılmıyor. Kurul dosyayı kapalı ortamda görüşüyor; dosyanın hangi gün görüşüleceğini, ne zaman gündeme geleceğini taraf sıfatıyla dahi öğrenme imkanı yok. Buna karşılık bozma kararı veren Daire üyeleri, hatta bozma kararlarında imzası olan yargıçlar dahi kurula girip görüşlerini savunabiliyor. Oysa HGK'da asıl yargılananın özel Dairenin bozma kararıdır; yani Daire bu duruşmada taraftır. Bu adalet dışı uygulama Danıştay'da yok. Danıştay Kanunu'nun 17. maddesinin 4. bendi uyarınca kararı görüşülecek Daire, Dava Daireleri Genel Kuruluna katılamıyor. Bu kitap HGK'da yapılanmayan savunmanın hukuk kamu oyu ile paylaşılması amacıyla hazırlanmıştır.
Aslında tartışılan konu hukukun temel ilkelerinden birisidir. Hiç kimse kendisine isnat edilemeyen bir sonuçtan sorumlu tutulamaz. Ya da hiç kimseye hukukun temel ilkelerine aykırı gerekçelerle sorumluluk yüklenemez.
Kitap belgesel niteliktedir. Davanın açılmasından itibaren dosyaya giren temel belgeler tarih sırası ile aynen kitaba alınmış ve bu süreçte banka yönetim kurulu üyeleri için öngörülen iflas müeyyidesinin somut uygulama koşullarına vurgu yapılmıştır.
Son yıllarda bazı meslektaşlarımız yazdıkları hukuki görüşleri ve bilirkişi raporlarını kitap olarak yayımlıyorlar. Hukuki görüşlerin ve bilirkişi raporlarının yoğun bir emek ve hukuki birikim ürünü olduğu hiç kuşkusuzdur. Dava dosyasına da üç bilirkişi raporu ve on değerli bilim adamının hukuki mütalaaları sunulmuştur. Maalesef ne 19 HD'nin ne de HGK'nun kararlarında bu değerli mütalaaların dosyaya konulduğundan dahi söz edilmiştir. Ticaret hukuku, borçlar hukuku, usul ve icra - iflas hukuku konularında çok değerli görüşleri içeren bu raporları da kitaba aynen aldım. Böylece bir yandan anılan değerli bilim adamları ve bilirkişilerin konuya ilişkin görüşlerinin Türk hukuk yazını içindeki yerlerini almasını, diğer yandan da genç meslekdaşlarıma bu eserlerden yararlanma ve gereğinde bu görüşlere yollama yapma olanağının sağlamasını amaçladım.
Benim hukukla tanışmam İÜHF'ne başladığım 1955 yılında oldu. Kısaca 60 yıldır hukukla uğraşıyorum. 1965 yılında yazdığım doktora tezimin konusu ?Anonim Ortaklık Yönetim Kurulu Üyelerinin Hukuki Sorumluluğu"dur. Objektif ölçülere göre bu konuda uzman sayılıyorum. Kadere bakın ki doktora tezi olarak seçtiğim ve en çok emek verdiğim bu konu bana kader oldu. Maalesef bu davada, benim 55 yıllık çalışmalarım bir yana, hukukun temel ilkeleri dahi uygulanma şansı bulamamıştır.
1955'te Hukuk Fakültesine tek tercihim olarak girdim ve meslek hayatımın hiç bir döneminde hukukçu olduğum için pişmanlık duymadım. Bu uzun süreçte adalet uğruna savaşımın hiç yılmadan sürmesi gerektiğine inandım. Ancak insanoğlunun adaleti gerçekleştirme yetisinden zaman zaman şüpheye düştüm; hatta insanoğlu adaleti dağıtamaz yargısına vardım. Ne var ki bu yargının karşı seçeneğini henüz bulamadım; araştırmaya devam ediyorum...
Nisan 2016
Ersin ÇAMOĞLU
Aslında tartışılan konu hukukun temel ilkelerinden birisidir. Hiç kimse kendisine isnat edilemeyen bir sonuçtan sorumlu tutulamaz. Ya da hiç kimseye hukukun temel ilkelerine aykırı gerekçelerle sorumluluk yüklenemez.
Kitap belgesel niteliktedir. Davanın açılmasından itibaren dosyaya giren temel belgeler tarih sırası ile aynen kitaba alınmış ve bu süreçte banka yönetim kurulu üyeleri için öngörülen iflas müeyyidesinin somut uygulama koşullarına vurgu yapılmıştır.
Son yıllarda bazı meslektaşlarımız yazdıkları hukuki görüşleri ve bilirkişi raporlarını kitap olarak yayımlıyorlar. Hukuki görüşlerin ve bilirkişi raporlarının yoğun bir emek ve hukuki birikim ürünü olduğu hiç kuşkusuzdur. Dava dosyasına da üç bilirkişi raporu ve on değerli bilim adamının hukuki mütalaaları sunulmuştur. Maalesef ne 19 HD'nin ne de HGK'nun kararlarında bu değerli mütalaaların dosyaya konulduğundan dahi söz edilmiştir. Ticaret hukuku, borçlar hukuku, usul ve icra - iflas hukuku konularında çok değerli görüşleri içeren bu raporları da kitaba aynen aldım. Böylece bir yandan anılan değerli bilim adamları ve bilirkişilerin konuya ilişkin görüşlerinin Türk hukuk yazını içindeki yerlerini almasını, diğer yandan da genç meslekdaşlarıma bu eserlerden yararlanma ve gereğinde bu görüşlere yollama yapma olanağının sağlamasını amaçladım.
Benim hukukla tanışmam İÜHF'ne başladığım 1955 yılında oldu. Kısaca 60 yıldır hukukla uğraşıyorum. 1965 yılında yazdığım doktora tezimin konusu ?Anonim Ortaklık Yönetim Kurulu Üyelerinin Hukuki Sorumluluğu"dur. Objektif ölçülere göre bu konuda uzman sayılıyorum. Kadere bakın ki doktora tezi olarak seçtiğim ve en çok emek verdiğim bu konu bana kader oldu. Maalesef bu davada, benim 55 yıllık çalışmalarım bir yana, hukukun temel ilkeleri dahi uygulanma şansı bulamamıştır.
1955'te Hukuk Fakültesine tek tercihim olarak girdim ve meslek hayatımın hiç bir döneminde hukukçu olduğum için pişmanlık duymadım. Bu uzun süreçte adalet uğruna savaşımın hiç yılmadan sürmesi gerektiğine inandım. Ancak insanoğlunun adaleti gerçekleştirme yetisinden zaman zaman şüpheye düştüm; hatta insanoğlu adaleti dağıtamaz yargısına vardım. Ne var ki bu yargının karşı seçeneğini henüz bulamadım; araştırmaya devam ediyorum...
Nisan 2016
Ersin ÇAMOĞLU
Bu kitap belgesel nitelikli bir savunma kitabıdır. Yazılma sebepleri Anayasa'nın ve Medeni Yargılama Usûlü Yasası'nın kutsal saydığı savunma haklarının Yargıtay HGK'da kullanılamamasıdır: Günümüzde HGK'damürafaa (duruşma) yapılmıyor. Kurul dosyayı kapalı ortamda görüşüyor; dosyanın hangi gün görüşüleceğini, ne zaman gündeme geleceğini taraf sıfatıyla dahi öğrenme imkanı yok. Buna karşılık bozma kararı veren Daire üyeleri, hatta bozma kararlarında imzası olan yargıçlar dahi kurula girip görüşlerini savunabiliyor. Oysa HGK'da asıl yargılananın özel Dairenin bozma kararıdır; yani Daire bu duruşmada taraftır. Bu adalet dışı uygulama Danıştay'da yok. Danıştay Kanunu'nun 17. maddesinin 4. bendi uyarınca kararı görüşülecek Daire, Dava Daireleri Genel Kuruluna katılamıyor. Bu kitap HGK'da yapılanmayan savunmanın hukuk kamu oyu ile paylaşılması amacıyla hazırlanmıştır.
Aslında tartışılan konu hukukun temel ilkelerinden birisidir. Hiç kimse kendisine isnat edilemeyen bir sonuçtan sorumlu tutulamaz. Ya da hiç kimseye hukukun temel ilkelerine aykırı gerekçelerle sorumluluk yüklenemez.
Kitap belgesel niteliktedir. Davanın açılmasından itibaren dosyaya giren temel belgeler tarih sırası ile aynen kitaba alınmış ve bu süreçte banka yönetim kurulu üyeleri için öngörülen iflas müeyyidesinin somut uygulama koşullarına vurgu yapılmıştır.
Son yıllarda bazı meslektaşlarımız yazdıkları hukuki görüşleri ve bilirkişi raporlarını kitap olarak yayımlıyorlar. Hukuki görüşlerin ve bilirkişi raporlarının yoğun bir emek ve hukuki birikim ürünü olduğu hiç kuşkusuzdur. Dava dosyasına da üç bilirkişi raporu ve on değerli bilim adamının hukuki mütalaaları sunulmuştur. Maalesef ne 19 HD'nin ne de HGK'nun kararlarında bu değerli mütalaaların dosyaya konulduğundan dahi söz edilmiştir. Ticaret hukuku, borçlar hukuku, usul ve icra - iflas hukuku konularında çok değerli görüşleri içeren bu raporları da kitaba aynen aldım. Böylece bir yandan anılan değerli bilim adamları ve bilirkişilerin konuya ilişkin görüşlerinin Türk hukuk yazını içindeki yerlerini almasını, diğer yandan da genç meslekdaşlarıma bu eserlerden yararlanma ve gereğinde bu görüşlere yollama yapma olanağının sağlamasını amaçladım.
Benim hukukla tanışmam İÜHF'ne başladığım 1955 yılında oldu. Kısaca 60 yıldır hukukla uğraşıyorum. 1965 yılında yazdığım doktora tezimin konusu ?Anonim Ortaklık Yönetim Kurulu Üyelerinin Hukuki Sorumluluğu"dur. Objektif ölçülere göre bu konuda uzman sayılıyorum. Kadere bakın ki doktora tezi olarak seçtiğim ve en çok emek verdiğim bu konu bana kader oldu. Maalesef bu davada, benim 55 yıllık çalışmalarım bir yana, hukukun temel ilkeleri dahi uygulanma şansı bulamamıştır.
1955'te Hukuk Fakültesine tek tercihim olarak girdim ve meslek hayatımın hiç bir döneminde hukukçu olduğum için pişmanlık duymadım. Bu uzun süreçte adalet uğruna savaşımın hiç yılmadan sürmesi gerektiğine inandım. Ancak insanoğlunun adaleti gerçekleştirme yetisinden zaman zaman şüpheye düştüm; hatta insanoğlu adaleti dağıtamaz yargısına vardım. Ne var ki bu yargının karşı seçeneğini henüz bulamadım; araştırmaya devam ediyorum...
Nisan 2016
Ersin ÇAMOĞLU
Aslında tartışılan konu hukukun temel ilkelerinden birisidir. Hiç kimse kendisine isnat edilemeyen bir sonuçtan sorumlu tutulamaz. Ya da hiç kimseye hukukun temel ilkelerine aykırı gerekçelerle sorumluluk yüklenemez.
Kitap belgesel niteliktedir. Davanın açılmasından itibaren dosyaya giren temel belgeler tarih sırası ile aynen kitaba alınmış ve bu süreçte banka yönetim kurulu üyeleri için öngörülen iflas müeyyidesinin somut uygulama koşullarına vurgu yapılmıştır.
Son yıllarda bazı meslektaşlarımız yazdıkları hukuki görüşleri ve bilirkişi raporlarını kitap olarak yayımlıyorlar. Hukuki görüşlerin ve bilirkişi raporlarının yoğun bir emek ve hukuki birikim ürünü olduğu hiç kuşkusuzdur. Dava dosyasına da üç bilirkişi raporu ve on değerli bilim adamının hukuki mütalaaları sunulmuştur. Maalesef ne 19 HD'nin ne de HGK'nun kararlarında bu değerli mütalaaların dosyaya konulduğundan dahi söz edilmiştir. Ticaret hukuku, borçlar hukuku, usul ve icra - iflas hukuku konularında çok değerli görüşleri içeren bu raporları da kitaba aynen aldım. Böylece bir yandan anılan değerli bilim adamları ve bilirkişilerin konuya ilişkin görüşlerinin Türk hukuk yazını içindeki yerlerini almasını, diğer yandan da genç meslekdaşlarıma bu eserlerden yararlanma ve gereğinde bu görüşlere yollama yapma olanağının sağlamasını amaçladım.
Benim hukukla tanışmam İÜHF'ne başladığım 1955 yılında oldu. Kısaca 60 yıldır hukukla uğraşıyorum. 1965 yılında yazdığım doktora tezimin konusu ?Anonim Ortaklık Yönetim Kurulu Üyelerinin Hukuki Sorumluluğu"dur. Objektif ölçülere göre bu konuda uzman sayılıyorum. Kadere bakın ki doktora tezi olarak seçtiğim ve en çok emek verdiğim bu konu bana kader oldu. Maalesef bu davada, benim 55 yıllık çalışmalarım bir yana, hukukun temel ilkeleri dahi uygulanma şansı bulamamıştır.
1955'te Hukuk Fakültesine tek tercihim olarak girdim ve meslek hayatımın hiç bir döneminde hukukçu olduğum için pişmanlık duymadım. Bu uzun süreçte adalet uğruna savaşımın hiç yılmadan sürmesi gerektiğine inandım. Ancak insanoğlunun adaleti gerçekleştirme yetisinden zaman zaman şüpheye düştüm; hatta insanoğlu adaleti dağıtamaz yargısına vardım. Ne var ki bu yargının karşı seçeneğini henüz bulamadım; araştırmaya devam ediyorum...
Nisan 2016
Ersin ÇAMOĞLU
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.