9786257049429
500904
https://www.turkishbooks.com/books/arkeoloji-ve-sanat-tarihi-p500904.html
Arkeoloji ve Sanat Tarihi
22.8
Arkeoloji, sanat, sanat tarihi, müze ve müzeciliğin birlikte anılması oldukça doğaldır. Dahası;
yararlı, gerekli ve hatta zorunludur. Zannedildiği ya da zannedilebileceği gibi, herhangi bir
olgunun ilişkili olduğu başka olgulardan yalıtılarak ele alınması, o olgunun gerçekliğini daha
iyi yansıtmaz. Araştırılacak herhangi bir konunun ilişkili alanlarla birlikte ele alınması,
bütüncül anlayışa bağlı yöntem ve teknikleri de gündeme getirecektir. Eğer bu olgular kendi
tekil bağlamlarında doğrudan bilimsel bir disiplin değil de bilgi alanı kapsamındaysa; amaç,
yöntem ve buna uygun tekniklerin bulunması çok daha önemli olmaktadır.
Sanat, arkeoloji ve müzecilik; sezgisel-duyuşsal bilginin, toplumsal-kültürel hatta bir ölçüde
teknolojik bilgi ve birikimin kapsamında yer alırlar. Bunlardan hiçbiri doğrudan bilim değil,
bilimlerle bağıntılı ve bilimsel olarak ele alınabilen etkinliklerdir. Bu nedenle; sanat, arkeoloji
ve müze bir bütün hâlinde ele alındığında, öncelikle her birinin kendi özgünlükleri gözönüne
alınarak sağlıklı bir ayrımlama yapılır ve değerlendirilebilir. Çünkü bütüncül bakış, unsurların
bir bileşimi değil, farklılıkların kendi içinde derinleşmesine imkân tanıyan genel bir çerçevedir.
yararlı, gerekli ve hatta zorunludur. Zannedildiği ya da zannedilebileceği gibi, herhangi bir
olgunun ilişkili olduğu başka olgulardan yalıtılarak ele alınması, o olgunun gerçekliğini daha
iyi yansıtmaz. Araştırılacak herhangi bir konunun ilişkili alanlarla birlikte ele alınması,
bütüncül anlayışa bağlı yöntem ve teknikleri de gündeme getirecektir. Eğer bu olgular kendi
tekil bağlamlarında doğrudan bilimsel bir disiplin değil de bilgi alanı kapsamındaysa; amaç,
yöntem ve buna uygun tekniklerin bulunması çok daha önemli olmaktadır.
Sanat, arkeoloji ve müzecilik; sezgisel-duyuşsal bilginin, toplumsal-kültürel hatta bir ölçüde
teknolojik bilgi ve birikimin kapsamında yer alırlar. Bunlardan hiçbiri doğrudan bilim değil,
bilimlerle bağıntılı ve bilimsel olarak ele alınabilen etkinliklerdir. Bu nedenle; sanat, arkeoloji
ve müze bir bütün hâlinde ele alındığında, öncelikle her birinin kendi özgünlükleri gözönüne
alınarak sağlıklı bir ayrımlama yapılır ve değerlendirilebilir. Çünkü bütüncül bakış, unsurların
bir bileşimi değil, farklılıkların kendi içinde derinleşmesine imkân tanıyan genel bir çerçevedir.
Arkeoloji, sanat, sanat tarihi, müze ve müzeciliğin birlikte anılması oldukça doğaldır. Dahası;
yararlı, gerekli ve hatta zorunludur. Zannedildiği ya da zannedilebileceği gibi, herhangi bir
olgunun ilişkili olduğu başka olgulardan yalıtılarak ele alınması, o olgunun gerçekliğini daha
iyi yansıtmaz. Araştırılacak herhangi bir konunun ilişkili alanlarla birlikte ele alınması,
bütüncül anlayışa bağlı yöntem ve teknikleri de gündeme getirecektir. Eğer bu olgular kendi
tekil bağlamlarında doğrudan bilimsel bir disiplin değil de bilgi alanı kapsamındaysa; amaç,
yöntem ve buna uygun tekniklerin bulunması çok daha önemli olmaktadır.
Sanat, arkeoloji ve müzecilik; sezgisel-duyuşsal bilginin, toplumsal-kültürel hatta bir ölçüde
teknolojik bilgi ve birikimin kapsamında yer alırlar. Bunlardan hiçbiri doğrudan bilim değil,
bilimlerle bağıntılı ve bilimsel olarak ele alınabilen etkinliklerdir. Bu nedenle; sanat, arkeoloji
ve müze bir bütün hâlinde ele alındığında, öncelikle her birinin kendi özgünlükleri gözönüne
alınarak sağlıklı bir ayrımlama yapılır ve değerlendirilebilir. Çünkü bütüncül bakış, unsurların
bir bileşimi değil, farklılıkların kendi içinde derinleşmesine imkân tanıyan genel bir çerçevedir.
yararlı, gerekli ve hatta zorunludur. Zannedildiği ya da zannedilebileceği gibi, herhangi bir
olgunun ilişkili olduğu başka olgulardan yalıtılarak ele alınması, o olgunun gerçekliğini daha
iyi yansıtmaz. Araştırılacak herhangi bir konunun ilişkili alanlarla birlikte ele alınması,
bütüncül anlayışa bağlı yöntem ve teknikleri de gündeme getirecektir. Eğer bu olgular kendi
tekil bağlamlarında doğrudan bilimsel bir disiplin değil de bilgi alanı kapsamındaysa; amaç,
yöntem ve buna uygun tekniklerin bulunması çok daha önemli olmaktadır.
Sanat, arkeoloji ve müzecilik; sezgisel-duyuşsal bilginin, toplumsal-kültürel hatta bir ölçüde
teknolojik bilgi ve birikimin kapsamında yer alırlar. Bunlardan hiçbiri doğrudan bilim değil,
bilimlerle bağıntılı ve bilimsel olarak ele alınabilen etkinliklerdir. Bu nedenle; sanat, arkeoloji
ve müze bir bütün hâlinde ele alındığında, öncelikle her birinin kendi özgünlükleri gözönüne
alınarak sağlıklı bir ayrımlama yapılır ve değerlendirilebilir. Çünkü bütüncül bakış, unsurların
bir bileşimi değil, farklılıkların kendi içinde derinleşmesine imkân tanıyan genel bir çerçevedir.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.