Anneme Gezi Parkı'nda Olduğumu Söyleme O Beni Okulda Sanıyor

Stok Kodu:
9786055391706
Boyut:
135-210
Sayfa Sayısı:
178
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013-07
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%20 indirimli
4.50
3.60
9786055391706
372318
Anneme Gezi Parkı'nda Olduğumu Söyleme O Beni Okulda Sanıyor
Anneme Gezi Parkı'nda Olduğumu Söyleme O Beni Okulda Sanıyor
3.6
Y Kuşağı'nı anlamak istemeyen iktidar onları; apolitik, bilgisayar başından kalkmayan, yanında bomba patlasa umurlarında olmayan, etliye sütlüye karışmayan, ailesine saygısı olmayan, siyasetle işi olmayan,
"gece gündüz içip kafası kıyak" gezen, memleket meseleleriyle ilgilenmeyen "tipler" olarak tanımladı, onları anlamak yerine "ben yaptım oldu" dayatmalarına başlayınca işte o "tipler" önce İstanbul'un göbeğindeki "son yeşillik alan" olan "Gezi Parkı"ndaki ağaçların kesilmesini engellemek için yaptığı "masumane" eylemlerine karşı yapılan "hoyrat" müdahalenin ardından tüm Türkiye'yi salladılar, halkın üzerindeki "ölü toprağını" attılar.
Avrupa'yı titrettiler ve hatta Brezilya halkına ilham oldular. "Tiplerinden" beklenmeyecek derecede fışkıran "zeka" ışıltıları sıkça da "orantısız" hâl aldı. Yıllarca birbirlerine rakip olan taraftarlar bir araya gelerek "taraftar bir oldu" mesajını verdiler.
Fenerbahçe bayrağını taşıyan Galatasaray'lıyı Çarşı'dan gelen Beşiktaş'lılar polisin elinden alıyordu.
"İki ayyaş"ın torunları "Çapulcular" renk, ırk, siyaset, din, mezhep ayrımı yapmadan bir araya gelmiş, ekmeklerini bölüşmüş, acılarını paylaşarak dünyada benzeri görülmemiş bir "direniş" sergilemişlerdir.
Elinizdeki kitap bu "direniş" esnasında içlerinde biriken bastırılmış duyguların dışa vurumu olan "çapulcu duvar yazılarını" bir araya getirerek "tarihe not düşürmeyi" amaçlar.
Bu "direniş" esnasında ölen şehitler; Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Mehmet Ayvalıtaş ve Ali İsmail Korkmaz'ı saygıyla anıyoruz.
Y Kuşağı'nı anlamak istemeyen iktidar onları; apolitik, bilgisayar başından kalkmayan, yanında bomba patlasa umurlarında olmayan, etliye sütlüye karışmayan, ailesine saygısı olmayan, siyasetle işi olmayan,
"gece gündüz içip kafası kıyak" gezen, memleket meseleleriyle ilgilenmeyen "tipler" olarak tanımladı, onları anlamak yerine "ben yaptım oldu" dayatmalarına başlayınca işte o "tipler" önce İstanbul'un göbeğindeki "son yeşillik alan" olan "Gezi Parkı"ndaki ağaçların kesilmesini engellemek için yaptığı "masumane" eylemlerine karşı yapılan "hoyrat" müdahalenin ardından tüm Türkiye'yi salladılar, halkın üzerindeki "ölü toprağını" attılar.
Avrupa'yı titrettiler ve hatta Brezilya halkına ilham oldular. "Tiplerinden" beklenmeyecek derecede fışkıran "zeka" ışıltıları sıkça da "orantısız" hâl aldı. Yıllarca birbirlerine rakip olan taraftarlar bir araya gelerek "taraftar bir oldu" mesajını verdiler.
Fenerbahçe bayrağını taşıyan Galatasaray'lıyı Çarşı'dan gelen Beşiktaş'lılar polisin elinden alıyordu.
"İki ayyaş"ın torunları "Çapulcular" renk, ırk, siyaset, din, mezhep ayrımı yapmadan bir araya gelmiş, ekmeklerini bölüşmüş, acılarını paylaşarak dünyada benzeri görülmemiş bir "direniş" sergilemişlerdir.
Elinizdeki kitap bu "direniş" esnasında içlerinde biriken bastırılmış duyguların dışa vurumu olan "çapulcu duvar yazılarını" bir araya getirerek "tarihe not düşürmeyi" amaçlar.
Bu "direniş" esnasında ölen şehitler; Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Mehmet Ayvalıtaş ve Ali İsmail Korkmaz'ı saygıyla anıyoruz.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat